CHP İl Başkanlığı Adalet Sarayı önüne siyah çelenk bıraktı

CHP İl Başkanlığı Adalet Sarayı önüne siyah çelenk bıraktı

 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 17 Aralık soruşturması kapsamında, işadamı Rıza Sarraf, Barış Güler ve Kaan Çağlayan'ın da aralarında bulunduğu 53 kişi hakkında takipsizlik kararı vermişti. Bu karara Türkiye’de pek çok kesimden tepki geldi. Yolsuzluk iddialarıyla yargılanan şahısların “Usulüne uygun delil toplanmadığı, suçun unsurlarının oluşmadığı ve herhangi bir örgüte rastlanmadığı” gerekçesi ile takipsizliğine karar verilmesi, “bağımsız yargı” anlayışının yok olduğu yönünde tepkilere neden oldu.

 

Yargıya olan güven azaldı

 

Bu tepkilerden biri de Bilecik’te CHP kesiminden geldi. CHP’li grup Bilecik Adalet Sarayı önüne “Adaletin Kara Günü” yazılı siyah bir çelenk bıraktı ve burada bir basın açıklaması yaptı. CHP İl Başkanı Av. Çağatay Karaahmet Bilecik Adalet Sarayı önünde yaptığı konuşmada “17 Aralık soruşturması kapsamında yolsuzluk iddiasıyla tutuklanan kişiler hakkında takipsizlik kararı çıkmasının bağımsız yargı anlayışını katlettiğini ve yargıya olan güvenin bittiğini” söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü;

 

Hukuk katledilmiştir

 

 “Değerli arkadaşlarım hukuk herkese lazım. Hukuk, adalet herkese lazım. Bakın yasama, yürütme, yargı. Yasama yasa çıkartır, yürütme bunları uygular yönetmelik çıkartır, peki yargı ne yapar? Bunları frenler. Yasalar karşısında yapılan yasa dışı olayları engeller. Hukuk olmazsa, yargı olmazsa biz ne yapacağız? Gelinen noktada işte katledilmiştir.

 

Hukukun bir simgesi vardır hepimiz biliriz. Bir kadın elinde bir kılıç ve gözleri bağlıdır. O gözlerinin bağlı olması tarafsızlığını gösterir, kadın olması bağımsızlığını gösterir, kılıç verdiği cezanın caydırıcılığını gösterir, teraziyse adaleti gösterir, hangisi var? Gelinen nokta budur, bunların hiçbiri yok .

 

Hakimler ve savcılar siyasi görüşlerini deklare eder hale geldiler

 

Türkiye’de allak bullak ettikleri bütün kurumlar hepsi bir kenara adalet bir kenara, hukuk kurumu bir kenara. Çok üzgünüz. Gelinen süreçte gerek HSYK’nın yapısına gerek hâkimlerin, savcıların yapısına kadar her şeyle oynadılar. Bir şey daha söyleyeyim bakın hâkimin, yargıcın, savcının siyasi görüşü olmaz. Hâkimin, yargıcın, savcının dini olmaz, mezhebi olmaz, ırkı olmaz. Kim olursa olsun onun gözleri bağlıdır, onun gözleri kapalıdır. Kanundur, vicdanıyla hareket eder. Ama ne hale geldi görüyorsunuz. Bağımsız yargı platformları, Yarsavlar, şunlar bunlar, hâkimler, savcılar artık siyasi görüşlerini yok paralel hâkimler yok yandaş hâkimler, siyasi görüşlerini deklare eder hale geldiler. Bu şekilde yargılama yapan bir kişinin ya da yargının önünde bağımsız yargılanacağınızı nasıl garanti edebilir? Nasıl o hâkime, yargıca güvenerek o kürsüye çıkıp da yargılanabilirsiniz? Türkiye’ de gelinen budur.

 

Hâkimlerin, yargıçların dini, ırkı, siyasi görüşü olmaz

 

 Hâkimlerin yine söylüyorum dini, ırkı olmaz. Yargıçların etnik kökeni, siyasi görüşü olmaz. Ama bakıyorsunuz yandaş hâkim olsun, yandaş savcı olsun mücadelesi ve hukukun içine düştüğü garabet.

Buradan bir kez daha söylüyorum Türkiye’de takipsizlik kararlarıyla beraber hakikaten adalet kara bir gün yaşamıştır. Bizim burada amacımız bu konuya kamuoyunun dikkatini çekmektir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının, yurttaşlarının bu coğrafyada yaşayan bütün yurttaşların dikkatini çekmektir. Halkımıza bir kez daha sesleniyorum uyanın. İçine düştüğümüz garabetten yine sizin iradenizle, Türkiye Cumhuriyeti içinde yaşayan insanların iradesiyle kurtulacağız. Bu kaygıyla, bu endişeyle burada bulunduğunuz için hepinize teşekkür ediyorum”

 



E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. 30 kişi – ilçelerden toplanan partililerle 30 kişi.daha bişey demeye gerek var mı başarılı il başkanı ve yöneticiler.

    Cevapla