Çocuklarda görülen problemlerin kaynağı ailedir

Bilecik İl Halk Sağlığı Müdürlüğü’ne bağlı Çocuk Gelişim Biriminde hizmet veren Çocuk Gelişim Uzmanı Sedef Akdoğan Kul, çocukların gelişim süreci ve ailelerin bu süreçte göstermesi gereken tutumlar hakkında gazetemize açıklamalarda bulundu.

 “Pedagog veya okul öğrencisi öğretmeni değiliz”

Çocuk gelişimi uzmanlarının genel olarak pedagog, çocuk psikiyatristliği, okul öncesi öğretmenliği gibi benzer mesleklerle karıştırıldığını ifade eden Akdoğan, “ Çocuk gelişimi,  Türkiye’de daha yeni yeni tanınmaya başlayan bir bölüm.  Genel olarak da pedagog ve çocuk gelişimi öğretmenlikleri ile karıştırılıyor. Türkiye’de çocuk gelişimi bölümü olan nadir sayıda üniversite var fakat pedagog yetiştiren bir bölüm yok. Bizim bölümümüzde de psikolojinin çok büyük yeri var fakat çocuk psikoloğu psikoloji okuduktan sonra çocuk gelişimi bölümünü bitiren kişilere denilebilir. Aynı zamanda psikoloji bireyin doğumundan ölümüne kadar olan sürecini kapsarken bizim bölümümüz 0-18 yaş arasına odaklanıyor. Biz, çocuğun psikolojisi ve bunun yanında da bedensel be zihinsel gelişimiyle ilgileniyoruz" dedi.

“Çocuklarda görülen problemler genellikle aile kaynaklıdır”

Çocuklarda görülen problemlerin çok büyük bir kısmının aile kaynaklı olduğunu ve genel olarak da ailelere öneride bulunma bazında çalıştıklarını belirten Akdoğan, “ Çocuklarda eğer bir problem varsa bu problemin aile kaynaklı olduğunu düşünüyoruz. Çocuk daha çok çevreye açılmadığı için aile içerisinde ne görüyorsa çocuk da aileye aynısını yansıtıyor. Yani çocuğunuzda kendinizden parçalar buluyorsunuz. Bundan dolayı aileye öneri bazında gidiyoruz, çocuğa yaklaşımı konusunda gidiyoruz.” 

Akdoğan, 0-6 yaş aralığındaki çocukların fiziksel gelişimleri ile ide ilgilendiklerini ve yaşıtlarından farklı bir durumdaysa sorunu çözmek için farklı alanlarda çalışan uzman doktorlarla da işbirliği yaptıklarını belirtti.

Ailelerin gösterdiği yanlış tutum ve davranışların çocuklarda kalıcı olabilecek etkiler bıraktığına değinen Akdoğan, ailelerin çocuklarına karşı genel olarak yaptığı hatalı ve olması gereken davranışları şu sözlerle aktardı:

“ Ailelerin yaptıkları en büyük hatalardan bir tanesi tutarlı davranışlar sergilememek oluyor. Örneğin, çocuk yanında yalan söylenmesine şahit olmuşsa bu çocuğa yalan söyleme demenin bir mantığı olmaz. Çocukların hatalarının temelinde genelde ailenin gösterdiği davranışlar yatıyor.

“Kararlı tutumunuz birçok problemi çözecektir”

Aileler genel olarak çocukların ağlayarak istediklerini elde etme yöntemlerinden şikâyetçi oluyor. Çocuklar ilk doğdukları andan itibaren konuşamadıkları için istediklerini ağlayarak elde ediyorlar. Ağlama tarzları da farklı olduğu için anne bunu anlıyor. Çocuk birazcık daha büyüdükçe özellikle iki yaşında çocuk istediklerini ağlayarak elde etmeye çalışıyor. Anne babalarda da aman komşu duymasın, aman kötü anne derler diye çocuklarına her istediğini veriyor. Bu durumda da çocuk alışıyor ve bu durum pekişiyor. Biz de bu çocuğu pekiştirdiğimiz zaman çocuk ‘Ben ağlayınca istediğim her şeyi elde ederim’ diyor. Bundan sonra da küçücük bir şey vermediğiniz zaman ağlamaya başlıyor. Burada ailenin kararlı bir şekilde alınmaması gereken bir şeyse hayır demeyi bilmesi gerekiyor. Bunun sonunda 1 ya da 2 hafta sonra çocuğunuz sizi kabul etmeye başlayacak, ‘ Annem bunu almayacaksa gerçekten almaz’ diyecektir. Diğer türlü siz çocuğunuzu kabul etmiş oluyorsunuz. Yani çocuklar bizi ellerine geçirmiş oluyorlar ve parmaklarında oynatıyorlar. Kararlı duruşumuzu sert bir şekilde de göstermemiz yanlış olacaktır, çocuğun sesimizde ve yüzümüzde gördüğü kararlılık yetecektir.

Çocuk bir anda değişmez, ailelerin devamlı olan kararlı tutumları çocuğun değişimini sağlayacaktır. Aileler çocuklarını bana getiriyorlar ve 1 haftada düzelmesini bekliyorlar. 4 yıldır yanlış giden bir şeyin 1 haftada çözülmesini beklemiyoruz.

Çocukları uyarırken kesin tavrımızı korumamız çok önemli. Örneğin çocuk küçük yaşta küfür ermeye başlarsa ve siz de bunu komik bulup gülerseniz çocuk bunu ileride de yapmaya devam edecektir.

“Çocuklar sırf dikkat çekmek için birçok problem çıkartabilir”

Aileler bazen de sorunun kendilerinden kaynaklı olduğunu kabul etmek istemiyorlar. 4 yaşına gelmiş ve normal akışında konuşamayan çocuklar için aile ‘Babası da geç konuşmuş’ gibi bahaneler sunuyor. Fakat baktığımız zaman altında çok farklı problemler yatabiliyor. Örneğin bunlardan birisi de çağın hastalığı olan otizm. Bunun dışında ailenin yanlış tutumundan dolayı da problem yaşayan çocuklar da olabiliyor. Örneğin, çocuk işaret hareketleriyle istediğini almaya alışmışsa bu geç konuşmasına da neden olabilir. Aileler bu şekilde çocuklarını pasifliğe alıştırıyorlar sonrasında da çocuklarının konuşamamasından şikâyet ediyorlar.

Çocuğun söz dinlememe ve inatlaşma probleminin kaynağında da yine aile tutumu vardır. Aile çocukla yeteri kadar ilgilenmiyorsa çocuk sırf ailenin dikkatini çekmek için de bu tarz hareketlere girebilir. Ayrıca çocuk sadece yaramazlık yaptığında veya tehlikeli bir hareket yaptığında aile ilgileniyorsa çocuk yine sadece ilgi çekmek için bu hareketleri yapmaya devam edecektir.

“Çalışan annelerin çocukları daha başarılı oluyor”

Çocuklarıyla çok fazla ilgilenemeyen ailelerin çocuklarında da farklı problemler görülebiliyor. Örneğin anne bütün gün evde olmasına rağmen çocuğuyla 1 saat bile kaliteli vakit geçirmiyor fakat ben sürekli çocuğumun yanındayım diyor. Çalışan anneler de ise bu durumun daha az yaşandığını gördük.  Yapılan araştırmalar çalışan annelerin çocuklarının daha başarılı olduklarını gösteriyor. Çünkü çalışan anneler genel olarak daha planlı ve programlı hareket ediyor ve çocuklarıyla 1 saat de olsa kaliteli vakit geçirebiliyor.

Çocuğun yaptığı her yanlışta aynı tepkiyi vermek de çocuk için bir caydırıcılık taşımaz. Örneğin, çocuk yere su döktüğünde de elini prize soktuğunda da aynı şekilde teki verirsek çocuk bu ikisi arasındaki tehlike farkını anlamayacaktır. Çocuklara eğer gerçekten tehlike içeren bir davranış yaptığında yüksek bir tepki verirseniz o zaman yapmaması gereken bir şey olduğunu anlayacaktır. 



E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir