ÇÖMLEKLERİYLE TARİHİ YANSITIYOR

Bulgaristan'dan gelen göçmenler tarafından yaklaşık 150 yıl önce kurulan Bilecik'in Pazaryeri ilçesine bağlı Kınık köyünde, usta ellerde yoğrulup şekillendirilen toprak, vazo, biblo, testi gibi sanat eserlerine dönüştürülüyor.

Çömlek ustası Salim Yaşar da kişisel tasarımlarla geçimini sağlarken hem kaybolmaya yüz tutan mesleğini yaşatmanın mücadelesini veriyor hem de Bilecik'in tarihine ışık tutuyor.

Yaşar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 13 yaşında babasının yanında öğrendiği mesleği 73 yaşında olmasına rağmen yaşatmaya çalıştığını ve o günden bugüne, ensesinde babasının çamurlu ellerinin izini hissettiğini söyledi.

Almanya'daki porselen fabrikasında 1969'dan 1984'e kadar çalışarak mesleğini geliştirdiğini, 5 yıl da istek üzerine Vietnam'da çömlekçilik kursu verdiğini anlatan Yaşar, "Vietnam'da çömlekçilik var ama kalıp dökümle yapılıyor. Ben orada elle yapmasını öğrettim. Türkiye'ye döndüğümde yine mesleğime devam ettim, büyük firmalarla çalıştım. Türkiye içerisinde çeşitli kurslar verdim ve fuarlara katıldım. Kültür ve Turizm Bakanlığının açmış olduğu 'Altın Eller Fuarı' yarışmasında birinci oldum ve sanatkar belgesine sahip oldum. O günden bu güne Bilecik'i tanıtmak için mesleğimi devam ettiriyorum" diye konuştu.

– "Özel tasarım hazırladım"

Yaşar, ticari anlamda çömlekçiliğin yapıldığı Kınık köyünde, işlerin 2004 yılına kadar çok iyi gittiğini ifade ederek, 80 olan atölye sayısının şimdilerde 20'ye kadar düştüğüne dikkat çekti.

Söz konusu mesleği tekrar yaşatmak ve Bilecik'in tarihini anlatmak için özel tasarımlar hazırladığını anlatan Yaşar, şöyle konuştu:

"Çeşitli fuarlara ve etkinliklere katılıyorum. Bursa EskişehirBilecik Kalkınma Ajansının (BEBKA) düzenlediği kurslara katıldım. El sanatları Türkiye genelinde bitmek üzere. Çömlekçilik mesleğini nasıl canlandırırım düşüncesiyle hazırladığım tasarımla hem mesleği yaşatıyorum hem deBilecik'in tarihinini yansıtıyorum. 

Osmanlı armasını, hazırladığım kalıba çıkardım ve yapmış olduğum küpler üzerine monte ettim. Daha sonra Şeyh Edebali'nin, Ertuğrul Gazi'nin ve Osman Gazi'nin portrelerinin kalıplarını çıkartarak küplerin üzerine yapıştırıyorum. Şeyh Edebali'nin 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' sözünü de yansıtıyoruz ve Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün portresini de yapıyorum. Bu tasarım büyük ilgi gördü."

 



E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir