EFSANE, YENİ PROGRAMI İLE GERİ DÖNDÜ

 

 

Uzun aradan sonra tekrardan program yapmaya başladınız. Neden bu denli uzun bir ara verdiniz ve tekrar program yapmanıza vesile olan şey nedir?

 

Her şey parayla ilgili. Sponsor olduğum firmaların güzel teklifleri bana hayat veriyor. Tabi bu işin şakası… Aslında uzun bir ara verdim denilemez. Radyo yayını teknik işleri ve reklam seslendirme production işleriyle bir şekilde süreklilik içerisindeyim. Ama 2000-2006 yılları arasında sunduğum programlar gibi uzun nefesli bir performans da yok tabi. Sponsor programlarla bir şekilde insanlara ve dinleyenlerimize sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Şuan Öztürk İnşaat sponsorluğunda Bilecik FM’de 1 saatlik bir program sunuyorum (11.00-12.00 saatleri arasında) Gelen güzel tepkiler ve samimi görüşler yaptığım işte bana şevk kazandırıyor ve isterim ki bu sefer süreklilik hiç bozulmasın.

 

DJ Levent’e ilgi ne düzeyde. Geçen sürede dinleyenlerinizin sayısında kayıp yaşandı mı?

 

Ara sıra bu tür kaygılar yaşamıyorum değil. Özellikle uzun zamandır uzak kaldığım radyo programlarıma tekrardan başlama kararı verdiğim ve hazırlık içinde olduğum zamanlar, daha çok yaşıyorum bu duyguyu. Ama en fazla üç gün sürüyor içimdeki bu sıkıntı. Gelen tepkiler ve dinleyicinin aynı özveriyle yaklaşım göstermesi, kendime özgüvenimi öyle bir sağlıyor ki, bırakabilene aşk olsun bu mesleği. 11 yıl oldu radyoculuk hayatına başladığım. Bir zamanlar müdavim dinleyicilerim vardı. Şimdi onların kardeşleri var. Eski jenerasyon yerini yenisine devretmiş. İnsanlar değişti. İsimler değişti. Radyo bile değişti. Ama samimiyetleri ve sıcaklıkları hiç değişmedi.

 

 

Geleceğe dair plan ve projeleriniz var mı?

 

Şimdi bu soruyu nasıl algılamalıyım onu düşünüyorum. Herkes gibi benimde geleceğe dair planlarım var tabi. Evlenmek, yuva kurmak ve kırmızı araba almak v.s. Ama radyoculukla ilgili geleceğe dair planlarım değil umutlarım var. Ben istediğim yere geldiğimi düşünüyorum. Daha fazlasını hayal etmemiştim zaten. İsteseydim belki de farklı olabilirdi. Ama her şey istemekte bitiyor işte. Ben bu kadarını istedim Allah da bu kadarını nasip etti bana. Kısacası mutluyum. Planlarım, umutlarım doğrultusunda. Bakıp göreceğiz…

 

Radyoculuk dışında RAP ile ilgilendiğinizi biliyoruz. Bu ilgi nereden geliyor?

 

95 yılında Erci-e ve Karakan gibi ilk rap müzik gruplarıyla tanıştık ülke olarak ve o zamana kadar hiç bir ritim, hiç bir ezgi dikkatimi çekmemişti. Günlük dinleyicilerden ve anlık unutanlardandım. Kavak yelleriydik yani biraz. Herhangi bir enstrüman da çalamıyordum (ki hala çalamam) En son çaldığım flüt idi. Onla da “Kara basma iz olur” çaldım sonra da bıraktım flütü…

O yüzdendir ki bana en yakın müzik türü rap geldi. Kendimi daha iyi ifade edebildiğim, duygu ve düşüncelerimi ritimlere dökebildiğim, içine biraz isyan, biraz eğlence, biraz hüzün katabildiğim ve yapabileceğim tek müzik türü rap beni rahatlatıyor. İlgim bu yüzden olsa gerek…

 

 Bir dönem Bilecik halkının dilinden düşmeyen Bilecik Şiirleri gibi yeni çalışmalar olacak mı?

 

İşte beklenen o soru. Bilecik halkı hiç beklemediğim bir anda çok büyük bir ilgiyle dinledi şiirleri ve il dışına kadar çıktı ünü şiirlerin. Bu beni mutlu etti tabiî ki. Aslında 15 dakikada yazdığım ve sadece arkadaşlar arasında eğlenelim diye yaptığım ufak bir çalışmaydı. Ama hiç ummadığım bir şey oldu. Sosyal paylaşım ağları dahil tüm video sitelerinde izlenmeye dinlemeye başlandı, radyolara isteklerde bulunuldu. 250 bine ulaşan bir kitle gördüm karşımda. Hatta kütle diyelim. O derece büyük bir ilgiydi bu. Şiirdeki aşk hikayesi tamamen kafamda kurduğum bir hikayeydi ve gerçek değildi. Bilecik halkının şiiri sevmesinin nedeni biraz şive, biraz espri ve köy isimlerini kafiyeli bir uyumda şiire yansıtmaktı sanırım. Bilecik şiiri 4 olmaz artık. Aynı tadı yakalayamayız. Zaten kulağa aşina gelen köy ismi de kalmadı. Hepsini saydım. Ama farklı bir çalışmayla bir gün yine bir yerlerden duyarsınız şaşırmayın.

 

Günümüzde radyoya olan ilgi tatmin edici mi?

 

Radyoculuğun eskiye nazaran popülerliğini kaybettiğini düşünüyorum. Bu sadece ilimiz için geçerli olan bir durum değil. Türkiye genelinde bir düşüş bu. En büyük etkenlerse televizyon kanallarının çoğalması, dizilerin artması, internetin gelişimi ve müzik kanallarının artması radyoculukta bir dönemi kapatıp farklı bir dönemi açtı. Dinleyici olarak büyük kayıplar verilmedi aslında. Evlerde, işyerlerinde, parklarda ya da taşıtlarda dinleniyor radyolar. Ama katılım eskisi gibi çok değil. Sadece kulak dolduruyor. Can sıkıntısı gideriyor diye düşünüyorum. O yüzdendir ki, yaptığım programlara ilginin çok olması ve aldığım mesajlar beni mutlu ediyor. Eksik olmayın. Sizler bir tanesiniz. Birer tane yani…

 

Son olarak dinleyenlerinize söylemek istedikleriniz nelerdir?

 

Yakın dostlar ve arkadaşlar iyi bilirler. Veda etmeyi sevmem ben. Veda hep bir hüzün barındırır içimde. Kendimi kötü hissederim veda edince. Askerden kalma bir yan etki diyebilirim. O yüzden dinleyicilerime son sözüm yok. Daha söyleyecek çok sözüm var benim. Daha çok kafalarını ağrıtacağım onların. Değişim Gazetesi personeline ve sevgili kardeşim Hasan Güner’e yaptığımız bu keyifli sohbetten dolayı sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Teşekkürler.

USTA RADYOCUNUN KALEME ALDIĞI ŞİİRLERİN BİR TANESİ:

 



E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir