EĞİTİM ÖĞRETİM DÖNEMİ BAŞLADI

HASAN GÜNER
    Gerçekleşen etkinlikte konuşan Osmangazi İlköğretim Okulu Müdürü Adem Eren "Bugün okulların başladığı ilk gün. Biliyoruz ki eğitimin sürekliliği söz konusudur. Asla yarım bırakılamaz. Bundan önce yaşadıklarınızı geride bırakıyoruz ve bugün yeni bir başlangıç yapıyoruz. Yeni bir heyecan duyuyoruz. Sizler Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceğisiniz. Bu sebepten dolayı sizlere çok önem veriyoruz. Sizlere baktığımızda karşımızda geleceğin öğretmenlerini, geleceğin doktorlarını, geleceğin hakimlerini veya ulusumuzun geleceğini görüyoruz. Bizim için kıymetlisiniz. Umarım sizlerde bunun farkındasınızdır. Dediğim gibi bugün bir heyecan başlıyor. Öğretmenlerinizi üzmeden, anne babalarınızı üzmeden, görevlerimizi yerine getirmek ile yükümlüyüz. Bizler öğrenciysek, öğrenciliğin gerektirdiği davranışları yapmakla mükellefiz. 2011-2012 eğitim öğretim yılı önce sizlere sonra da tüm öğretmenlere ve velilere hayırlı uğurlu olsun" dedi.
    Anasınıfı öğrencilerinin okuduğu şiirlerden sonra konuşan okulun Sosyal Bilgiler Öğretmeni Erol Altekin konuşmasında şu ifadeleri aktardı:
    "Atatürkçülük ve İnkılap Tarihimiz ile milli birlik, beraberliğin önemi konusundaki sembolik ilk dersimizi başarı dileklerimle huzurunuzda açıyorum. İyi dersler çocuklar. Şanlı tarihimizin önce Anadolu’da başlayan sonra da diğer kıtalara yayılan Osmanlı Devleti yönetimi Kanuni Sultan Süleyman’ın ölümünden sonra önce duraklama, sonra da gerileme dönemini yaşamıştır. En sonunda da malum akıbet 1. Dünya Savaşı’na zorla itilerek, üstelik yenilmiş olarak o uğursuz Mondros ve Sevr Antlaşmalarını kabul etmek zorunda bırakılmıştır.
    19. yüzyılın son çeyreğinde ortaya çıkan devleti kurtarmaya yönelik çabalar Türkçülük, İslamcılık, Batıcılık, Osmanlıcılık vb. görüşlerle yüzeysel çareler olarak görülüyordu. Ancak ulu çınara benzeyen Osmanlı Devleti’ni kurtarmaya yönelik yapılacak hiçbir çare çözüm olamayacaktı. Ne var ki koca devlet bir türlü çözüm bulamayan son Osmanlı yönetimince işgal heveslisi Emperyalist devletlerin inisiyatifine bırakılmıştı. Ancak işte tam bu sırada yıldızı Trablusgarp ve Çanakkale Savaşları’nda parlayan Mustafa Kemal, Osmanlı Devleti’ni diriltmektense yeni, yepyeni bir Türk Devleti kurma yolunda tarihi kararını verdi.
    Türk İnkılabımızın bölümleri hazırlık dönemi yani Kuvay-i Milliye, Kurtuluş yani savaşlar son olarak da ihtilalle yıkılan eski düzenin yerine yenisini getirmek demek olan inkılaplar dönemidir. Türk inkılabının yapıcı gücü, dayanağı ve temek fikirleri bir sistem haline gelerek yalnız mazimizin hatırası değil, geleceğin de değer ifade eden ve toplum hayatımıza yön veren temel prensipleri olmuştur.

 


    Atatürk ayrımcılığa asla ver vermezdi. Eşitlik ilkesinden asla şaşmaz, akıl ve mantık dışında düşüncelere değer vermezdi. Kurtuluş Savaşı’na bu ülkeyi birlikte kurtardığı, Türkiye Cumhuriyeti Devletini birlikte kurduğu halkına değer verirdi. O’na göre kökeni ve kimliği ne olursa olsun hepsi bu milletin insanıydı. Türkiye Cumhuriyeti’ni kuranlar ve halkını oluşturan Türk milleti yüzyıllardır aynı coğrafyada birlikte yaşamış, aynı kültüre inanmış ve aynı tarih kökenine ait olmuş kaderde, sevinçte ve tasada birleşmiş dünyada eşine rastlanmayan fedakarlıklara katlanmış yüce bir milletiz. Et ve kemiğin birbirine kaynaşmasıyla bütünleşmiş bir milletiz. Hamurumuz, dokumuz ve hücrelerimiz ayrışmaz bir bütünüz. Bu gün ülkemizde bunu bilen iç ve dış düşmanlarımız iş birlik halinde bizim bütünlüğümüzü ayırmaya ve bölmeye kalkışıyorlar. 1960’lı yıllarda başlatılan ve hali hazırda devam eden anarşi ve terör ne yazık ki Türk halkının günlük yaşamının bir parçası olmuştur. Şahit olduğumuz terör gazileri ile şehit cenazeleri yüce milletimizi sabrının sonuna getirmiştir. Bu nedenle de milletimizin ruh sağlığı bozulmuştur. Her türlü olumsuz şartlara rağmen ülke bütünlüğü ve milli birlik beraberliğe çok önem veren yüce ulusumuzun bu dönemi de zarar görmeden atlatacağına inanıyorum.
    Sizlere daima şunu hatırlatmak zorundayız. Bu milletin mucizelerden yola çıkarak bu günkü konumuna getirilmiştir. Sahip olduğumuz maddi ve manevi değerler bu milleti yüceltmiş, toplumumuza yön veren başta büyük önder Atatürk’ün ve diğer değerli devlet adamlarımızın sayesinde medeniyet ufkuna yükselmiştir. Bunu devam ettirmek Atatürk’ün demiyle “muasır medeniyetler arasında girmek” gelecekte sizlerin sayesinde olacaktır. Laiklik karşıtı anti-demokratik ve sapık siyasi fikirlere, aşırı ideolojilere asla rağbet etmeyin. Böylelerinin ne maşası olun, ne de savunucusu olun. Aksi halde tuzakların dün olduğu gibi bugün de hatta yarınlarda bile var olacağını asla unutmayın. Atatürkçülüğün ilke inkılaplarına sahip olun. Çünkü odur bize ışık tutan ve hedef belirleyen.
    Adına Atatürkçülük dediğimiz ideoloji sadece bir istiklal mücadelesi değil, bir hayat mücadelesidir. Bu mücadeleden her zaman galip çıkmak zorundayız. Bunda da bu gün olduğu gibi gelecekte de sizler başrolü alacaksınız. Zira siz çocuklar ve gençlerimiz geleceğimiz sizlersiniz.
    Değerli öğretmen arkadaşlarım, tuttuğumuz yol “adam olma mücadelesi” yoludur. Bu uğurda dün olduğu gibi bugün de inandığımız kutsal yolda yılmadan hep birlikte mücadeleye devam edeceğiz.
    Siz değerli çocuklar, sizler ise önce kendinize güvenin, inanın ve sonra biz öğretmenlerinize güvenin. Şuna inanıyorum ki bu zor günleri birlikte aşacağız.
    Değerli anne ve babalar. Hem hayat hem de millet olma mücadelesinde geleceğimizin teminatı olan sevgili varlıklarınız çocuklarınıza her konuda destek olunuz. Kendi hallerine bırakmayınız. Takip ediniz, sorunuz ve soruşturunuz. Anne-baba sorumluluğu taşıyınız. Her sorunu okula havale etmeyiniz. Kulaktan dolma bilgilerle dolduruşa gelmeyiniz. Biz öğretmenlere de güvenin ancak yakın aralarla okula gelmeyi de ihmal etmeyin. İdare ile iş birliği içinde olun. Okul idaresinin sıkıntı ve dertlerine kulak verin, kulak arkası yapmayın. Belli ki göreviniz zor ve zahmetlidir. Ancak unutmayın ki hepimizin görevi zordur.”



E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir