GENÇ MEMUR-SEN “SESİNİ DEĞİL, FİKRİNİ YÜKSELT”DEDİ

“Savcı Kiraz’ı şehit edenleri kınıyoruz”

Genç Memur-Sen üyeleri tarafından Şeyh Edebali Üniversitesi öğrenci otağı önünde gerçekleştirilen kitap okuma eyleminde basın açıklaması yapan Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Genç Memur-Sen Komisyon Başkanı Resul Hacıislamoğlu Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ı şehit edenleri kınayarak,“Maşa örgütlerin eliyle tezgahlanan bu alçak saldırıların milletimizin sahip olduğu birlik ve beraberliğini bundan önce olduğu gibi bundan sonra da yıkmaya yetmeyeceğini milletin itfanının tüm karanlığı aydınlatacağını deklare etmek için buradayız”dedi.

“Şer odaklarına karşı harekete geçmiş bulunuyoruz”

Hacıislamoğlu, yaptığı basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi; 

“Bugün burada, söz söylemek yerine gürültü çıkarmayı tercih edenlere, ilmin birleştiriciliğini ve irfanın aydınlık iklimini idrak edemeyenlere, şiddeti bir yöntem, kavgayı çıkar yol zannedenlere karşı; üniversitemizin ilim ve irfan yuvaları olduğunu, farklılıklarımızın zenginlik ve ülkemiz için manevi bir sermaye olduğunu hatırlatmak ve onları dünyanın en anlamlı, en birleştirici eylemine davet etmek için toplandık.

Üniversiteli gençliği suni ayrımlarla kamplaştırmak, aralarına siyasi fay hatları döşereyerek bilim ortamını ifsat etmek, gençleri şiddet ve terör dalgasının dinami,k gücü olarak kullanmak için kolları sıvayan karanlık şer odaklarına karşı, ortak bir ses vermek, konuya gereken toplumsal duyarlılığı sağlamak için bugün harekete geçmiş bulunuyoruz.

“Bugün tüm Türkiye’de meydanlardayız”

Eski Türkiye’nin ideolojik saplantılı ellerinin karanlık planlarını bozmak için buradayız.

Ülkeyi kaos eylemleriyle istikrarsızlaştırarak kardeşlik iklimini bozarak kavgadan siyasi çıkar sağlamak isteyenlere tepkimizi göstermek için buradayız.

Gençlerin senaryosu karanlık mahfillerde yazılan oyunlara gelmeyeceğini haykırmak için buradayız.

Tüm siyasi provakasyonlara sosyla manipülasyonlara rağmen sağduyu ve soğukkanlılığımızı muhafaza etmekle kararlı olduğumuzu göstermek için buradayız.

Üniversitelerimiz ilmi kaygıların, insani değerlerin hayat bulduğu irfanın ve hikmetin peşinde koşan çağın şuurlu ve erdemli gençliğin yuvası olmalıdır demek için buradayız.

Bugün tüm Türkiye’de meydanlardayız. Çünkü Üniversite gençliğinin içine çekilmek istendiği tuzağa karşı onların yanında olduğumuzu göstermek istiyoruz. Bu şiddet sarmalından uzaklaşmak için gençliğimizi kitap okumaya, karanlığa karşı bir mum yakmaya davet ediyoruz.

“Dinamitlenen yol büyük Türkiye’ye giden yoldur”

“Ey genç adam! Okumadığın gün karanlıktasın” düşüncesini hayatımızın merkezine alarak; çevreye ve insanlara zarar vermeden de bir eylemin yapılabileceğini göstermek için bugün meydanlara indik.

Üniversite gençliğinin şiddet sarmalı ile terör dalgasına maruz bırakılması, ülkenin geleceğine yerleştirilmiş olan nükleer bir bombadır. Üniversiteler, beyin gücü yetiştiren, aydınlarımızın ve  önderlerimizin yetiştiği bilim yuvalarıdır. Bilim yuvalarında yetişen gençliğimize kast eden karanlık eller, ülkenin geleceğini sabote etmenin çabası içerisindedir. Geleceğimiz dinamitlenirken sessiz mi kalmalıyız? Şiddetin ve terörün panzehiri olması gereken ilim ve irfan yuvaları, bu şiddet ve kirli provakasyonlara teslim mi olmalı?  Buna hayır diyoruz, bütün gücümüzle, bütün benliğimizle, bütün vatanseverliğimizle… Zira dinamitlenen yol büyük Türkiye’ye giden yoldur.

Tüm gelişmiş ülkelerde üniversiteler, gelişimin lokomotifi, toplumsal ilerlemenin ana eksenini belirleyen kuruluşlar oldular. Türkiye’de de üniversiteler, üniversal, evrensel bilgi, üretmenin ve insnalık için değer yaratmanın baş aktörleri olmaları gerekirken, bu ilim ve irfan yuvalarının terör dalgası ile iğdiş edilmelerine müsaade edilebilir mi?

“Sesini değil, fikrini yükselt”

Üniversitelerde şiddet ve terör dalgasının yayıldığı bu dönemde, sessiz kalmanın bıu ülkeye yapılabilecek en büyük kötülük olduğunu düşünüyoruz.

,Buradan tüm üniversite gençliğine, STK’larımıza, öğrenci kulüp ve konseylerimize “Sesini değil, fikrini yükselt” diyerek tüm gençlerimize birlik olma çağrısında bulunuyoruz.

Bu çağrıi büyük Türkiye yolunda emin adımlarla yoluna devam eden ülkemin, üniversite gençliğini, olaylar karşısında serin kanlı hareket etme, “aklın yöründesinde sağduyulu davranma” “ Zaman omuz omuza verme zamanıdır” diyoruz.

Bu çağrı, küresel ve ulusal piyonların, üniversite gençliğini kendi emellerine alet etmek isteyen karanlık mahfillere karşı, “Bir sağduyu” çağrısıdır. Bu çağrı üniversiteleri terör dalgası ile üniversite gençliğini provakasyonlarla birbirine düşürmek isteyenlerin heveslerini kursakta bırakmak için “birlik” çağrısıdır, “beraberlik” çağrısıdır.

Bu çağrı sana sevgili üniversiteli kardeşim! Geçm,şi hatırla ve buradan ders çıkar. Geçmişte de üniversite gençliği arasında çeşitli ayrımlar çıkardılar, peki suni olarak yaratılan bu şiddet dalgasından kim zarar gördü?Kim kazandı?Şiddetle, kavgayla, terörle bugüne kadar sahi kim kazandı? Bunu en iyi sen anlayabilir, en iyi sen görebilirsin!

Türkiye, tarihi bir seçin öncesinde yine karanlık mahfillerin kirli provakasyonlarla ülkeyi kaosa sürüklemek istedikleri hassas bir süreçten geçmektedir. Geçtiğimiz günlerde bir savcımızın kalleşçe şehit edilmesi, sözünü ettiğimiz hassas dönemin en önemli olayıdırç Bu cinayeti büyük bir nefretle kıınıyor, kamuoyunu sağduyuya davet ediyoruz.

Eski Türkiye özlemi duyanlara fırsat vermeyeceğiz. Milleti ve değerlerini hedef alanların senaryolarında yer almayacağız. Milletimizin, hem dışarıdan hem de içeriden tezgahlanan kirli oyunlarla, hedef alındığı bir süreçte gençliği yalnız bırakmayacağız. Soylu gençliğin inşası medeniyet değerlerimizin ihyası için kitap okuyarak kendimizi en iyi şrkilde yetiştirerek her zaman üzerimize düşeni yapmayı, milletmize karşı bir borç bileceğiz.”

 

 



E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir