“Hedefleri Büyük Tutmaktan Hiçbir Zaman Çekinmemeliyiz”

 

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nda görevli Uzman Mahmut Nedim Dardağan, TÜBİTAK’ta Uzman Yunus Emre Seyyar, Vitra Yapı Grubu Ar-Ge Direktörü Hidayet Özdemir, KOSGEB Bilecik Hizmet Merkezi Müdürü Cemil Bahçe, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine ve İmalat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nurcan Çalış Açıkbaş’ın konuşmacı olarak katıldığı panelin açılış konuşmasını Bilim, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Bayram Kaya yaptı. Kaya konuşmasında, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın görevlerinden birinin de bilim, teknoloji ve yenilikçilik politikalarını yetkili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yaparak uygulamak ve uygulanmasını sağlamak, sanayiye yönelik araştırma-geliştirme ve yenilik program ve projelerini uygulamak veya uygulanmasını sağlamak olduğunu söyledi. Kaya konuşmasına şöyle devam etti:

“Bu hibe ve desteklerle üniversite kamu çalışan sanayi işbirliğinin kurumsallaşması, akademik bilginin ticarileşmesi, sanayiye yönelik Ar-Ge personeli sayısının arttırılması, yeni ve yenilikçi şirketlerin kurulması ve sanayimizin rekabet gücünün yükseltilmesi amaçlanmaktadır. Bakanlığımız Ar-Ge çalışmalarının paydaşları olan üniversitelerle sanayi kuruluşlarının etkin ve verimli bir şekilde çalışmalarını temin etmek ve bu paydaşlığı desteklemeye büyük önem vermektedir.

İnovasyon yapamayan firmalar bir süre sonra ürünlerinin devrinin geçtiğini ve kar edemez hale geldiklerini görmektedirler. Bu sebeple gelişmiş ülkelerle aramızdaki farkı kapatmak hatta öne geçmek için inovasyona öncelik verilmesi gerekmektedir. Üniversite sanayi işbirliği sosyal inovasyon sistemlerinin kilit taşı olduğundan ileri sanayi ülkeleri ile yeni sanayileşen ülkeler bu ülkelerle işbirliğine büyük önem vermektedirler. Ülkemizin de hedefi olan 500 milyar dolarlık ihracat düzeyine ulaşabilmesi bu çalışmaların gerçekleşmesiyle mümkündür.”

 Kaya’nın ardından bir konuşma yapan Vali Yardımcısı Hasan Kayhan, “Hedefleri büyük tutup hayal gücümüzün sınırlarını zorlamaktan hiçbir zaman çekinmemeliyiz” dedi. Vali Yardımcısı Kayhan şöyle konuştu:

“Böylesi bir vizyon çalışması tarımdan eğitime, yabancı yatırımlardan bilgi ekonomisine, dış politikadan su sorununa, sürdürülebilir kalkınmaya yönelik güvenlik mimarisinden kent planlamasına, AB üyeliğinden alternatif enerji kaynaklarına, kültürel yenilenmeye kadar uygulanan geniş bir menzilde değişen dünyanın ve değişemeyen Türkiye’nin fotoğrafını çekmeye, geleceğe dönük görüş ve önerileri kestirimleri paylaşmaya çalışmalıdır.

Tarihte tüm yenilikler, imza atılan büyük başarılar, önce bir hayal, bir ülkü olarak ortaya atılmış çoğu zaman tepki hatta alay konusu bile olmuştur. Hedefleri büyük tutup hayal gücümüzün sınırlarını zorlamaktan hiçbir zaman çekinmemeliyiz. Samimiyetle inanıyorum ki 21. yy bizim gibi bol laf ve slogan üretenlerin değil araştırmalarını bilgi, iletişim ve teknoloji ile bütünleştiren stratejik hedeflerini halkına benimsetebilmiş ve bunları ciddiyetle uygulamaya geçmiş ülkelerin yüzyılı olacaktır. Günümüzde büyük şirket yöneticileri ve devlet yönetiminin zirvesindeki beyinler geleceğe dönük önemli kararlar almadan önce senaryo planlama tekniğini artan ölçüde başvuruyorlar. Bu amaçla her biri diğerinden farklı ve ileride içinde yaşamak ya da çalışmak zorunda olacağımız farklı dünyaları modern tasarlayan birkaç senaryo geliştiriliyor.

Üniversite sanayi işbirliğini geliştirmede temel sorun daha çok sanayimizin Ar-Ge’ye yeterince yönelmemiş olması meselesinde düğümlendiği söylenebilir. Ne var ki üniversitelerimizin de sanayiyle işbirliği konusunda kurumsal bazda süreklilik ve kararlılık gösteren bir politikaları olmayınca kişisel çabalar ya da özveri her zaman yeterli olmuyor. Türkiye henüz başarılı bir teknopark örneği ortaya koyabilmiş değildir. Gözden kaçırılmaması gereken can alıcı nokta üreten bir ekonomi haline gelmenin Türkiye’yi yalnızca bir imalat merkezi haline getirmek anlamına gelmediğidir. Teknolojiye egemen olmayan, teknoloji geliştirme yeteneğine sahip olamamış bir Türkiye’nin bir imalat merkezi olabilme şansı bile yoktur. Üreten bir ekonomi her şeyden önce bilgiyi üreten ve ürettiği bilgiyi ekonomik ve toplumsal bir faydaya çeviren ve bu yetkinliği ile dünya pazarlarında ciddi bir paya sahip olabilen ekonomi demektir.”

Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine ve İmalat Mühendisliği Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Selçuk Özcan başkanlığında gerçekleşen panelde ilk konuşmayı Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nda Uzman olan Mahmut Nedim Dardağan, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nda Ar-Ge destekleri hakkında yürütülen programlarla ilgili bilgi verdi. Daha çok San-Tez programı hakkında bilgi veren Dardağan yaptığı sunumda şunları aktardı:

“Bilim, Teknoloji Genel Müdürlüğü’nce yürütülen Ar-Ge ve Destek Programları, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri, San-Tez Programı, Ar-Ge Merkezleri, Patent Yatırımı, Pazarlama Desteği, Rekabet Önlemesi İşbirliği Desteği ve Tekno Girişim Sermaye Desteği olarak sıralanmakta.

San-Tez programının temel amacı üniversite ile sanayiciyi bir araya getirmek. Bu süreç içerisinde bu işbirliğinin kurumlaştırılması ve üniversitelerimizde yapılan bilimsel çalışmaları ticarileştirmek, ülkemize katma değer sağlamak, uluslararası pazarlardaki rekabet gücünü artırmak, katkı sağlayacak ürün ve üretim yöntemlerinin geliştirilmesine ön ayak olmak, mevcut ürün ya da üretim yöntemlerinde yenilik yapılması amacıyla yüksek lisans veya doktora yapılması düşünülen öğrencilerle birlikte bir tez çalışmasının desteklenmesidir. San-Tez programının amacı üniversite sanayi işbirliği ile yürütülecek Ar-Ge ve yenilik projelerinin desteklenmesi amaçlanmaktadır.

San-Tez programının hedefleri üniversite, sanayi, kamu işbirliğinin kurumsallaştırılması akademik bilginin ticarileştirilmesi sanayiye yönelik Ar-Ge personeli sayısının arttırılması, yeni ve yenilikçi şirketlerin oluşturulması, sanayimizin rekabet gücünün yükseltilmesi. San-Tez programının amacı inovasyon ve Ar-Ge’nin önemini kavramış, kendi teknolojisini üreten ve satan rekabet gücü ve refah seviyesi yüksek bir Türkiye vizyonunda önemli bir katkı sağlamaktır.

San-Tez programına firma büyüklüğüne bakılmaksızın tüm işletmeler üniversitelerle beraber yürütecekleri Ar-Ge ve yenilik projeleriyle birlikte müracaat edebilirler. San-Tez programındaki projeye katkılar bakanlık katkısı maksimum % 75, firma minimum %25 nakdi olarak, üniversite ise mevcut bünyesindeki laboratuar ve diğer imkanları proje içerisinde bulunmakta.”ZEYNEP KILBAHRİ



E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir