• İmsak 00:00
  • Güneş 00:00
  • Öğle 00:00
  • İkindi 00:00
  • Akşam 00:00
  • Yatsı 00:00
  • İFTARA KALAN SÜRE 00:00:00
İMSAKİYE 2024 - Bilecik

HEMŞEHRİMİZ BAKAN DÖNMEZ, ENERJİ ZİRVESİNDE KONUŞTU

featured

”CUMHURİYETİMİZİN 100. YILINDA MİLLETİMİZE EN BÜYÜK HEDİYELERDEN BİRİNİ VERMEK İSTİYORUZ”


Türkiye Enerji Zirvesi, “Enerji ve Jeopolitik Özel” temasıyla başladı.

Bugün ve yarın Antalya’da devam edecek zirve, kamu ve özel sektörden katılımcıları bir araya getirecek.

BÜYÜK BİR MÜCADELE VERDİNİZ

Zirveye katılan Hemşehrimiz Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, 12. Türkiye Enerji Zirvesi’ne katılmaktan duyduğu memnuniyeti ifade ederek sözlerine başladı.
Enerjinin gündeminin bugünlerde oldukça yoğun olduğunu aktaran Dönmez, ”Her gün adeta yeni bir siyasi, ekonomik, diplomatik ya da güvenlik sorununun dengeleri değiştirdiği, kimi zaman sarstığı bir enerji dünyasına uyanıyoruz. Bugün enerji jeopolitiğinde yeni bir dönemeç noktasındayız. Belki biraz geriden gelirsek yaşanan dönemleri çok daha iyi anlarız. 2019’da dünya yeni bir durgunluk dönemine mi giriyor derken, 2020 başında Kovid ile yüzleştik. İlk vakalar ülkemizde Mart 2020’de görüldü. O dönemde sizler canla başla salgına rağmen bu ülkenin enerji sistemini ayakta tutmak için büyük bir mücadele verdiniz. Bu süreçte kaybettiğimiz çalışanlarımız oldu. 2021 boyunca toparlanma olacak mı diye tartışırken, 2022 başında Rusya-Ukrayna çatışması patlak verdi.

Kovid döneminde eksi değerlere kadar inen enerji fiyatları bu kez tarihi rekorlar kırmaya başladı. Yeri geldi yüzde 300’lere 400’lere varan fiyat artışlarını gördük. Toparlanmanın ana girdisi enerji fiyatları jeopolitik gerilimlerle bu denli artınca, bu kez dünyada resesyon ihtimali konuşulmaya başlandı. Hatta bazı ülkelerin teknik olarak resesyona girdiği ifade edildi.” diye konuştu.

Bakan Dönmez, ”Şimdi enerji sektöründe konuştuğumuz tek bir konu var: Öngörülebilirlik.” diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

”Enerji sektörünün yatırımcıları orta ve uzun vadeli yatırımlarla bir beklenti içerisine giriyorlar. Tabi ki bu yatırımlar belli ihtimaller çerçevesinde değerlendiriliyor. Ancak Kovid ile başlayan ve günümüze kadar uzanan jeopolitik gerilimlerle dünya enerji tarihinde belki de öngörülebilirliğin en az olduğu bir döneme girdik.

Tabi ki bu durum kimi ülkeler için kriz, kimi ülkeler için fırsat demek. Bizler bu durumu fırsata çevirmek için elimizden geleni yapıyoruz.

BİR GÜNDE ORYATA ÇIKMADI BUNLAR

Biliyorsunuz son dönemde bölgemiz siyasetinde Türkiye’nin enerji merkezi olması yönünde bir gündem tartışması var. Öncelikle şunu ifade etmem gerekir ki böyle bir görüş bir günde ortaya çıkmadı. Biliyorsunuz Türkiye’nin üretim, teknoloji ve piyasalar noktasında enerji merkezi olma hedefini uzun süredir dile getiriyoruz. Bir sabah kalkıp “biz bugün enerji merkezi olmak istiyoruz” demedik elbette. Ya da Türkiye’nin enerji merkezi olması yönünde dile getirilen uluslararası talepler de bir anda ortaya çıkmadı.

Türkiye’nin son 20 yılda enerjide geçirdiği değişim ve dönüşümün bugün meyvelerini topluyoruz. Dünyanın tedarik ve enerji sıkıntısı çektiği bir dönemde Türkiye bu anlamda diğer ülkelerden pozitif yönde ayrışıyor. Evet, fiyatlama konusunda ne yazık ki konjonktürel gelişmeler bizleri de olumsuz etkiliyor. Oluşan bu hasarı en aza indirebilmek için gerekli destek ve teşvik mekanizmalarımızı devreye alıyoruz.”

Bir günde bu noktaya gelmediklerinin altını çizen Hemşehrimiz Bakan Dönmez, ” Bugün 7 uluslararası doğal gaz boru hattına, 2 kara, 2 deniz LNG tesisine(FSRU), 2 yer altı doğal gaz depolama tesisine sahibiz. Saros’ta yeni FSRU tesisimizin inşası devam ediyor. Fiyatların serbest piyasada oluştuğu Organize Toptan Doğal Gaz Piyasasına ve Vadeli Gaz Piyasasına sahibiz. TANAP ve TürkAkım gibi dev projeleri çok kısa zamanda devreye alabilecek teknik yeterliliğe ve işletme kapasitesine sahibiz. Karadeniz gazıyla birlikte yerli gazımız da bu sürece dâhil olunca elimiz daha da güçlenecek. Mevcut hatlarımızın kapasitesini artırmak ve yeni kaynak ülke ve güzergâh çeşitlendirmesi yapmak için yoğun bir enerji diplomasisi yürütüyoruz. Orta Doğu, Orta Asya ve Akdeniz’den gelecek yeni doğal gaz boru hatları ve ülkelerle ortaklaşa hidrokarbon arama ve sondaj iş birlikleri için görüşmeler yaptık. Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Türkiye hem altyapısı hem de gaz piyasalarıyla doğal gaz merkezi olmak için bütün enstrümanlara sahip. İlaveten, yeni hatların ve yeni kaynakların en ekonomik rotasının da Türkiye olması bugün sahip olduğumuz bu altyapının daha da gelişmeye müsait bir potansiyeli olduğunu da gösteriyor.

ÇALIŞMALARI YERİNDE İNCELEDİM

Diğer yandan yerli gazımız da inşallah bu süreçte aktif bir oyuncu olacak. Karadeniz’de keşfettiğimiz doğalgazı karaya çıkaracağımız ilk nokta olan Filyos’ta şu an insanüstü bir gayretle çalışmalarımızı 7/24 esasına göre sürdürüyoruz. Cuma sahadaydım. Çalışmaları bizzat yerinde inceledim. Bütün çalışmalarımız planlanan takvime uygun bir şekilde ilerliyor.” açıklamasında bulundu.

Derin deniz tabanındaki 170 kilometrelik boru hattının serim işlemini tamamladıklarını hatırlatan Bakan Dönmez, ”Test ve devreye alma işlemleri devam ediyor. Filyos Doğal Gaz İşleme Tesisi’ndeki çalışmalarımızı da yüzde 80 oranında tamamladık. Deniz tabanından gelecek gazı burada işleyecek, ayrıştıracak, ulusal doğal gaz iletim sistemimize aktaracağız.

Yerli gazımızı ulusal doğal gaz iletim sistemine bağlayacak 170 kilometrelik boru hattı serim ve döşeme işlemi geçen hafta bitti.

Karadeniz’in 170 kilometre açığından gelecek olan yerli gazımızı ulusal doğal gaz iletim sistemine bağlayacak BOTAŞ boru hattını da tamamladık. Orada da yine test ve devreye alma işlemlerimiz sürüyor. Biz Cumhuriyetimizin 100. yılında milletimize en büyük hediyelerden birini vermek istiyoruz.

Bizim Enerjinin Yüzyılı söylemimiz de aslında tam olarak buna dayanıyor. Yerli doğal gaz, nükleer enerji, doğal gaz depolama tesislerimiz, uç ürün odaklı bor ve maden tesislerimiz, enerji piyasalarımız, YEKA’larımız aslında bütün bu yatırımlarımız bugün ya da yarının Türkiye’si için değil. Hepsi de gelecek 50 yılı, 60 yılı kapsayacak yatırımlar. Hepsi Sayın Cumhurbaşkanımızın ilan ettiği Türkiye Yüzyılı’nı taşıyacak, sırtlayacak, bu hedeflere omuz verecek yatırımlar. Türkiye Yüzyılı’nı inşallah Yüzyılın Enerjisiyle aydınlatacağız. Yüzyılın Enerjisiyle gelecek nesillere daha müreffeh bir Türkiye’nin anahtarını sunacağız. Bunu hep birlikte başaracağız inşallah.

Sizler yatırımlarınızla, bizler sizlerin ihtiyaç duyduğu her türlü destekle, sivil toplum kuruluşlarımız da bu işin stratejisi ve bilgi kaynağıyla bu işin bir parçası olacak.” ifadelerini kullandı.

DÜNYA BİR ENERJİ DÖNÜŞÜMÜNÜ KONUŞUYOR

Bakan Dönmez, konuşmasına şu ifadelerle devam etti:

”Az önce değişen enerji politiğini daha çok ekonomi-politik perspektifinden ele aldım. Biraz da olayın mühendislik kısmına bakalım. Dünya bir enerji dönüşümünü konuşuyor. Artık topraktan çıkardığımız petrol ve gazı yakmayıp onların yerine topraktan çıkardığımız kritik minerallerle bir yeni bir küresel ekonomi kuracağımızı tartışıyoruz. Bir öncekiler de olduğu gibi bu enerji dönüşümü de yine topraktan geliyor. Birinde toprak altına boru gönderip kaynağı çekerken, şimdi toprağı nadir metaller için kazacak, çıkaracak, taşıyacak ve işleyeceğiz. Uzmanlar ikinci yol daha sürdürülebilir diyor. Fakat nadir metallerde geri dönüşüm son hızda olsa bile, mevcut hızla ancak artan talebin yüzde 10 ya da 20’si karşılanabiliyor.

İşin bir de tedarik boyutu var. Dünya Çin’e devrettiği “üretim sistemlerini” tekrar batıya taşımak istiyor. Güneş panelleri, rüzgar türbinleri, piller ve diğer enerji aksamlarının yerinde üretimi için gelişmiş ülkeler inanılmaz teşvikler veriyor. Artık yeni bir enerji sanayisi politikası dönemi başlıyor. Buradaki temel sorun şu. Dünya ne yaparsa yapsın, Çin tüm bu yapılanların toplamından daha fazlasını, sübvansiyonlu elektrik ve desteklerle yapıyor. Bugün Batı’daki mevcut üretim kapasitesinin kat be kat fazlası Çin’de var.

Ufukta görünen bu tahterevallinin dengesinin bir şekilde değişeceği. Dengeler kararlı bir noktadan, kararsız bir noktaya doğru salınmaya başladığında, tekrardan kararlı olması belli bir zaman alacak.
Ve biz hala ufukta o kararlı noktayı göremiyoruz. Bu dönemlerde tek bir geçer akçe var: Enerji sanayileşmemizi hızlandıracağız. Dünya artık “saf piyasacalık”tan, “sanayileşmeye hizmet eden piyasa” yapılarına devlet müdahalesiyle gidiyor. 1970’lerin sert neo-liberal politikaları yerini yeniden 70 öncesi liberal politikalara doğru bırakmaya başladı. Bu sebeple, bu enerji zirveleri belki 3-5 yıla kalmaz, yakıt-piyasa-fiyat zirvelerinden, teknoloji-fiyat-servis zirvelerine dönüşebilir. Türkiye’de bu 3 elemanın, üçünde de çok daha büyük adımlar atacak. Bu üç noktada adım atarken, ülkemizin ekonomik büyüklüğü bize yetmez. Bizim çevre veya iş birliği yapabileceğimiz uzak coğrafyalarla daha büyük bir ekonomik alanı hedeflememiz gerekir. Ki bunun tohumlarını atmaya başladık. Bu sebeple de teknoloji-fiyat-servis denklemini, sadece iç değil Türkiye++ (Türkiye artı artı) bir piyasa için hedeflememiz gerekir. Bu kavramı şöyle açıklayayım. Enerji teknolojilerinde önce ülkemiz, sonra yakın coğrafyamız, en nihayetinde de bütün dünya artık hinterlandımız içerisinde olacak.

REKABET GÜCÜMÜZÜ ARTTIRACAĞIZ

Enerji teknolojilerinin gelişmesi için kamu tarafında bizler yoğun bir gayret gösteriyoruz. Son dönemde hidrojenle ilgili yürüttüğümüz Ar-Ge faaliyetlerimiz, artık somut çıktılara dönmek üzere. TENMAK’ın sorumluluğunda; hidrojen üretimi, depolaması ve dağıtımından oluşacak bir hidrojen değer zinciri oluşturuyoruz. TENMAK yakın zamanda Hidrojen Teknolojileri ve Yakıt Pilleri ile Karbondioksit Tutma ve Yönetimi alanlarında iki proje desteği çağrısına çıkacak. Hedefimiz net. 2030’da 2 GW olacak elektrolizör kapasitemizi 2053 yılında 35 kat artırarak 70 GW’ye çıkaracağız. Öte yandan, 2035 yılına kadar da hidrojen üretim maliyetini de 2,4 dolardan 1,2 doların altına düşüreceğiz. Böylece hem yeşil dönüşümü hızlandıracak, hem enerji ithalatımızı azaltacak hem de rekabet gücümüzü artıracağız. Burada sanayicilerimize de büyük iş düşüyor. Elbette sizlere üretin deyip geri çekilmiyoruz. Sizlerin ne tür ihtiyacınız, isteğiniz, talebiniz varsa hepsini karşılamak için sizlerle yakın temas halindeyiz.”

Yıllarca bu sektörde çalışan biri olarak, yaşanan sorunları dertleri yakından takip etğiğni aktaran Bakan Dönmez, ”Birçoğunuz Kovid’den finansal krizlere kadar bu ülkenin dinamiklerine inancınızı hiçbir zaman yitirmediniz. Biz de piyasamızı daha çok katılımcı ile daha da dinamik bir piyasa haline getirdik. Fakat şimdi, farklı bir küresel oluşumda sizlerin dinamizmi ile geldiğimiz başarı hikâyesini bizden sonrakiler için çağ atlamış bir enerji sistemine dönüştürmemiz gerekiyor. Bunun için de sizlerin, STK’ların fikirlerine ihtiyacımız var. Az önce de belirttiğim gibi Türkiye Yüzyılı’nda Enerjinin Yüzyılını hep birlikte ileriye taşıyacağız.

Sözlerime burada son verirken 12. Türkiye Enerji Zirvesi’nin ülkemize ve milletimize hayırlar getirmesini temenni ediyor, organizasyonda emeği geçenleri tebrik ediyorum. Gününüz güzel enerjiniz bol olsun… Kalın sağlıcakla.” diyerek konuşmasına bitirdi.

Zirvedeki oturumlarda, doğal gaz arama ve üretim yatırımları, Türkiye elektrik piyasasında üretim, ticaret ve dağıtım, Türkiye akaryakıt, LPG ve doğal gaz piyasası, yenilenebilir enerji yatırımları, elektrikli araçlar gibi konuların ele alınması bekleniyor.

Zirve kapsamında, ayrıca Bölge Gaz Tedariği Açısından Türkiye’nin Önemi, Avrupa Enerji Krizi, Enerji Arz Güvenliğinde Yeni Nesil Termik Santrallerin Önemi, Hidrojen ve Enerji Depolama gibi oturumlar da düzenlenecek.


Reklam
Mustafa Cilali


E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir