İl Müftüsü Taş: “Bereket Ayını En Güzel Şekilde Değerlendirmeliyiz”

 

Müftü Taş, Ramazan’da yapılması gerekenler hakkında bilgi verdi. Bilecik’te ilklerin yaşanacağı bir Ramazan olacağını ve Mısırlı Hafız Muhsin Nur El Karini tarafından 20 gün boyunca Kur’an-ı Kerim ziyafeti verileceğini söyledi. Taş açıklamasında ayrıca, hayatımızı biraz yavaşlatıp dini hayatımızı biraz öne çıkarmamız gerektiğine değindi.

Oruç tutanlara saygı gösterilmesi konusunun da altını çizen Müftü Taş şöyle konuştu:

“Nasip olursa önümüzdeki Cuma günü ayın 20’sinde oruçlu olacağız. Perşembe’yi Cuma’ya bağlayan gece ilk teravih namazımızı kılacağız. Bu sene Ramazan’ın çok verimli, huzurlu, bereketli geçmesine yönelik çok güzel şeyler planladık. Bunların birkaç tanesi Bilecik’te ilk defa tahakkuk edecek. Daha önce alınmış olan bir kararla şu anda 9 tane camimizde merkezi sistemle değil farklı kişiler tarafından ezan okunuyor. Vatandaşlarımız güzel ezanı, güzel arkadaşlarımızın sesiyle dinliyorlar, dinleyecekler inşallah.

            Bu sene ilk defa İmam Hatip Lisesi Tatbikat Cami’sinde hatimle teravih kılınacak. Bu camimizin İlahiyat mezunu çok güçlü bir hafızı var. Hatimle kılınan teravih diğer camilerde kılınan teravihlerden 15-20 dakika daha uzun sürüyor. Ama bu camide teravihe devam edenler teravihin sonunda hatim indirmiş oluyorlar. Onun için özellikle çok sevap kazanmak isteyenler, Kur’an’ı daha çok dinlemek isteyenler, güzel bir hafızın sesinden dinlemek isteyenler, Ramazan’ın sağanak sağanak yağan bereketinden, ihsanından, nimetinden, dağarcağından daha çok sevap almak isteyenler bu camimize gelerek hatimle teravih namazı kılsınlar.

            Bazı camilerimizde de havanın sıcak olması sebebiyle cemaatin açık havada teravih namazı kılabilmesine yönelik çalışmalarımız var. Mesela Dedeoğlu Cami’sinin avlusu bu uygulama için çok müsayit. Oraya halılar sereceğiz ve cemaatin serin bir ortamda rahat rahat namazlarını kılmalarını sağlayacağız. Tabi yağmurlu havalarda ibadetlerine içeride devam edebilecekler. Bütün cami görevlilerimiz bulundukları camilerde mutlaka hatim indirecekler.

 

Mısırlı Hafızdan Kur’an-ı Kerim Ziyafeti   

Bu sene Belediye Başkanlığımız ile ortak bir çalışmamız bulunuyor. Mısırlı Hafız Muhsin Nur El Karini tarafından 20 gün boyunca 20 camimizde Kur’an ziyafeti verilecek. Kur’an’ı dünyada en güzel Mısırlılar okuyor. Zaten öyle demiş, ‘Kur’an Suudi Arabistan’da Mekke’de Medine’de inmiş, İstanbul’da yazılmış, Mısır’da okunmuş.’ Mısırlı insanların gırtlak yapısı Kur’anı güzel okumaya daha müsayit.  Bu organizasyon küçük mescidlerimiz hariç bütün camilerimizde gerçekleşecek. Bilecik’te ilk defa olacak olan bu güzel organizasyon akşam ve yatsı namazları arasında gerçekleşecek. Ramazan ayı boyunca bütün camilerimizde öğlen ve teravih vakitlerinde merkezi sistemle veya bizzat yüz yüze vaaz verilecek. Vatandaşlarımız gündüzleri de geceleri de dinlerini öğrenme noktasında camiye teşrif ettikleri surette vaizlerimizin vaazlarından istifade edecekler. Ramazan ayı işte böyle bereketli bir ay.”

 

“Bereket ayını en güzel şekilde değerlendirmeliyiz”

Ramazan ayı ile ilgili cemaatine tavsiyelerde de bulunan Müftü Taş şöyle devam etti:

“Bu ayda hayat biraz yavaşlatılmalı. Çünkü dünyada çok koşuyoruz. Hayatımızı biraz yavaşlatıp dini hayatımızı biraz öne çıkaralım. Çünkü bu bir sevap, rahmet, bereket ayı. Bu ay bir panayır, panayırda alış veriş edilir. Bu ayda manevi bir panayır, manevi panayırda dünya ile fazla hemhal olmak insana çok fazla bir şey getirmez. Bunun için gündüz ve gece vaazlara gitmeliyiz, bütün camilerimizde verilecek Kur’an ziyafetine katılmalıyız, nafile namaz kılmalıyız, kazaya kalan namazlarımızı kılmalıyız, dua ile tefekkür etmeliyiz. Kendimizi otokritiğe tabi tutmalıyız. Hayatı yavaşlattık, nereden nereye geldik, ne haldeyiz, nereye gideceğiz, nasıl gideceğiz, ne götüreceğiz? Bu ayda biraz bunların muhasebesini yapalım.

            Bu ayda yakın komşularımızla, akrabalarımızla biraz daha fazla ilgilenmeliyiz. Uzaklardan vazgeçtik, yakınlarımızı da ihmal ediyoruz. Bari bu ayda ne yaptıklarına bir bakalım. Ayrıca fakir fukarayı, garip gurebayı, yetimleri, öksüzleri, sıkıntısı olanları, darda kalanları gözetelim, koruyalım, kollayalım. Soframızı misafirlerimize açalım. Sofraya misafirsiz oturmamaya gayret edelim. Çok yediklerimizi, her gün yediklerimizi hiç yemeyenlerle paylaşalım.

            Nasıl ki maddi temizliklere, evimizin temizliğine, şehrimizin temizliğine dikkat ediyoruz ruh temizliğine de bunlar kadar dikkat etmemiz gerekir. Bu ayda yıkanalım, temizlenelim, aklanalım bayrama pir-i pak çıkalım.

 

‘Zekatımızı isteyene değil, muhtaç olana verelim’

Zekatlarımızı, sadakalarımızı, fıtralarımızı mutlaka verelim. Ama verirken sağ cebimden çık sol cebime gir şeklinde vermeyelim. Çok muhtaç olanlara verelim ama kim muhtaçtır bunu bilelim. Çünkü bunu bilmek için çabalamak da çok büyük bir ibadettir. İsteyene değil muhtaç olana verelim. ‘Verdim, bitti.’ demeyelim. Zekatı, fıtrayı yerine, sahibine vermek, zekat ve fıtra vermekten daha mühimdir. Bu görevin idrakine müdrik olalım.

Fıtra miktarları bu sene 8.50 TL olarak belirlendi. Fıtraları Ramazan ayında vermeye özen gösterelim. Bayramdan önce verirsek, insanlarda eline para geçmiş bir şekilde bayrama ermiş olur. Fıtralarda en az miktar 8.50 TL, bu miktardan az olmaması gerekiyor. Herkes fıtrasını sofrasındaki yemeğin çeşidine ve kalitesine göre verecek. Bir de oruç tutamayanlar tutamadıkları orucun kefaretini ödeyecek. Ayrıca en az 80 gr altını olan herkes zekat verecek. Zekat tutarı, altının 40’ta 1’i kadar olacak. Altınlarımızın, paralarımızın zekatını verelim ki çalmasınlar. Çünkü zekat verilen şeyin garantisidir. Buna inanmak lazım. Bu konuda cömert davranalım, bol bol verelim. Çünkü bunlar fakirlerin hakkı. Verilen şey verilene bir kakınç değildir. Veren kişi borcunu veriyor, vermeye mecbur olduğunu veriyor. Ama şimdi öyle yapılmıyor, kişi töhmet altında bırakılarak veriliyor. Kimse kimsenin kölesi değildir. Herkes vazifesini yapacak.

 

‘Dışarıdan bakanlara Ramazan’ın güzelliğini gösterelim’

Birbirimizden çok esirgediğimiz sevgiyi, saygıyı, hoşgörüyü, tebessümü çoğaltalım. Sanki biz sevgiyi, saygıyı, affı, şefkati, merhameti çuvala koyduk ve ağzını bağladık. Hiç olmazsa bir aylığına şu şuvalın ağzını açalım, şunları çıkaralım. Cennet gibi bir mekanımız olsun. Dışarıdan bakan insanlar demeliler ki, ‘Demek ki ramazanın böyle bir ağırlığı varmış.’

 

‘Oruç tutanlara saygı gösterelim’

Aramızda inanmadığı için ya da rahatsızlığından ötürü oruç tutmayanlar olur. Rica ediyorum onlarda bu ayın yüzü suyu hürmetine yiyeceklerse, yediklerini gizli yesinler. % 99’u Müslüman olan bu memleketin insanı böyle bir ayda insanın insana yapacağı saygıda kusur etmesinler. Sigara içmek farz değil, sünnet değil. Dışarıda içerek gidiyorlar ve dumanını insanların yüzüne üflüyorlar. Bu çok ayıp bir davranıştır. Şu ayın hürmetine insanların hakkı yoksa bile Allah’ın hakkı vardır. Karşıdaki kişi oruçludur belki ve birde sabırsızsa ‘Sen niye böyle bir şey yaptın?’ diyerek kavga edebilir. Lütfen bu tür konularda birbirimize saygı gösterelim. Onun için bu arkadaşlar Ümmet-i Muhammed’in bu mübarek ayına takındıkları tavırla hiç değilse hürmet etsinler. İnsan olarak böyle bir görevleri var, bu görevlerinin kendilerine hatırlatıyorum. Altını, üstünü, sağını, solunu çizerek hatırlatıyorum. Bu zor bir şey değil.

Bütün İslam âleminin ve şehrimizin insanlarının bu mübarek aylarını bu vesile ile tebrik ediyorum. Huzur içerisinde geçmesini ümit ediyorum. Bu huzurla Ramazan Bayramı’na ermemizi Cenab-ı Allah’tan diliyorum. Milletimizi, memleketimizi semavi ve arzi, görünen, görünmeyen belalardan, afetlerden muhafaza etmesini temenni ediyorum. Akan kanların akmamasını, afetlerin olmamasını, kimsenin üzülmemesini, ağlamamasını, incinmemesini, hiçbir insanın hiçbir insanı üzmemesini Cenab-ı Allah’tan temenni ediyorum.” ZEYNEP KILBAHRİ



E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir