İLİMİZDEKİ MÜLTECİ SORUNU MECLİS GÜNDEMİNDEYDİ

Milliyetçi Hareket Partisi Belediye Meclis üyesi ve grup sözcüsü Av. Pervin Taşçı, Bilecik’te mesele haline gelen ve vatandaşları rahatsız eden mülteci sorununu Belediye Meclisi’nde gündeme getirdi.

 

TAŞÇI: “Bu tarihten sonra da Bilecik’e kaç kişi gelecek”

Taşçı, Bilecik’in Suriyeli mültecilerin sayılarının gün geçtikçe çoğaldığını bu konuda kendilerine birçok şikayet geldiğini söyleyerek, resmi rakamlara göre 2.600 olan mültecilerin resmi olmayan kayıtlarda 5.000 kişiyi bulunduğu iddiası olduğunu kaydetti. Ayrıca barınma ve köşe başlarında toplu halde bekleyen mültecilerin Bilecik halkına bazı sıkıntılar yaşattığını ifade ederek, Belediye olarak ne gibi bir önlem ve düzenleme yapılacağını sordu.

Öte yandan Taşçı, AK Parti Bilecik Milletvekili Fahrettin Poyraz'ın  Suriyeli mültecilerin Bilecik’e gelmesi konusunda görüşü ve girişimleri bulunduğu iddiasının dolaştığını da belirterek, ilimize daha kaç tane mültecinin geleceğini merak ettiğini ve cevaplandırılmasını istediğini söyleyerek şöyle devam etti:


“Partinizin Milletvekilinin Suriyelilerin Bilecik’e gelmesi hususunda bir görüşü olmuş”

“İlimize gelen Suriyelilerle ilgili vatandaşlar şikayetçiler. Şu anda resmi kayıtlara göre Bilecik’te 2600 Suriyeli mülteci bulunmakta. Resmi kayıtların haricinde de bu rakamın neredeyse iki katına çıktığı durumlar oluyor. Bu Suriyeli vatandaşların barınma ve benzeri yardımları ne şekilde yapılmaktadır. Bilecik Belediyesi’nin bir bilgisi var mıdır? Bu vatandaşların belli noktalarda toplanarak halkı rahatsız ettiği yönünde şikayetler geliyor. Bu tarihten sonra da Bilecik’e kaç kişi gelecek bunun ilgili bir bilginiz var mı? Almış olduğumuz duyumlardan bir tanesi de partinizin Milletvekilinin Suriyelilerin Bilecik’e gelmesi hususunda bir görüşü olmuş. Bilecik’e Suriyeli mülteciler gelecek midir? Bilecik’e gelmeleri konusunda Bilecik Belediyesi’nin bir kabulü olmuş mudur” sorusuna Belediye Başkanı Selim Yağcı’nın cevabı şu şekilde oldu:

YAĞCI: “Bunların muhatabı Belediye’den ziyade aslında idari makamlar ve güvenlik güçleri”

“Şu anda etrafımızda olan savaşlar sebebiyle ülkemiz ciddi bir mülteci akınıyla karşı karşıya. Dinimizin bize yüklemiş olduğu görevler çerçevesinde de biz ülke olarak bu mültecilere kucak açıyoruz ve bunlara gerekli yardımı yapma çabası ve gayreti içerisindeyiz. Ülkemizin özellikle sınırlardaki şehirlerimiz açıkçası bunların tamamen yoğun bir şekilde tercih ettikleri noktalar ama bunun Bilecik’e de yansıyan ülkenin diğer noktalarına da devletin belirli bir planlamayla dağıtımı içerisinde olan veya kişilerin kendi tercihleriyle geliyor. Bunlar tabii Belediyemizin kabulü ile yapılan iş ve işlemler değil. Bunlar kişilerin kendi tercihi veya devletin genel yönlendirmesiyle oluşan iş ve işlemler. Bunda Belediyemizin işte size ne kadar mülteci verelim diye bir şey sorulmuyor.

 Sayın vekilimizin de böyle bir talep içerisinde olduğunu duymadım. Ama mülteci kardeşlerimizin  problemleri var, onların toplu olarak olmasından halkımızın, hemşehrilerimizin şikayetleri oluyor. Tabii bir kültür farklılığı da var. Onlar ile bizim insanımızın kültürel bakış açıları yaşam tarzları bazen tutmuyor. Bu şikayetler de var. Bunların muhatabı Belediye’den ziyade aslında idari makamlar ve güvenlik güçleri. Bizler gelen olayları da Emniyet Müdürlüğü’müze yansıtıyoruz. Ama bir vaka ve bu vakanın getirmiş olduğu hepimize sorumluluklar var. Bu sorumlulukları hepimiz sabırla yerine getirmeye çalışacağız. Eminim ki onlar da böyle başlarına bir şey gelmeseydi sıcak evlerinden, yurtlarından vatanlarından böyle bir göçe gelmek istemezlerdi ama bugün böyle bir olay var. Zulüm altındalar onlar da canlarını kurtarmak için buralara geliyorlar. Bizler artık emsal olarak yardımcı ve sabırlı olacağız. Bazı noktalarda daha çok hoşgörüyle davranma durumundayız diye düşünüyorum.

“Bu kardeşlerimize zor zamanlarında devletimiz de destek olmaya çalışıyor”
Benim bildiğim Mülteciler Komiserliğinden bunlara belirli ödenekler geliyor. Bu Birleşmiş Milletlerle ilgili bir çalışma ama ben şahsen buradan devlet tarafından bunlara maaş bağlandığını zannetmiyorum. Bir çoğunun kendi imkan ve kaynakları var. İçlerinde çok sıkıntı çeken gerçekten akşam yiyeceği yemeğe ihtiyacı olan insanlar da var. Ramazan’da yaptığımız etkinliklerde mülteciler büyük bir katılım içerisinde oluyorlar.

Sınır bölgeleri de bir yoğunluk içerisinde. Onun için biz hakikaten kutlu bir medeniyetin temsilcileriyiz. Buralardan gelen insanlar da bizim tarihi coğrafya sınırlarımız içerisinde olan kardeşlerimiz insanlarımız. Bu anlamda da biz Türkiye olarak bu coğrafyanın geçmiş dönemlerinde ve inşallah bundan sonraki süreçte de hakimi olarak da bu kardeşlerimize zor zamanlarında devletimiz de destek olmaya çalışıyor. O hale düşmeyi hiç kimse istemez. Hepimiz gayretli olmamız lazım. Bilecik’imizde de toplumun sosyal nabzını da tutan insanlarız. Kamuoyunda bazen tahrik edici söylemler de oluyor. Hoşgörüyle bu sıkıntılı hali geçiştiririz diye düşünüyorum” dedi.

 

TURHAN: “Bizim de birazcık rahatımız kaçsın. Biz Türkiye’yiz”

Daha sonra söz alan AK Parti Belediye Meclis üyesi Şadan Turhan, vatanını terk etmiş olmanın zor bir şey olduğunu anlatarak,“Yabancılar şubesinden habersiz bir tanesi dahi gelmez. Yalnız onun dışında bizim toplumsal bir sorumluluğumuz var. Vatanını terk etmiş olmak kadar zor bir şey yoktur.

Bir sürü sivil toplum kuruluşumuz var. Biz şu anda ilim yayma cemiyeti olarak 5 tane ailenin ev eşyası teminini falan yaptık. Hatta akşamları geliyorlar kaplarıyla yemeklerini dolduruyoruz gidiyor. Ulaşabildiğimize. Sıkıntısı olan başka varsa tabii Belediyemizin böyle bir imkanı varsa yapacaktır yani. Bizim de birazcık rahatımız kaçsın. Biz Türkiye’yiz” ifadelerini kullandı.

 

SELÖZ: “Zannetmeyin ki ilimize gelenlerin hepsi fakir”

AK Parti Belediye Meclis üyesi Şükrü Selöz de söz alarak, “Daha önce Irak’tan yoğunluklu olarak insanlar geliyordu. Suriye’den de gelmeye başladılar gün geçtikçe de çoğalıyor. Şimdi önüne gelen herkesi mülteciye alıp Türkiye içerisine dağıtılmıyor. Bunun bir sistemi var. Bunu Emniyet’ten gelenler oldu sosyal yardımlaşma heyetine onlardan öğrendik. Türkiye’ye geleceklere soruluyor diyorlar ki Türkiye içerisinde kendi imkanlarınızla geçinebilecek durumda mısınız? Eğer bunu kabul ediyorlarsa onu Bilecik gibi, Kütahya gibi illere dağıtıyorlar. Ama yok bizim kendi imkanlarımız zayıf diyorlarsa onları da ayrı bir kampta topluyorlar. Zannetmeyin ki ilimize gelenlerin hepsi fakir. Yani sorun çıkaracak insanlar değil. Gelenlere zaman zaman ağır sözler söyleniyor” dedi.

Bu konuşmaların ardından söz alan Cumhuriyet Halk Partisi Meclis üyesi Zafer Atasev konunun siyasi olmadığını, asıl konuşulması gereken önemli noktalar bulunduğunu söyleyerek şunları söyledi:

 

ATASEV: “Gelenler sağlık sorunları ile geliyor”

“Mülteci olarak gelenler sağlık sorunları ile geliyor, ülkemizde bitmiş olan bazı rahatsızlıklar yeniden hortlamaya başlıyor. Bir diğer problem ise özellikle Bilecik’e gelenlerin %80’nin inşaat sektöründe çalışanlardan oluşmasına rağmen bunları ilde sosyal güvenceleri olmadığından dolayı iş imkanı yaratarak çalıştıramıyoruz.

“Aç kalan insan hangi yola sürüklenir her birimiz çok iyi biliyoruz”

Bu insanlar misafir olarak kabul edilmesine rağmen çoğunluğu aç. Vatandaşlarımıza zarar verebilecekleri noktalar farklı. Bu insanlar aç kalırsa ne yapar?  Aç kalan insan hangi yola sürüklenir her birimiz çok iyi biliyoruz. Bunun önüne geçmemiz lazım. Yardımla nereye kadar hepsine yetişemezsiniz. Bu insanlara bizim iş imkanı sağlamamız lazım.

 

“2 büyük problem var görmüyoruz, bir tanesi oradan taşıdıkları sağlık problemleri”

 Konuştuğumuz konuların siyaset malzemesi edilmesi gibi kötü bir şey olamaz. Çünkü o insanlar yurdundan memleketinden ayrılıp gelmiş. Bizim konuşmamız gereken başka konular da var ben oraya değinmek istiyorum. Bu vatandaşların farklı kültürleri var. Biz onların bize adapte olmasını istiyoruz fakat asıl 2 büyük problem var görmüyoruz. Bir tanesi oradan taşıdıkları sağlık problemleri var. Bizim ülkemizde bitmiş olan rahatsızlıklar tekrardan hortlamaya başladı bunun farkında değiliz. Kızamığı bir yıllar önce bitirdik ama ülkemizde yeniden canlanmaya başladı.

 

“El becerileri var ama biz bunları çalıştırıp da para veremiyoruz”

Ben inşaat sektöründeyim. Biz bu insanları çalıştırmak istiyoruz fakat çalıştıramıyoruz. Bu insanlar kendi imkanlarıyla geçinemiyorlar ve açlar. Ben içlerindeyim. Bunları çalıştıramıyorum çünkü sosyal güvence sağlayamıyoruz. İnşaat tehlikeli bir sektör. Bilecik’e gelenlerin de %80’i bu sektörden geliyor. El becerileri var ama biz bunları çalıştırıp da para veremiyoruz. Bu insanların kötü yola düşmesini nasıl engelleriz bunu konuşmamız lazım burada. Biz misafir olarak kabul etmişiz bu insanları. Fakat bize zarar verebilecekleri noktalar farklı. Bu insanlar aç kalırsa ne yapar. Aç kalan insan hangi yola sürüklenir hepimiz çok iyi biliyoruz. Bunun önüne geçmemiz lazım. yardımla nereye kadar hepsine yetişemezsiniz. Bu insanlara iş imkanı sosyal güvenceyle birlikte sağlamamız lazım. Kendi insanımıza zor yetişiyoruz ama bunları da bir şekilde yetiştirmemiz lazım. Bu insanları kullanamıyoruz, kullanamadığımız için de büyük sıkıntılar yaşıyorlar. Belediyelerde geçici işçi olarak çalıştırabiliriz park ve bahçelerde.” diye konuştu.

 

YAĞCI: “Politik konusu yapılıyor ama öyle değil”

Atasev’in bu sözlerinin üzerine Başkan Yağcı ise  “Buna ilişkin olarak da yakında bir çalışma yapılıyor. Önce bunların kimlik ve kişiliklerine ilişkin olarak çalışma yapılacak. Bunları da suistimal edip, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olacak diye hemen politik konusu yapılıyor ama öyle değil. Türkiye’de tanınırlığı noktasında bir kimlik olarak bir çalışma yapılıyor ama Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olma gibi bir olay yok. Ona ilişkin ondan kaynaklanan belki böyle şeyler çıkıyor. Toplum yararına çalışacak eleman bulamıyoruz Bilecik Belediyesi olarak. 25 tane hakkımız var ama eksik. Böyle bu tür alanlarda çalıştırabilecek, ileriye doğru çalışmanın olduğunu biliyorum.

 

“El ele vererek burada gelen kardeşlerimizle yumuşak bir şekilde bu geçişi sağlarız”

Tabi ki kendi vatandaşımızın mağduriyeti varken bunlar olmayacak ama bunların da yapmak isteyenlerden bir projenin olduğunu biliyorum. Bu da gündemimizde yeni bir olay. Bizden çok daha büyük dertleri olan güney sınırdaki kentlerin başkanları diyor ki bir tane yeşil bahçemiz kalmadı. İnsanlar göç edip yerleşiyor bahçelerde toplanıyorlar. İnsanlar nerede zaman geçirecek? El ele vererek burada gelen kardeşlerimizle yumuşak bir şekilde bu geçişi sağlarız. Memleketimizdeki bu sıkıntılar da inşallah uzun sürmez.” dedi.

 



E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. 7 Kasım 2014, 00:00

    Gerçek bir Vatanperver – Çok saygıdeğer Pervin Hanım, bir çok kişinin düşnmeye bile cesaret edemediği soruları Belediye Meclisinde İktidar Partisinin mensubu Sayın Selim YAĞCI’ya sorması kadar doğal bir şey yoktur.O nedenle sayın Pervin Hanımı haksız yere eleştirenler olabilir.Diyorlar ki; Belediye Meclisinde Siyaset Yapılmaz. O meclise gidenler cami avlusundan seçilipte gitmediki… Her bir üye mensup olduğu siyasi partinin ilkeleri doğrultusunda hizmete talip olmuştur.Sayın Selim YAĞCI şahsıma diyebiliyorsa “SEN MUHALEFET YAPIYORSUN O NEDENLE SENİN KAPININ ÖNÜNDEKİ YOLU YAPMAM” diyerek konuşması Asla Bir Belediye Başkanına yakışmamaktadır. Ben Hakkımı helal etmiyorum, o nedenle iki elim Ahirette iki yakasında olacağından kimsenin şüphesi olması. Benim evimin önündeki yolu ister yapsın, ister yapmasın.Bu tavrıyla temsil ettiği partisine zarar verdiğinin farkında değil…????

    Cevapla