Müftü Akkuş’tan Çanakkale Konferansı

“Çanakkale Zaferini anlamak için, üç yönden ele almamız lazım.” diyen Müftü Akkuş sözlerine şöyle devam etti;

“Çanakkale’yi anlamak için şehadeti, Mehmet Akif’i ve tarihi iyi anlarsanız, Çanakkale’yi anlarsınız. Dini bir kavram olan şehadet, kutsal bir inanç uğruna canını feda etmektir. Bu kutsallar; din, can, akıl, nesil, ırz ve namustur. Peygamberimiz bir hadisin de, dini,  canı, malı ve namusu uğruna ölen kişinin şehit olacağını  bildirmiştir.

Kuranı kerimde şehitlerle ilgili olarak  Ali İmran suresinde; ”Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma. Bilakis onlar diridirler. Rableri katında Allah’ın lütfundan kendilerine verdiği nimetlerin sevincini yaşayarak rızklandırılmaktadırlar. Arkalarından kendilerine ulaşamayan (henüz şehit olmamış) kimselere de, hiçbir korku olmayacağına ve onların üzülmeyeceklerine sevinirler.”dedi.

Şehitlerin mükafatını; Tevbe suresi’n de “Allah müminlerden, mallarını ve canlarını kendilerine verilecek cennet karşılığında satın almıştır.” Peygamberimiz(s.v) bir hadis-i şerifinde, “Ahirette Şehitle ben, (şehadet parmağı ile orta parmağını birleştirerek) şu iki parmak gibi olacağız”, duasında da; Nefsim kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, mukaddesat uğruna şehit olmayı, sonra yeniden dirilmeyi tekrar şehit olmayı, sonra yeniden dirilmeyi tekrar şehit olmayı niyaz ederdim, buyurdu.

İşte ecdadımız; Allah katında kazanılabilecek en yüksek mertebenin şehadet olduğunu, çok iyi kavradıkları için Çanakkale, “Çanakkale Destanı” oldu.”

Müftü Akkuş, “Çanakkale; “Demir ile çeliğin, iman ile kemik karşısındaki hezimetidir” sözleriyle konuşmasına son verdi. (İl Müftülüğü)



E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir