NİHAL ARSLAN “TURŞU YAPIMIYLA İLGİLİ BİLGİ ALDIK, ÖĞRENDİK”

Arslan, ilçelerinde çömlek yapımına uygun toprak bulunduğunu ve bununla ilgili Pazaryeri Kınık köyünde incelemelerde bulunduğunu açıklayarak İnhisar’da yetişen sebze ve meyvelerin turşu, salça, reçel gibi sektörlerle buluşturmak istediğini sözlerine ekledi.  

“Pazaryeri Kınık Köyü’nde çömlekçilerle görüştük, inceledik”

İl Genel Meclisi üyesi Nihal Arslan; “İnhisar’da bizim çömlek yapımına uygun olarak iki yerde hammaddesi var. Biz de bunu değerlendirip gençlere güzel bir işyeri açabilmek, meslek sahibi edindirebilmek için önce halk eğitimle bu işi yapabilir miyiz diye görüştük. Halk Eğitim müdürümüz kurs açacağını söyledi. “Onbeş tane bayan bulun, onların ücretlerini de ödeyelim, ben size fırınlarını da yaparım” dedi. Eğer güzel olursa devamını getiririz diye düşündük, gittik, Pazaryeri Kınık Köyü’nde çömlekçilerle görüştük, inceledik, fırınların resimlerini çektik, incelemelerde bulunduk. Oradan Bursa’nın bir köyüne gittik orada evlerin altı tamamen tesis oluşturmuşlar ama ailecek, dışarıdan insan tutmuyorlar. Çünkü güvenemeyiz diyorlar, en hijyen şekilde yapıyorlar. “Dışarı yaptırdığınız zaman muhakkak içinde çöp oluyor, bir şey oluyor, yüzümüz kara çıkıyor. Çünkü biz belirli yerlere veriyoruz ürünlerimizi” dediler.

“27 Eylül’de festivalleri varmış bizi oraya davet ettiler”

Küçük işletmeleri tamamen gezdik, ailecek oturuyorlar çoluk, çocuk yıkama makineleri var, çiçeğini alma makineleri var, özel bidonlar yaptırmışlar hava almayan. Turşu yapımıyla ilgili bilgi aldık, öğrendik, 27 Eylül’de festivalleri varmış bizi oraya davet ettiler. “Gerekirse biz bu konuda geliriz size kurs da veririz” dediler. “Siz buyurun gelin, görün, malzeme alımında yardımcı oluruz” dediler. Her ürünü farklı ilden alıyorlarmış. “Böyle bir şey yaparsanız biz Bursalılar olarak yardımcı oluruz” dediler. Bu da bizim çok hoşumuza gitti. Festivalde buluşmak üzere ayrıldık oradan” dedi.  

“Bunda 1 koyuyormuşsun 10 alıyormuşsun”

Turşu sektörünü İnhisar’a yapmak istediklerini belirten Arslan; “3-5 tane gencimiz, 10 tane gencimiz bundan faydalansa belki çok tutulacak. Eskişehir piyasasını da biz tutabiliriz, onlar İstanbul’a gönderiyorlarmış belki İç Anadolu’yu da biz tutarız. O kadar sebzemiz bizim dökülüyor. Ya İstanbul’da halde dökülüyor, geri getirmiyorlar, gönderemiyoruz, para etmiyor ama bunda 1 koyuyormuşsun 10 alıyormuşsun, 10 liralık şeyi 100 liraya satıyormuşsun. Özel tuzu varmış, deniz tuzu ama ama göl tuzundan olmuyormuş, onları bize anlattılar. Biz de bir şeyler yapmak istiyoruz, gençlerimiz gitmesin göç veriyoruz, göç alalım diye birkaç yeri incelemeye başladık. Bu hafta buraya gittik. İnşallah diğer haftalarda değişik yerlere incelemeye gideceğiz.

“Biz domatesleri çöpe döküyoruz”

Meyveden reçel, şeftali reçeli o kadar güzel oluyor ki şeftali reçeli yediğim en güzel reçel desem yalan olmaz. Biz bayanlar olarak bunları değerlendirebiliriz. Salça yapımıyla da ilgili dün bilgi aldık, makinelerini gördük, salçaya çok fazla izin vermiyorlarmış da domates sosu ya da biber sosu olarak geçiyormuş. Bizim yörede de bu bol yetişiyor. Biz domatesleri çöpe döküyoruz, birisi gelsin, toplasın diye gözünün içine bakıyoruz. Çünkü serayı kaldıracağız, ürünü yerine süreceğiz. O yüzden gezi çok verimli oldu” ifadelerini kullandı.  

ERHAN TOKA 



E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir