“Ocak ayı sonu ya da Şubat ayı içerisinde bir tane spor salonuna kavuşacağız”

Basketbol oynayacak çocukların mutlaka yüzme bilmesi gerektiğini söyleyen Torun, kapalı yüzme havuzunun faaliyete girmesiyle bu önemli sıkıntının da kısa sürede giderileceğini belirtti. Ayrıca Ocak ayı sonu ya da Şubat ayı içerisinde bir tane spor salonuna kavuşacağımızı söyledi.

Toka:  Aziz Torun kimdir?

Torun: Hiçbir zaman kendimi ön plana çıkartmıyorum. Basketbol nasıl bir takım oyunuysa biz takımın bireysel oyuncularıyız. Biz her zaman için o takımı tamamlamaya çalışıyoruz. Takımda gerekli dakikaları, iyi süreleri, iyi bir şekilde kullanarak, bir oyuncu olarak ön plana çıkmaya çalışıyoruz. Aziz Torun memleketin çocuğudur. Aziz Torun yıllarca kendini basketbola adamış, arkadaşlarıyla beraber bu memlekette kendi çocuklarımızın bir araya gelmesi için çaba vermiş yine bu memleketin çocuğudur.

 

“Sporu para için hiçbir zaman ön plana çıkarmamaya çalıştık”

 

Bilecik’te maalesef nüfus olarak mı diyelim imkansızlıklar olarak mı diyelim tabi ki sıkıntılarımız var. Yıllardır bu sıkıntıları gidermek için sporun temel programı olan altyapıya indirgedik olayı. Üst yapılarda bütçe olarak takımımız oluşmadığı için çözümü altyapıda bulduk. Yaklaşık 15 yıldır takımı sürekli altyapılardan oluşturdum. İlk önce Tofaş Spor Okullarıyla başladık. Tofaş Spor’un efsane kadrosunun Türkiye’de ve Avrupa’da fıldır fıldır estiği dönem içerisinde Tofaş kulübüyle görüşerek burada Türkiye’deki nadir spor okullarından birini açmıştık ilimize. Bilecik’te açtığımız zaman Türkiye çapında 5 ya da 6 tane spor okulu vardı. 2-3 yıl Tofaş Spor Okuluyla devam ettik. Arkasından federasyon spor okulları vardı. 12 dev adam’a geçtik. 12 dev adam’da bütün Türkiye çapında yaygınlaştırılmaya çalışıldığı, federasyonun çok önem verdiği faaliyetlerden bir tanesiydi. Bu konuda devam ettik ama federasyon bazı konularda zayıf kaldı. Maddiyat ön plana çıktı, çok indirgenemedi olaylar. Parası olmayan bir çocuk gelsin eğitimini alsın diye sporu para için hiçbir zaman ön plana çıkarmamaya çalıştık. Ama bunları yaparken çok kolay olmuyor, en büyük problem salon problemimiz. İlimizde salon problemimizi çözümleyebilecek sadece Atatürk Kapalı Spor Salon’umuz var. Maalesef bu salon bütün branşlara hizmet etmeye çalışıyor ki şu anda devre arasındayız maç oynanıyor. Bir salon içerisinde okullar, kulüpler bütün problemlerini çözümlemeye çalışıyor. Bu sefer doğal olarak altyapıyla da çok fazla uğraşamıyoruz. Her takım sporları için geçerlidir, minimum haftada 5 gün salona gidilmesi gerekiyor. Hadi 3 gün diyelim ama bunu da yapamıyorsunuz. Okul maçları başlıyor, zaten 2-3 ay ara verilmek zorunda kalınıyor. Arkasından bir soğuma dönemi oluyor, çocukların sınav dönemleri oluyor çok çok zor bir olay. Keşke olabilse. Bütün elit seviyede ki derece yapmış okulların hepsinin spor salonları var. Bu okullar istedikleri zaman antrenman programlarını hazırlıyorlar, her gün 2 saat antrenman yapıyorlar.

 Çok seçme şansımız yok nüfusumuz çok az. Ama biz bunu en azından basketbol branşında bir süreklilik haline getirmeye çalıştık. Bu kadar imkansızlıklara rağmen en azından haftada 3 gün basketbol antrenmanımız var. İsteyen her zaman beni ve değerli arkadaşlarımı bulup basketbol’a devam edebiliyorlar. Veliler gelip, kapımızı çalıp çocuklarını hafta sonu basketbol antrenmanlarında değerlendirebiliyorlar. Biz burada, en azından şu anda devamlılığı sağladık.

 

“Bizim çok güzel bir Belediyespor takımımız var”

 

Yaklaşık 4-5 yıldır zirveye oynayan bir takımız. Orada çok değerli arkadaşlarımız var. Yaşar hocamız sağ olsun değerli hocamla beraber bu konuda çok başarılı, çok istikrarlı gidiyorlar. Kendi bütçeleriyle, kendi imkanlarıyla bir çok il takımlarından, bütçeli takımlardan çok çok iyi, iddialı bir kadro kurduk. 4-5 senedir istikrarlı bir kadromuz var.

 

“Ocak ayı sonu ya da maksimum Şubat ayı içerisinde bir tane spor salonuna kavuşacağız”

 

Çok yakın zamanda inşallah tahminlerimiz Ocak ayı sonu ya da maksimum Şubat ayı içerisinde bir tane spor salonuna kavuşacağız. Şu an mevcut Atatürk Spor Salonu’ndan daha büyük bir antrenman salonu ve 2 bin 300 kişilik büyük bir spor salonumuz oluyor. Bahar dönemlerinde okullar bölgemizde İl Özel İdaresi’nin yapmış olduğu yine bir salon daha hizmete girecek. İleriki yıllarda daha şanslı olarak bakıyorum bu olaya. Okullar gelip, 9 takla atıp buradan antrenman saati almaya çalışıyorlar, yazık günah çok üzülüyorum gerçekten bu duruma, yani böyle paylaştırarak 2 okula antrenman saati vermeye çalışıyoruz, ondan sonra niye takım çıkartmıyorsun? Hep talep ediyoruz hep istiyoruz ama imkan sağlayamıyoruz. Bundan sonra imkanlar daha çok artacak inşallah. İmkanlar arttığı zaman rekabetimizde artacak. Bu sefer gerçekten ciddi anlamda 3-5 sene sonra ben sporcuların da geleceğine inanıyorum. Bu sefer ebeveynler, bilinçli ebeveynler çocuklarını salon sporlarına yönlendirecekler. Basketbol yeteneği yoktur gelir voleybol oynar, dövüş sporlarımız var judomuz, karatemiz, tekvandomuz, okçuluğumuz, masa tenisimiz birçok branşta faaliyet gösteriyoruz. Ve sağ olsun İl müdürümüz geçtiğimiz hafta yeni salonumuz açılacak olmasına rağmen spora çok değer verdiği için yeni bir skorbord yaptırdık. Gerçekten şu anda 1.Lig takımlarının çıkartmış olduğu, çok üst seviyede bir skorbord yapıldı ilimize.

 Son zamanlarda basında çok çıktık. Müdürümüzü rencide edecek şekilde yazılar çıkıyor. Olumlu işlerde yapılıyor. Küçük ildeyiz birçok şey yapmak kolay değil. Kurumum adına konuşuyorum kimseyi karalamak için değil. Yeterli bütçelerimiz yok . Bilecik olarak maalesef elimizi taşın altına sokmuyoruz. Sadece istek, sadece şikayet ve sadece sitemler var. Gelin beraber bazı şeyleri uğraşalım, yapalım. Kimseye sataşmak amacında değilim ama döneminde Bilecikspor hiç amacı yokken kümede kalma dönemlerinde bile bundan 7-8 yıl önce 250 – 300 milyarlık bütçeleri vardı. O zamanlar 3. lig için çok ciddi bütçelerdi ve bizim o atıyorum 26 yıllık kadroda 2 tane 3 tane Bilecik çocuğu yokken bu paralar neydüğü belirsiz insanlara dağıtıldı. Salon sporlarına zamanında aktarılmış olsa, zamanında bu takıma destek verilmiş olsa çok ciddi şekilde ciddi yerlerde salon takımlarımız olurdu. Dönüp baktığınız zaman birçok 1. Lig de oynamış ilçelerimiz var. Yani çok ciddi rakamlara gerek yok, sadece organizasyon işleri bunlar. Ama biz nedense kafamızı takmışız bir yerde gidiyoruz. Spor demek sadece futbol değil ve küçük il olarak denk olarak yakalayacağımız yerler salon sporlarıdır. Burada yeterli destekleri alabilsek, burada yerel idarelerin, kurumların desteğini alabilsek inanın çok daha iyi yerlerde olacağız. Tabi altyapı olarak bizi 1. Lige 2. Lige taşıyacak potansiyelimiz yok. Ama 3-5 sene içerisinde bu projeler gerçekleştirilebilir.

 

“Bunca yıl hiçbir parti spora bu denli destek vermedi”

 

Bugün Belediyespor takımımız var çok güzel.  Bu arada başkanımıza da teşekkür ediyorum çok destek verdiler. Özellikle teşekkür ediyorum çünkü bunca yıl hiçbir parti spora bu denli destek vermedi. Futbola destek verildi ama salon sporlarına herkes üvey evlat olarak baktı. Biz deplasmana gidecek ne otobüs bulabildik, ne forma bulabildik, herkesten dilene dilene futboldaki hazin hikayeleri hepimiz yaşadık burada. Ama şu anda salon sporlarına destek veriliyor, ben bunun için çok takdir ediyorum başkanımızı. Önümüzdeki dönem kim gelir kim gider bilemem bu basketbolun devamı olacak mı onu da bilemem. Ama biz raslantısal olarak işlerimizi yapacağımıza, burada 3-5 tane ağabey atıyorum Porland, atıyorum Aslan Alüminyum yani sadece bir isim olarak söylüyorum onlara mesaj yollamak amacım değil, ne yapılabilir? Bu ağabeylerle beraber 5 tane, 6 tane, 10 tane bölüşücü olsun, paylaşımcı olsun, belli bütçeler, belli projelerle, bir yönetim kurulu oluşturulabilir. 500 milyarla şu anda 1. Lig bayanlarda çok çok rahat oynayabilecek bir bütçeye sahip bir takım çıkartırsınız. Bunun üzerine 3. Lig futbol takımı, 1. Lig basketbol takımı çıkartabilirsiniz. Olay sonuçta reklamsa direk 1. Ligde oynuyorsunuz. Yani 3. liglerde bu kadar bocalamaya gerek yok. Tabi ki bu kadar futbola önem veren futbolu seven halkımız var. Küstürmekte amacım değil. Her şeyin yeri var ve bütçeleri de ona göre ayarlamak gerekiyor. Ama baktığın zamanda salon sporlara daha çok elit seviyede ailelerin yatkınlığı var. İnşallah seneye kapalı spor salonumuzda devreye girecek. Bu iki yıl içerisinde gerçekten Bilecik anlamında sportif imkan olarak da tesislerimiz artıyor. Çok çok keyifli olacak. Ben her zaman bir spor salonundan önce bir kapalı spor salonu olmasının taraftarıyım. Çünkü çocukların gelişimi için bu şart. Kemik gelişimi için, fizik gelişimi için şart. Bizim bir takımımızın, Bilecik takımımızın, Bozüyük’ümüzün ikinci lig de oynayan bir futbol takımı varken, niye salon sporunda ikinci lig bir Basketbol takımımız olmasın, yarın ki günlerde niye bir voleybol takımımız olmasın? Bu imkana sahipsin, bu potansiyele sahipsin yeter ki biz istekli olalım, yeter ki her şeyde böyle kulağımızın üstüne yatmayalım.

Toka: Kaç yıldır bu görevi yapıyorsunuz, kaç yıldır basketbol ile uğraşıyorsunuz?

Torun:Basketbol antrenörlüğümü 25 yıla yakın zamandır yapıyorum. Bu süre içerisinde sürekli altyapılarda yaptım bu işi. Üst takımlarda 12 yıl önce Bilecik’in ilk bölgesel takımını oluşturduk. Türkiye’de o zaman bölgesel lig de oynayan şehir takımı yanılmıyorsam 56’ydı. Biz o 56 takım içerisine girmiştik, bölgesel takımımızı oluşturmuştuk. O dönem Tofaş Spor okullarını yaptık, 12 Dev Adam spor okullarını yaptık. Ve son 3 yıldır da 28 tane sayı varken Anadolu Efes Kulübümüzün spor okulları açtık. Bunlar aslında Bilecik için ufku açık şeyler. Dışarı çıktığınız zaman Bilecik diyorsunuz adam Bilecik’i tanımakta zorlanıyor ama biz kişisel işlerimizle, başarılarımızla eşimiz dostumuz bunun içerisinde muhakkak çok büyük bir pay sahibi ama bu eş dostu kazanmakta çok kolay olmuyor, bunlar yılların birikimleri, tecrübeleri ve işleriyle oluyor. Ve Anadolu Efes Spor Okullarını açmak Bilecik için çok zor bir iş, Tofaş Spor Okullarını açmak çok zor bir iş zamanında başarmıştık.

Bunca yıl aktif olarak federasyon, gözlemcilik, hakemlik yapmışız, bu kadar spor okullarıyla uğraşmışız artık belli bir misyondayız. Ben ilim olarak bunu birilerinin üstüne taşımak istiyorum. Tabi ki herkesin 1. Lig hayali ama 2. Lig’de istikrarlı bir takım oluşturmak çok zor bir şey değil. 1 Lig ‘den kadroya girememiş, rotasyonla fazla süre alamamış oyuncular 2. Lig de oynayıp boy göstermeye çalışıyorlar. Çünkü bunlar orada oynayarak para kazanacaklar. Bu piyasada çok rahat oyuncu bulunabilir. Yeni sezonla, yeni projelerle beraber Bilecik’in artık 2. Lig basketbol takımı fazlasıyla hak ettiğine inanıyorum.

Toka: Belediyemizin özellikle son yıllarda değişik mahallelere yaptığı spor kompleksleri, basketbol sahaları da özendirici olacak mıdır?

Torun:Bundan 5-6 sene önce çocuklar hafta sonları, yaz tatillerinde çocukluklarını yaşarlardı. Ellerine top alır oynarlardı, bisikletle dolaşırlardı. Görüyorsunuz, bakıyorsunuz bu çocuklar boş zamanlarında bilgisayar başındalar. Ne kadar faydalı oluyor?

Zaten o süreci paylaşıyorsun arkadaşınla. Telefon ellerinden hiç eksik olmuyor. Çıkıp da internet başında mesajlaşıp, oyun oynuyorlar. Çok değerli vakitleri buralarda harcıyoruz. Sen gel bu çocuğu üretken hale getir, bu köşelerden uzaklaştır ve iddia ediyorum hem fiziki olarak hem sosyal olarak çok daha faydalı insanlar olacaklar çocuklara biz bu imkanları sağladıktan sonra.

Şimdi ben yeni açılan spor kompleksinin oraya bakıyorum muhteşem bir yer yaptı belediye. Yani bundan 3-4 tane daha olsa evimde o tarafta sürekli sabah akşam o güzergâhı kullanıyorum. Her zaman dolu oluyor. Ne güzel çocuklar oralarda gereksiz işlerle uğraşacaklarına spora yönlendiler. Basketbol oynuyorlar, orada çok güzel suni halı sahamız var, voleybol sahamız var, tenis kortumuz var. Son 3-5 yıldır tenis oynama isteği konusunda baya ciddi patlamalar oldu, buradaki talepleri biz görüyoruz. İl Müdürlüğü, İl Özel İdaresi, Belediye bu sahaları yaptıkça alt yapı zaten otomatikman gelecek. Biz okullarda öğrenci ararken talepler bu sefer artacak, kendileri gelecekler oynamak isteyecekler ki biz bazı branşlarda bunları görüyoruz yapmak istiyoruz ama imkan sağlayamıyoruz. İmkan sağladıkça bunların devamı gelir. Muhsin Yazıcıoğlu Bilecik için çok güzel bir tesistir. Başkanın yanılmıyorsam bununla ilgili birkaç tane projesi var. Daha büyüklerini yapacak ve bundan sonra ben çok daha iyi yerlere geleceğimize inanıyorum. İnşallah birde bunların kapalı fosforlu olan kortları da meydana gelir. Kış şartlarında kullanamıyorsunuz. Yani spor yapmak için bizim sadece üstü kapalı bir korta ihtiyacımız var soğuk olsun problem değil sadece ıslanmasın çocuklar.

Toka: Alt yapı yeterli midir, ailelere, okul idarecilerine, salon sporları ve basketbol ile ilgili söylemek istediğiniz mesajınız var mıdır?

Torun:Basketbol olarak, kendi branşımla ilgili konuşuyorum. Kafalarda şöyle bir ifade var. Kendi oğluma bile yapıyorum bunu. O çocuğu sporla bir kere harman etmek gerekiyor. Hafta içerisinde maalesef çok yoğunlukta programları var. Hep kurslara yönelik, hep sürekli amansız sınav neticesine dayalı bir sistem var. Ve çocuk sürekli yarış atı gibi hazırlanıp, zaten yeteri kadar verimli seviyede hırslandırıyoruz, doyuma ulaşıyorlar. Yani bu çocuğu bir şeyle kanalize etmek gerekiyor. Ben kendi oğlumdan çok net bir şekilde gözlemliyorum bunu. Hafta sonu antrenmanı yaptığı zaman o haftası derslerinde son derece başarılı, son derece iyi motive olmuş ama birkaç hafta yoğun sınav zamanına giriyor okula gelemiyor ya da hasta oluyor ben ne olursa olsun antrenmanlara katılmasından yanayım. Ders programını ona göre yapsın. Birçok gelen veli de benden bu şekilde şikayette bulunuyor. Asosyal olan çocuklar okullarda problemleri olan çocuklar. Bu çocukların asosyallikten kurtulup takım sporlarına kendini daha rahat ifade etmelerine, arkadaşlarıyla daha iyi ilişki içerisinde olmalarına ki bizim orda ilk talebimiz iyi öğrenci olacaksın, iyi evlat olacaksın, sporcu olacaksın. İlk hedefimiz eğitim.

Basketbol gerçekten biraz daha fazla pratik isteyen, zeka isteyen bir branş. Çok daha iyi kanalize olmak gerekiyor. Beslenme durumu bizim için çok önemli, iyi beslenmesi gerekiyor. Bu şekilde zaten çok önemli tepkiler geliyor bize. Biz bu yönde yönlendirdiğimiz zaman gerçekten seçici oluyor ukalalık ettiğimi de düşünmeyin kayıtlarımızda dolu olduğu için böyle eş dost durumuyla almaya başladık. Ben bir Bilecikli olarak konuşuyorum kendi çocuğumun da bu şekilde yönlendirilmesi çok hoşuma gider. Yani o çocuk belli gözlem altında kalıyor biz not ortalamasını bile değerlendiriyoruz. Geldiği zaman bunu hak etsin. Yarın bir gün ebeveynler çocuğum derslerinde başarısız kusura bakma Aziz hocam diye dedirttirmiyorum.  Çocuğunuzu dinlendirelim, derslerine dikkat edelim bir dahaki dönem değerlendirelim diye konuşuyoruz. Daha iyi motive oluyor. Burada biliyor ki çocuk basketbol oynayabilmesi için önce derslerinin iyi olması gerekiyor.

Toka: Hocam ben sizin basketbol oynadığınız dönemleri biliyorum. Çokta güzel oynuyordunuz. O zamanlarda sizi basketbola özendiren şartlar neydi?

Torun:Aslında futbol oynamayı pek beceremiyordum. Daha doğrusu o zamanda fizikliydim arkadaşlarım çok oynamak istemezlerdi benimle. Toplara sertte vururdum. Ben ilkokul 3. sınıftayken geldiler okula basketbol potası kurdular ve biz böyle uzaydan gelmiş gibi baktık kaldık ne işe yarar diye. O dönem televizyonumuzun olmadığı dönemlerdi. Ve sonra tabi imkansızlıkta bir top icat edildi. İlkokulda plastik toplarla falan potaya atmaya başladık. İlkokul, ortaokul bitti efsane Ertuğrul Gazi Lisemize geldik. Baktık orada bir pota daha var ve kulakları çınlasın Nihan Kamber şu an basketbol federasyonunda gözlemci çok görüşüyoruz sevdiğim bir abim. Çok iyi bir basketbol antrenörü ve o dönem biz ortaokula yeni geçtiğimiz zaman çokta iyi basketbol takımımız vardı. Bizimde efsane ağabeylerimiz vardı o zamanlar. Serdar Özerler, Özcan, Mesut, Ali yani biz onlara çok gıpta ile bakıyorduk. Ertuğrul Gazi Lisesi spor dallarında çok başarılıydı. Eğitim olarak da Marmara’da falan derece yapmış okuldu. Okul hayatımıza kulüp hayatımıza devam ettik. Memleketimizde iş hayatımızı, aile hayatımızı kurmaya başlayınca gönlümüzdeki sevgiyi kardeşlerimize, altyapımıza entegre etmeye çalıştık.

Bizim yaşadığımız eksikleri daha fazla gidermek için ağabeylik yapmaya çalışıyoruz onlara. O zamanlar spora daha çok önem veriliyordu maçlar hep şölen havasında geçerdi. Tribünler dolu oluyordu, öğretmenleri geliyordu. En büyük eksiklik ailelerin çocuklarını spora yönlendirmemeleridir. Sen çocuğunun o yaşını bir daha göremeyeceksin. Belki yıl sonu mezun olacak gidecek, sadece anılarda kalacak bazı şeyler. Ama o fotoğrafta senin olman lazım. Aileler bu salonlara sahip olsa yine ben o şölen havasının geleceğine inanıyorum. Bu sefer itici kuvvet olacak. Bizim göremediğimiz birçok eksiği görecekler talepter olacaklar. Herkesin ulaşamayacağı yerler var oradayken, herkesin bağlı olduğu kurumlar var. Eksikler daha rahat giderilir. Bu çocuklara önce anne babalar sahip çıkacak.

Erhan Toka – Caner Alkan

 

 



E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir