Poyraz, Berberoğlu’nun Tutuklanmasına Ne Dedi?

 

Poyraz, "Süreç hukuka havale edilmiş vaziyettedir. Sonuçta da devletin hakimi, savcısı ne karar verirse herkes gibi bu karara saygı duyacağız. Bundan öte de söylenecek bir şey yok.” dedi. Poyraz konuyla ilgili şöyle konuştu:

“Olayın tabi nazik bir durumu var. Kanunlarımızda açık hükümler var. Devam eden bir dava ile ilgili olarak bizlerin veya birilerinin davayı etkileyecek şekilde yorum yapması, konuşma yapması mümkün değil. Bu davanın özelliği gereği, hassasiyeti gereği mahkemenin aldığı bir gizlilik kararı var. Dolayısıyla biz safhalarda ne oldu, ne olacağı, nasıl geliştiği, nasıl gelişeceği, iyi mi oldu ,kötü mü oldu, doğru mu oldu, yanlış mı oldu, aşırıya mı gidildi, geride mi kalındı gibi bir takım yorumlar yapmak yerine ilkesel bazlı olarak, kendi siyasi anlayışına bağlı olarak bir takım şeyler söyleyebilirz.

 

‘Türk siyasetinde bir ilke imza attık’

 

Biz AK Parti olarak kuruluşumuzdan itibaren bir takım ilkelerimizi vatandaşlarımıza duyurduk, taahhüt ettik. ‘Eğer bize iktidar verirseniz, gerek merkezi yönetimde gerek yerel yönetimde biz şu şu şu ilkelerden taviz vermeyeceğiz, bu ilkeleri esas alarak yönetim sergileyeceğiz.’ dedik. Ve Türkiye’de daha önce siyasi iktidarların yapmadığı şeyleri ortaya koyduk. Bir ilke etrafında hedefler koyarak hem parti teşkilatları olarak birbirlerimizi motive ettik hedeflere yönlendirdik hem birlikte çalıştığımız gerek Ankara’da gerekse yereldeki bürokrat arkadaşlarımıza hedef koyduk. Birlikte çalışıyoruz, çalışacağız. Hem de vatandaşlarımıza bir takım taahhütlerde bulunduk ve Türk siyasetinde bir ilke de imza attık. Daha önceki dönemlerde herkes seçimlere girerken, ben şunu yapacağım bunu yapacağım derdi konuşulurdu seçimler geçerdi konuşulanlar seçimlerde kalırdı. Pek çok canlı örneği var. Biz siyasette ne dediysek onun arkasında durma gayretinde olduk. Yapamadığımız hususlar olmadı mı, elbette oldu. Hem genelde hem yerelde. Ama çıkıp dürüstçe vatandaşımıza da neden yapamadığımızı anlatma gayreti içinde olduk. Hedef koyduk dedik, bir ilki başardık dedik, evet bugün Türkiye’de muhalefet partileri bile kabul ediyor, hedef 2023 dedik 2023’e yönelik olarak projelerimizi ortaya koyduk. Marka şehirlerle ilgili olarak yerelde de bu projelerimizi ortaya koyduk. Genelde de hedeflerimizi koyduk. Eğitimde ne olacak, sağlıkta ne olacak, ulaşımda ne olacak? Şu anda hepsinin tek tek hedefleri belirlenmiş, stratejileri belirlenmiş, planlanmış ve şu anda hangi bakanlık hangi proje üzerinde ne aşamada bunlar safha safha takip ediliyor. 2023’ü de yeterli görmedik ve geçen büyük kongremizde hepimiz şahit olduk 2071 hedeflerini koyduk. İşte Türkiye’de bunları konuşuyor olabilmek bile, bunları yapabiliyor olmak bile aslında başlı başına bir başarı ve Türk siyasetinde bir ilk.

 

‘Ne aldatan olacağız ne aldanan’

 

Peki bunları yaparken başka şeyler söylemedik mi? ‘Vatandaşımıza karşı açık olacağız.’ dedik. ‘Ne aldatan olacağız ne aldanan olacağız.’ dedik. ‘İki yüzlü siyaset yapmayacağız, gayretli olacağız.’ dedik. Şimdi biz bir taraftan bunları ağzımızla söylerken aklımızdan başka şey geçiyorsa, kalbimiz dilimizi teyit etmiyorsa, niyetimizle amelimiz örtüşmüyorsa o zaman bizden daha büyük münafık yok demektir. Geçmişteki siyasi münafıkların yaptıklarını biz yapmayacağız, yapmamaya gayret gösterdik. Şimdi arkadaşlarımız bizimle siyaset yapmak istiyorlarsa o zaman bu ilkelere uymak zorundalar. Eğer bir farklılık varsa biz onları uyarırız, uyardık da. Yanlışlık görürsek yanlışlığı düzeltme gayreti içerisinde oluruz, olduk da. Ama yok eğer yanlışta ısrar ediliyorsa, hukukun sınırları zorlanıyor ve çiğneniyorsa da o zamanda elbette ki hukukun koruyucularına bu işi havale edip, devletin yetkili görevli arkadaşlarımıza bu işi havale edip onlar tarafından hukukun, hakkın korunması noktasında bir sürecin başlatılmasının en doğal olduğunu tekrar ifade ediyorum.

 

‘Bu işlerde uyanık olmak lazım’

 

Süreç budur. Bundan öte aslında söylenecek bir şey yoktur. Bu duruma gelmeyi zaten istemeyiz. Kendi ilçemizde, ilimizde birlikte çalışmak, hizmet üretmek, vatandaşımıza hayatı kolaylaştırma anlamında yatırımlar yaparak, projeler üreterek bir takım birlikteliklerle bu işe girmek varken neden çıkıp da böyle bir hesaplaşma veya restleşme içine girelim. Elbette sebepleri vardır. Birileri çıkıp şimdi bir şeyler söyleyebilir. Birileri kendilerini kamuoyunda aklama gayreti içinde olabilir. Bunlar bizi ilgilendirmiyor. Bu konularda da dikkatli olmak lazım. Bu işlerde uyanık olmak lazım. Birileri çıkıp özellikle çok sıkışmış olan insanları şu sıralar suistimal edebilir. Çünkü sürecin nasıl gelişeceği, nelerle karşılaşacağı noktasında bir şey söyleyemeyiz, bilemeyiz de. Ama böyle kalmayabilir, genişleyebilir, bir takım insanlar burada ifadeler verebilir. Bizim konumuzla alakası yok anlattıklarımın, çünkü bizim konumuz tamamen hukukun içerisinde cereyan eden dolayısıyla bizim dışarıdan birilerinin müdahil olmasını gerektirmeyen bir konu. Biz müdahil olmuyoruz, olmamaya çalışıyoruz. Sadece kamuoyuna bir milletvekili olarak “Olayın başında bir takım açıklamalar yaptın. Parti, disiplin kuruluna verdi.’ dedin ama hani şimdi söyleyecek bir sözün var mı?’ diyenlere karşı bunları söylüyorum ve bir uyarı yapıyorum. Bilecik’te olmayan, Bozüyük’te olmayan, ismi cismi duyulmamış olan birileri piyasaya çıkıp durumdan vazife çıkartıp kendilerine bir takım roller biçebilir. Dikkat etmek lazım. Elinizde kalan 3-5 lira paranızı da piyasada bulunan sahtekarlara kaptırmayın. Belediye başkanı arkadaşlarımız burada, İl Genel Meclisi Üyesi arkadaşlarımız burada. Yani bir belediyemizde böyle bir olay var da bir başka belediyemizde yoktur diye bir iddia da bulunmuyorum. Ama başka arkadaşlarımızda hata yapan varsa o arkadaşlarımızda lütfen bu olaydan ibret alsınlar. Almalılar.

 

‘Bizi bağlayan ilkelerimiz var’

 

Bizi bağlayan ilkelerimiz var. Bizi sınırlayan, çerçevemizi çizen kanunlarımız var. Siz yeter ki cesur olun, biz takipçisi oluruz. Herkes siyasetin ilkeli bir şekilde yapılma mecburiyetinde olduğunu bilecek. Yaptıkları tutum ve davranışları sadece kendilerine değil şu salonda bulunan ve bu salonun dışındaki binlerce AK Partili’yi ilgilendirdiğini ve onların sorumluluğunun kendi sınırlarında olduğunun farkında olacak şekilde siyaset yapacak. Bunun lami cimi yok. Bundan öte de söz yok. Sonuçta hep söylüyoruz, biz sadece bir hesapla meşgul olacak veya o hesabın peşine düşen insanlar değiliz. Bizim hem halka hesap verme hem de daha önemlisi hakka hesap verme şuurunda olan kişiler olarak siyaset yapmamız gerekiyor.

 

‘Ders almak gerekiyor’

 

Belki Bilecik siyasetinde ilk olan bir olay, bir belediye başkanının açığa alınması, tutuklanması vs. ama bizim de iktidar gücünü hem merkezde hem yerelde kullanan kişiler olarak bu olaydan eğer ders almamız gereken bölümler varsa dersimizi almamız gerekiyor. Yaptığımız yanlışlar varsa bunları görüp yanlıştan dönmek mecburiyetimiz var. Kendimize çeki düzen vermek mecburiyetimiz var. Bilecik’te olmayanları, yapılamayanları ilimizde ve ilçelerimizde yaptık.

 

‘Verilen karara saygı duyacağız’

 

Biz konuşmayacağız, sadece kendimizle ilgili almamız gereken dersler varsa dersimizi alacağız. Süreç hukuka havale edilmiş vaziyettedir. Sonuçta da devletin hakimi, savcısı ne karar verirse herkes gibi biz de bu karara saygı duyacağız. Bundan öte de söylenecek şey yok.” ZEYNEP KILBAHRİ

 

 

 



Bir Cevap Yaz Betül Özesen İptal

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. 25 Şubat 2013, 00:00

    Tebrikler Poyraz! – Sizi konuşmanızdan ötürü tebrik ediyorum!Ne kadar duyarlı bir tutum sergilediniz.Demek diğer belediye başkanları faydalı işler yaptılar da Berberoğlu Bozüyük’e hiç güzel bir iş yapmadı hep zarar verdi ki siz de ibret olması için bu adamın yakasına yapıştınız. AKP’ye geçtikten sonra yüzü geçkin müfettiş gelip iş yapılmasına fırsat vermediler.Bu başkan kamuoyuna lanse edildiği gibi aşağılık bir adamdı da bu yüzden mi ÜÇ dönem üstüste halk tarafından başkan seçildi?Hem de siz onu desteklemediğiniz halde!Elbette adalet mutlaka tecelli edecektir;belki bu dünyada belki de ahirette…Umarım dediğiniz gibi bu olaylardan herkes üzerine düşen ibreti alır ve o bahsettiğiniz münafıklardan olmaz da yüce Allah’ın huzurunda da bu kadar rahat konuşabilirsiniz…

    Cevapla