Prof. Dr. Özcan: “Zamanın Kıymetini Bilin Çünkü Telafisi Yok”

 

Prof. Dr. Özcan, konuşması sırasında öğrencilere zamanı iyi kullanmaları konusunda tavsiyelerde bulundu. Her şeyin bir telafisi olduğunu fakat zamanın telafisi olmadığını söyleyen Rektör Özcan anne-baba ve öğretmenlerin hayır duasının başarılı olma noktasında çok önemli olduğunu ekledi. “Eğer anne-baba ve öğretmenlerinizi üzerseniz 24 saatin 24ünde de çalışsanız başarılı olmanız çok zor.” diyen Rektör Özcan öğrencilere hitaben şöyle konuştu:

“Benim en büyük sıfatım bir öğrenci olmak, iki öğretmen olmak. Hayatım boyunca bilmediğimin talibi olmaya çalıştım, bildiğimin de alimi olmaya çalıştım.

Ben size desem ki bundan 30 sene sonra bu salondan dünyayı değiştirecek insanlar çıkacak, Türkiye’nin en etkili, en başarılı gençleri çıkacak. O zaman dersiniz ki, ‘Hoca acaba bir rüya falan mı gördü?’ Hayır, rüya görmedim. Sadece eğer bulutların dilini bilirseniz ne zaman yağmur yağacağını kestirebilirsiniz. İyi bir öğretmen öğrencilerin gözüne baktığı zaman öğrencilerin geleceğini hesaplayabilir. Ama bunun bir şartı vardır. Elma ağacından bile elma isterseniz mutlaka elinizi uzatmak zorundasınız, kucağınıza düşmez.

Ülkemizde ortalama insan ömrü Allah hepinize uzun ömürler versin, 70 yıl civarında. Sizler 12-13 olduğunuza göre demek ki önümüzde 60 yıl gibi bir süre var. Bu 60 yılın nasıl geçeceğini, hangi şartlarda geçeceğini, iyi mi, başarılı mı olacağını ya da olmayacağını belirleyecek olan şey, işte bu 60 yıla hazırlandığınız sıralardaki tavrınız, tutumunuz. Eğer bu hazırlık kampını hakkıyla yaşayabilirseniz benim söylediğim bundan 30 sene sonra aranızdan dünyanın en etkili insanları çıkacak sözü bir hayal olmaktan çıkar bir gerçeğe dönüşür. Bunun için çok çok gayret etmemize de gerek yok. Eğer akıllıysak bizden önce bu yoldan geçmiş insanların tecrübelerinden ders alırız. Bunlar her şeyden önce öğretmenlerimiz. O öğretmenlerimiz ki varlıkları sadece bizim iyiliğimiz için olan insanlar. Sonra anne babalarımız, sonra sevdiğimiz büyüklerimiz, sonra tarihimizdeki kahramanlarımız. Onların hayat tecrübeleri işte bizi hazırlık kampında geleceğe hazırlayacak en önemli kazanımlarımız, en önemli silahlarımız olacak.”

“Hayatta her şeyin telafisi mümkün, zaman hariç”

Lise 1’deyken bir öğretmeninden duyduğu ve hayatı boyunca unutmadığı bir sözü öğrencilerle paylaşan Rektör Özcan zamanın önemi ile ilgili öğrencilere şunları aktardı:

“Hayatınızda her şeyi telafi edebilirsiniz. Hasta olursunuz sağlığınıza tekrar kavuşabilirsiniz, paranızı kaybedersiniz tekrar kazanabilirsiniz, arkadaşınızla küsersiniz tekrar barışabilirsiniz, başarısız olursunuz tekrar başarıyı yakalayabilirsiniz ama zamanı kazanmanız mümkün değil. O halde zaman, sizin dünya hayatındaki en kıymetli varlığınız olsun. Elinizde fırsat varken, zaman varken yapılması iyi olan şeyleri mutlaka yapın. Çünkü zaman ve fırsat geçecektir ve siz hayıflandığınızla kalacaksınız. Zamanın nasıl değerlendirileceğini bilmek hem bizim yaşadıklarımızla olur hem de öğretmenlerimizin bize öğrettikleriyle olur. Her zamanın ayrı bir keyfiyeti, ayrı bir özelliği vardır. Şu an içinde bulunduğunuz zaman, sizin önünüzdeki uzun ve başarılı yıllara hazırlık döneminiz olacak. İleride harcamak için keseyi dolduracağız. İleride içmek için bardağı dolduracağız. Bardak ve kese bizim zihnimiz. Hayatı bilgiyle yaşayanlar hep en başarılı olmuştur. Günümüz bilgi çağı diyoruz ya güç kaba kuvvet çağı değil. Kim bilgiliyse kim daha çok bilgiliyse o mutlaka dünyanın en etkili kişilerinden olacak. ve dünyanın yönünün tayin eden bu kişiler eğer iyi kişiler olursa iyi insanlar olursa dünyanın akışı da iyiye doğru gidecektir. Dünyanın yönünü tayin eden kişiler iyi kişiler olmazsa yani bilgili kişiler olmazsa o zaman tıpkı günümüzde olduğu gibi dünyamızda gözyaşı olacak zulüm olacak.”

“Uzun dedik ama hesap yaptığımızda çok cömertçe harcayabileceğimiz bir hayatımız yok”

Zamanı değerlendirme konusunda bilgi veren Rektör Özcan, “Şu anda içinde bulunduğunuz yaş dilimi sizin bardağınızı dolduracağınız yaş dilimi. Elbette oyun oynayacaksınız, gezeceksiniz. Günde 24 saatimiz var bunun her biri de gidince geri gelmiyor. Bunun 8 saatini uyuyoruz. 16 saat kaldı. Bu 16’nında 7-8 saatini eğlenceyle geçiriyoruz. Kaldı 8 yani bir günün üçte biri. Uzun dedik ama zaman hesabına gittiğimizde elimizde öyle çok cömertçe harcayabileceğimiz bir hayatımız yok.

‘Ölümsüzlüğü bıraktığınız eserlerle yakalayın’

Bizim tarihimiz, örf adetlerimiz, kültürümüz, inançlarımız bize ölümsüzlüğün sırrını yakalamak için üç tane yol gösteriyor. Bu üç yolun toplamı da iyi insan olmak. Ama üçünü ayrı ayrı söylersek; bir, bedenimiz kaybolsa bile kaybolmayacak bir eser bırakmak. İnsanların faydalanabileceği her çeşit iyi şey. Bu bir kitap olabilir. Bir icat olabilir. İkincisi hayırlı evlat olmak hayırlı evlatlar yetiştirmek. Üçüncüsü de ilimle uğraşmak. Bilgiyle uğraşmak. Elinizde çok büyük bir keyif var. Eğer bundan sonraki yaşamınızda mutlu olmak istiyorsanız mutlaka zamanın kıymetini bilin ve bu zamanı çok cömert bir şekilde harcamayın bunu da zihninize kazıyın demek istedim. Zaman bizim hayatımızda yapacağımız yatırımlar için bize zemin hazırlayacak. Onun üzerinde yükseleceğiz. Onun üzerinde büyük iddialar taşıyacağız. Onun üzerinde davalarımız olacak, ideallerimiz olacak. Onun üzerinde bu hayatı kendimiz için bir eğlence hayatı değil bir başıboşluk hayatı değil ama gelecekte bizden yardım bekleyen dünyanın her yerindeki mazlumların yardımına koşmak için kullanacağız. Okula gidemeyen çocukların imdadına yetişmek için kimsesizlerin başını okşayabilmek için kullanmak gibi de bir sorumluluğumuz var.” dedi.

“Hayatınızın her haftasından en az bir kitap olsun”

Rektör Özcan hayata nasıl hazırlandığı hakkında da öğrencilere bilgi verdi. Rektör Özcan, öğrencilerden ileride iyi şeyler yapabilmeleri adına iki söz istedi. Sözlerden teki, “Bundan sonraki hayatımızda bizde olağanüstü bir şey olmaz ise her haftamızdan en az bir kitabı eksik etmeyeceğiz.” olurken diğeri de “Bundan sonraki hayatımda bile bile kötü olduğunu düşündüğüm hiçbir şeyi yapmamaya söz veriyorum.” oldu. Rektör Özcan şöyle konuştu:

“Aşağı yukarı Lise 1’den itibaren o dönemden bu yaşıma kadar hayatımdan her hafta en az 3 kitabı eksik etmemeye gayret ettim. Bazen tembellik ve kurnazlık yapıp kitapların hacmini küçük tuttuğum oldu. Kitap hayatta sahip olabileceğiniz olmayı dahi hayal edebileceğiniz en önemli arkadaşımız. Sizi hiç üzmez. Size hiçbir karşılık beklemeden anlatır ve sizi hep güzelliklere davet eder. Bugün bana bir söz verin, ‘Bundan sonraki hayatımızda bizde olağanüstü bir şey olmaz ise her haftamızdan en az bir kitabı eksik etmeyeceğiz.’ diye. İkinci sözümüzü şuradan yapıyoruz. Bundan sonraki hayatımda bile bile kötü olduğunu düşündüğüm hiçbir şeyi yapmamaya söz veriyorum. Hayatınızdan kitabı eksik etmeyip birde kötü davranışlarda bulunmazsanız 30 sene sonra iyi bir yere dünyaya fayda sağlayacak bir yere gelemezseniz gelip benden hesap sorabilirsiniz. Ben bu söylediklerimin yarısını yapmaya çalıştım ve Allah bana çok büyük ikramlar verdi.”

“Sizler bizim en önemli emanetlerimizsiniz”

Rektör Özcan sözlerine “Sizler bizim bu dünya hayatındaki en önemli emanetlerimizsiniz. Bütün varlığımız, bütün mevcudiyetimiz sizlerin daha iyi yetişmesi üzerine kurulu. Yeryüzünde iki insan birini kendisinden daha çok sevecekse bu öğretmenlerin öğrencilerine olan sevgileri olabilir. O yüzden zaman zaman size kızıyoruz, zaman zaman sizi belki üzüyoruz ama bunların hepsi de sizin daha iyi yetişip bizlerden bayrağı alıp uzak diyarlara taşımanız için. Çünkü yeryüzünde eğer siz geç kalırsanız, eğer vazifenizi yapmakta kusur ederseniz. Eğer sorumluluğunuzu yerine getirmezseniz çok daha fazla zulüm olacak, çok daha fazla sıkıntı olacak. O yüzden bir an önce yetişin, bir an önce hayata hazırlanın ki dünyayı iyilik kaplasın.” diyerek son verdi.

Soru-cevap kısmını geçildiğinde öğrencilerden ilginç sorular geldi. Bu sorulardan bir tanesi de birçok dal olmasına rağmen neden tarih bölümünü seçtiğiydi. Rektör Özcan’ın cevabı şöyle oldu:

“Çünkü tarih doğrudan insanla ilgileniyor. Tarih doğrudan insanı hedef alıyor. İnsanı anlamaya çalışıyor ve insanın daha iyi olması için neler yapılması gerektiğine kafa yoruyor. O yüzden tarihe ilgi duydum. Tarih sizin zannettiğiniz gibi sadece geçmiş olayları yer ve zaman göstererek bildiren dal değil. Onu bilgisayarda yapıyor. Tarih insanı anlamaya çalışan bir ilim dalı ve insanı anlayan kendini anlar.”  ZEYNEP KILBAHRİ



E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir