REKTÖR ADAYLIĞI İÇİN 6.İSİM BELLİ OLDU

 Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Tarih Bölüm Başkanı ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Abdulhalik Bakır Perşembe günü yapılacak rektörlük seçimi için aday olduğunu açıkladı. Rektör adayı Bakır’ın öğretim üyelerine adaylığı ile ilgili mesaj yolladığı da öğrenildi. Bakır, öğretim üyelerine yolladığı mesajda şu ifadelere yer verdi:

“Türkiye’mizin çeşitli Üniversitelerinde otuz iki ve beş yıldan beri de Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Öğretim Üyesi olarak görev yapmaktayım. Bu süre zarfında eserler ve çeviri eserler yazdım, yurt içinde ve yurt dışında çeşitli bilimsel toplantılara ve araştırma gezilerine katıldım. Lisans, Yüksek Lisans ve Doktora aşamasında yüzlerce öğrenci yetiştirdim. 32 yıllık Meslek hayatımda birçok olumlu ve olumsuz olaylarla karşılaştım. Bunları inancım gereği kaderin hayırlısı ve şerlisi, Allah’ın takdiri ve iradesinin birer görüntüsüdür şeklinde yorumladım ve ülkeme, milletime ve insanlığa hizmet etmek için yılmadan bilimsel çalışmalarıma devam ettim.

Sevgili meslektaşlarım;

Dünyanın en hassas ve en kutsal kurumunda çalıştığımın farkındayım. Üniversite, her şeyden önce bir ülkenin, bir milletin tarihsel birikiminin, zihinsel enerjisinin, bilimsel dinamizminin ve geleceğe yönelik milli hedef, gaye ve beklentilerinin odak noktasını oluşturur. Bu bilim kurumu aynı zamanda, bulunduğu şehrin her yönden gelişmesi, kalkınması, çağdaşlaşması ve ülke ve dünya şehirleri arasında yerini alması konusunda birinci derecede katkıda bulunur. Daha açık bir deyişle, bulunduğu şehrin insanlarının tüm alanlardaki eğitimine destek olur, insan ve hayvan ve bitki sağlığına hizmet eder, tarımının çağdaş bir düzeye gelmesi için katkı sağlar, şehrin endüstriyel ve ticaret hayatına rehberlik yapar, dinî ve manevî kültürüne çağdaş metot ve yöntemlerle yön verir. Üniversite bütün bu katkıları, iyi yetişmiş, çağdaş norm ve boyutlara sahip, bilimin gerekleriyle çalışan, insan haklarına saygılı, vicdanının sesini dinleyen, dürüst ve adaletli bilim adamlarının sayesinde gerçekleştirir. Üniversite bulunduğu şehre bu hizmetleri sunarken, bulunduğu ülkenin de millî menfaatlerini gözetir, kalkınması için projeler hazırlar, şeref ve itibarını yüceltmeye çalışır, çağdaş ülkeler arasında yerini alması için çaba sarf eder ve bizzat onun içeride ve dışarıda doğru tanıtılmasına ön ayak olur. Ama bütün bunların yanında ülkeye kaliteli, bilgili, dürüst, boyutlu, çalışkan, ölçülü, ne konuştuğunu ve ne yaptığını bilen, yani aklını kullanan insanlar yetiştirir. Aslında üniversitenin bu sonuncu hizmetinin önemi çok büyüktür; çünkü yüksek uygarlık düzeyini yakalamak ve gelişmiş dünya devletleri arasında onurlu yeri elde etmek ancak ve ancak iyi yetişmiş, akıllı, donanımlı, çalışkan ve imanlı insanlarla gerçekleşebilmektedir.

Üniversitenin göz ardı edilemeyen üçüncü bir büyük hizmeti daha vardır ki…

o da Allah’ın bir lütuf olarak yarattığı güzel dünyamız ve üzerinde yaşayan insanlık camiasıyla ilişkilidir. Bilindiği gibi biz insanlar, hep beraberce güzel, geniş, daha birçok sırrı keşfedilmemiş muammalarla dolu bir dünyayı paylaşmaktayız. Havasını teneffüs ediyor, bolca olan nimetlerini tadıyoruz. Elbette ki, Allah’ın bahşettiği yararlandığımız bütün bu nimetlerin üzerimizde karşılığı ve hakları bulunmaktadır. Bir bilim, eğitim-öğretim, kültür-medeniyet ve hizmet kurumu olan üniversitenin anılan alanlarla ilgilenmesi ve bu alanların problemlerine bilimsel çözümler getirmesi kadar doğal bir şey olamaz. Görüldüğü gibi, anılan üç boyutuyla (şehir, ülke, dünya) bir üniversitenin çok önemli ve kutsal görevleri bulunmaktadır. Adından da anlaşıldığı gibi, evrensel bir boyutu temsil eden üniversitenin anılan değerler çerçevesinde faaliyet göstermesi kaçınılmaz bir durum arz etmektedir.

Prof. Dr. Azmi Özcan beyefendiye teşekkür etmek boynumuzun borcudur

Beş yıldan beri mensubu bulunduğum; ancak sekiz yıllık geçmişi olan Bilecik Şeyh Edebali Üniversitemizin, kurulduğu günden bugüne kadarki geçmişine bakıldığında, birçok alanda (iç ve dış fizikî yapı, personel sayısı, öğrenci kapasitesi, bilimsel düzey ve birikim itibariyle) önemli ilerlemeler kaydettiği hepimizce görülmektedir. Bu kurumun bu duruma gelmesi için canla başla çalışan ve sonsuz emeği ve hizmeti geçen bütün yöneticilerimize ve çalışanlarımıza, hassaten de sekiz yıldan beri bütün enerjisini bu kurumun gelişmesi ve çağdaş bir düzeye gelmesi için harcayan ve kendisini seksenli yılların başından beri tanıma şansına sahip olduğum Prof. Dr. Azmi Özcan beyefendiye teşekkür etmek boynumuzun borcudur.

Kısacası adını, şanlı tarihimizdeki bir dönüm noktası olan büyük cihan devleti manevi kurucusu Şeyh Edebali’den alan genç ve dinamik üniversitemiz; vizyonu ve misyonu çerçevesinde eğitim-öğretim faaliyetleri ile birlikte şehrimizin, bölgemizin ve ülkemizin bilim-teknoloji, sosyal-ekonomi ve kültür-sanat gelişimine katkı sağlamak amacıyla üstüne düşen görevleri yerine getirme arzusu, azim ve gayreti içinde bugünlere ulaşmıştır.

Bugün, hepimiz biliyoruz ki; ülkemiz, 77 milyon genç ve dinamik nüfusu, büyük oranda özel girişime dayalı 80’in üzerinde sektörde üretim gücü, 1 trilyon dolara yaklaşan ekonomisi, 200'den fazla ülkeye % 92’si sanayi ve bunun da % 15’i ileri teknoloji ürünlerinden oluşan 130 milyar doların üzerinde ihracatı ve 300 milyar doları aşan dış ticaret hacmiyle dünyanın 15. Avrupa'nın 6. büyük ekonomisidir. Bu özelikleri ile dünyanın önemli bir küresel gücü konumundadır.

Üniversite sanayi ve kamu işbirliğinin geliştirilmesi ülkemizin birincil hedefleri arasında yer almaktadır

Bu gücü daha da ileri götürebilmek için Ar-Ge ve yenilikçilik bilincinin, özellikle üniversite sanayi ve kamu işbirliğinin geliştirilmesi ülkemizin birincil hedefleri arasında yer almaktadır. Bu hedeflere ulaşmada etkin rol oynayabilecek toplam 139 Üniversite, 2003-2011 yılları arasında kamu yatırım programları kapsamında kurulan 41’i kamu olmak üzere toplam 112 İleri Araştırma Merkezi (Üniversite), 72 Merkezi Araştırma Laboratuarı (Üniversite) ve 39 Teknoloji Geliştirme Bölgesi bulunmaktadır. Bu altyapılar; küresel ölçekte rekabet gücüne sahip ve bilgi toplumuna dönüşen Türkiye, özel sektörün yenilikçi rekabet yeteneğinin artırılması, bilim ve teknolojide yetkinlik kazanılması, bu yetkinliğin ekonomik ve sosyal faydaya dönüştürülmesini gerçekleştirecektir.

Çağdaş, dinamik, katılımcı, demokratik, huzur ve güven dolu bir ortam sağlanmalıdır

Ekonomik olarak dünyanın en önemli güçlerinden biri olan ülkemizin, aynı zamanda bilgi ve teknoloji üreten, inovasyon kapasitesi yüksek bir güç haline gelebilmesi için üniversitelerimiz; ulusal bilim, teknoloji, ekonomi ve sanayi politikalarına uygun kabiliyetlerle donatılmalıdır. Bunu gerçekleştirecek bilim insanlarımıza çağdaş, dinamik, katılımcı, demokratik, huzur ve güven dolu bir ortam sağlanmalıdır. 

Bu perspektiflerin ışığında amacım; bu ülkeyi seven, bu ülkenin hedeflerine ulaşması için çabalayan, bu ülkenin geleceğini düşünen bütün beyinleri ve bütün yürekleri üniversitemiz için çarpar hale getirmektir. Yürekten inanıyorum ki sizlerin düşüncesi de budur ve bu yüzden de İnşaallahu Te’âlâ Üniversitemizin geleceği çok parlaktır.

Rektörlük görevine hazır olduğumu bildirir…

Misyonum, üniversitemizi hak ettiği parlak geleceğe huzur ve güven dolu bir çalışma ortamında el birliği ile taşımaktır. Özgeçmişimde de göreceğiniz gibi; bugüne kadar görev aldığım tüm işlerde; araştırmacı, yenilikçi, fırsat ve fark oluşturan bir rol alarak, kurum ve kuruluşumun daha etkin bir yapıya kavuşması için üstün gayret sarf ettim. Yönetim deneyimlerim, kişisel niteliklerim, projelerim ve ulusal-uluslararası mesleki etkinliklerim ile edindiğim temsil yeteneklerim, mahalli ve merkezi yönetim ve kurumları ile kurduğum ilişkilerim, bugüne kadar gösterdiğim performans ve geniş tecrübem ile mensubu olmaktan onur duyduğumuz Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi için Rektörlük görevine hazır olduğumu bildirir. İlginiz için şimdiden teşekkür eder, başarılı çalışmalarınızın devamını dilerim.”

MEHMET SELİM SAÇTI

 



E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir