REKTÖR TAŞ “SIZDIRILMA” İDDİALARINI GAZETEMİZE AÇIKLADI

featured

“BUNLAR YENİLGİYİ HAZMEDEMİYOR”

Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Taş, Memur-Sen İl Başkanı Ahmet Selöz’ün “Üniversite yönetimi, FETÖ kapsamında ifade veren kişilerin ifadelerini sızdırmıştır” iddialarına gazetemiz aracılığıyla cevap verdi.

“Akademisyenlerin ifadelerini kim sızdırdı” haberimizde,  Memur-Sen İl Başkanı Ahmet Selöz’ün, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi yönetiminin FETÖ operasyonları kapsamında yürütülen soruşturmaları devlet ciddiyetinden uzak bir şekilde yürüttüğü ve akademisyenler tarafından verilen ifadelerin sanık durumundaki kişilere sızdırdığı yönündeki iddialarını gündeme getirmiştik. Haberimizin ardından gazetemize özel açıklamalarda bulunan Rektör Taş; rektörlük seçimlerinden, FETÖ kapsamında üniversitede yürütülen soruşturmanın ayrıntılarına kadar birçok konudaki değerlendirmelerini gazetemiz aracılıyla gündeme getirdi.

Rektör Taş, “sızdırılma” iddialarını yanıtladı

Şu ana kadar Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi’nden açığa alınan 39 memur ve personel olduğunun bilgisini veren rektör Taş, üniversite tarafından açığa alınan kişilerin haricinde hiçbir kişinin hakkında işlem yapılmadığını dile getirdi. Selöz’ün “Üniversite yönetimi ifadeleri sızdırdı” iddialarını tamamen yersiz ve asılsız olarak değerlendiren Taş, “Dikkat ediyorsanız, üniversite içerinde veya dışında tanıkların verdiği ifadelerden kaynaklanan gerilimler, son günlerde yaşanmaya başladı. Biz üniversite personeli tarafından birkaç ay önce ifade almaya başladık peki o zaman neden bunlar ortaya çıkmadı? Onun sebebini de şöyle izah edeyim; bizim soruşturmalarımız sona ermek üzereyken Savcılık, bizde üniversite içerisinde yürüttüğümüz soruşturmanın dosyasını istedi. Biz de bunun ardından burada verilen ifadelerin hepsini savcılığa verdik. Bu, Savcılıktan Emniyet’e geldi ve Emniyet tanıkları bu kez kendisi çağırmaya başladı. İfadelerini onlar aldı. Savcılık, bu ifadelerden yola çıkarak bir iddianame oluşturdu. O iddianameyi zaten sanıkların avukatları ele geçirdi. Dolayısıyla orada verilen ifadelerin hepsi gün yüzüne çıktı. Bu bizim sızdırmamızla ilgili olan bir durum değil. İddianame oluşup, Emniyet’e gitmesinden sonra gün yüzüne çıkan ifadeler. Ahmet Bey’in bu açıklamaları tamamen asılsız, saptırmaya yönelik açıklamalar. Kendisini hayretle izliyorum.” dedi.

“Biz dedikodu ve iftiraları değil, istihbaratları değerlendirdik”

Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi’nde yürütülen operasyonun içeriğini gazetemizle paylaşan Taş, “ Emniyet tarafından gelen istihbarat çerçevesinde bir açığa alma işlemi başlattık. Dedikodu ve iftiralarla bu süreci yürüttüğümüz konusunda bir söylenti var. Biz, üniversitedeki personelimizi açığa aldığımızda tanıklar yoktu. Biz açığa alma işlemlerini, darbe girişiminden 7-8 sonra başlattık. Zaten o süreçte herkes odasına çekilmiş, “Başıma bir şey gelir mi veya bir şey olur mu?” diye bekliyordu.” İfadelerinde bulundu.

3

“Selöz, başka bir Rektör adayı için mesaj yoluyla destek istedi”

Selöz’ün “Rektörlük seçimleri sırasında birilerine vaatler verildi, birilerinin üzerinde baskı oluşturuldu iddialarını da yanıtsız bırakmayan Taş, bu tür açıklama yapanları kesinlikle ciddiye almadığını ve  bu açıklamaları yapan kişilerin bir suçluluk psikolojisi içerisinde olduğunu belirtti. Rektörlük seçimleri sırasında hiç kimseyle pazarlık yapmadığının altını çizen Taş şöyle konuştu:

“Ben size samimiyetle şunu söyleyeyim; Ben rektörlük seçimlerinde hiçbir kimseyle pazarlık yapmadım. En yakınımdaki insanlar da dahil hiç kimseyle makam, mevki veya başka bir anlamda hiçbir pazarlığın içerisine girmedim. Ama şunu da size net bir biçimde söyleyebilirim; bu açıklamayı yapanlar seçimden bir gün önce ve seçim günü sabahında hocalara telefonlarından “Bizim ortak adayımız, iradenin, idarenin ve istişarenin ortak adayı şudur, oylarınızı buraya bekliyoruz.” şeklinde mesaj attılar. Selöz’ün attığı mesajlar da var.

Kendisinin açıklamaları aslında kendisini işaret eden açıklamalar. Ahmet Selöz’ün söyledikleri büyük bir iftiradır. Bu mesajları atarak insanları baskı altına almaya çalışan, onların oylarını iradelerini yönlendirmeye çalışan kimler acaba?

“Hiç kimseyle pazarlık yapmadım”

Bizim yaşadığımız seçim sürecinde hiçbir gerilim olmamıştır. Azmi Hoca’nın ikinci döneminde sadece iki tane rektör adayı vardı. Bizim dönemimizde 6-7 kişi rektör adayı olmasına rağmen medeni bir şekilde rektörlük süreci yürümüştür. Ben Ahmet Selöz’ün açıklamalarını çok talihsiz olarak görüyorum. Şöyle ki eğer ben birilerine makam, mevkii vermiş olsam veya vaade bulunmuş olsam ben burada olaylar daha farklı olur. Rektör olduktan sonra yönetici arkadaşlarımın hiç biri istifa etmediler. Azmi Hoca’nın atamış olduğu kişiler yöneticilik yapmaya devam ettiler. Ben hiç birisinden istifalarını da istemedim. Bütün müdürler, bütün dekanlar, bütün yöneticiler hepsi yönetici konumunda çalışmalarına devam ettiler.

Ben Ahmet Selöz’ün tavrını ve eleştiri penceresini de anlamıyorum. Ahmet Bey’i şöyle görüyorum; her halükarda eleştirmeye açık bir pencereden bakıyor benim gördüğüm kadarıyla o yüzden de çok samimi söylüyorum açıklamaların da çok ciddiye almıyorum. Çünkü ben eğer birilerine makam ve mevki vaat etmiş olsaydım, Rektör olduktan sonra dekanlarımızı ve Müdürlerimizi toplayıp; “ Arkadaşlar lütfen istifalarınızı verin çünkü bizim bir kendi ekibimiz var onlarla çalışmak istiyoruz.” derdim. Bu birçok üniversitede de olan bir şey aslında.  Ardından onları getirirdim direkt. Bu da her rektörün yapabileceği bir şeydir aslında. Birçok üniversitede de bu böyle yürür zaten. Ama bakın ben de kesinlikle böyle bir şey olmamıştır. Azmi Hoca zamanında atanmış dekanlar başta olmak üzere Yüksekokul Müdürlerinin tamamı görevlerine devam etmişlerdir. İstifa eden sadece birkaç arkadaşımız olmuştur. Onları da söyleyebilirim. Prof.Dr. Mehmet Kurban rektör adayıydı kendisi Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürlüğü yapıyordu. Rektör seçimi biter bitmez Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürlüğünde istifa etti. Ben de Doç.Dr. Cihan Darcan’ı Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü yaptım. Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Doç.Dr.İsmail Hakkı İşcan kendisi istifa etti . Yerine ise Doç.Dr.Oktay Selim Karaca’yı Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü yaptım. Yani şu 1 yıl içerisinde getirdiğimiz yöneticileri görürseniz bir elin parmaklarını geçmez. Bu durumda ben kime vaatte bulunmuş olabilirim sizce?

“Kendi sendikasına geçince o kişiye teşekkür etti”

Ahmet Bey daha önceden de Üniversite içerisinde FETÖ soruşturmalarının yeterince iyi yürütülmediğini iddia ediyordu. Benim bazı kişileri koruduğumu iddia ediyordu. Ahmet Bey, benim koruduğumu iddia ettiği kişi kendi sendikasına geçince ona teşekkürler etti. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu.

“Bunlar yenilgiyi hazmedemiyor”

Bizim üniversite olarak hiçbir sendikaya olumsuz bir bakışımız yok. Bu süreç içerisinde Ahmet Bey ile de birçok kez  görüştüm. Sendika temsilcilerinin hepsine burada rahat bir şekilde çalışabileceklerini söyledim. Fakat gördüğüm kadarıyla sendikalar, kendilerine bu serbest ortam verilmesine rağmen, üniversitede çalışmak yerine, oturup masa başında bir şeyler yapıyorlar. Ahmet Bey’in ne yapmak istediğini tam olarak anlayabilmiş değilim. Ahmet Bey, benden randevu istiyor, geliyor, görüşüyoruz ama bu konuları hiç konuşmuyor. Aklıma sadece bir şey geliyor, rektörlük sürecinde olanları da daha önce söyledim, benim anladığım kadarıyla bunlar yenilgiyi hazmedemiyor.

4

“Bunlar üniversiteyi tanımıyorlar”

Yaptığı açıklamada, rektörlük seçimlerinden bahsediyor. Bu süreçte aslında kendileri açısından ciddi bir sıkıntı var. “Üniversitenin her yerinde varız, daha bildiğimizin bir kısmını söylüyoruz” diyorlar. Bunlar, üniversiteyi tanımıyorlar. Buraya seçimlerden bir gün önce gelip bizim adayımız şu kişidir dediniz de ne oldu? Üniversiteyi çok iyi tanıyan, yapısını bilen bir kişi veya kişilerin seçimden bir gün önce bu manipülasyona girmeleri normal midir? Bu manipülasyonu yapan kişinin de aldığı şey ortadadır. Bu bir şey bildiğini mi gösterir? Ben bunu kamuoyunun takdirine bırakıyorum.

“Hodri meydan”

Ahmet Bey, FETÖ soruşturması kapsamında benim birilerini koruduğumu iddia ediyordu. Buradan kendisine hodri meydan diyorum. Eğer bir şey biliyorlarsa Savcılığa veya Emniyet’e bildirebilir. Ahmet bey buraya geldiğinde bu konuların hiçbirini konuşmamıştır. Havadan sudan sohbet etmiştir. Ahmet Bey’in açıklamalarının bir tutarlılığı da yok.

“Ahmet Bey’in olayların hiçbirinden haberi yok”

Darp edilen kişinin üniversite yönetimi tarafından yalnız bırakıldığı söylendi. Ben, o olayın ardından kişinin kendisiyle bizzat görüştüm. Evine gittim.Olayın ne olduğunu bizzat ben kendisinden dinledim. Bu olay anında zaten Adliye’ye intikal etti. Sayın Valimiz, Başsavcımız, Emniyet Müdürümüz o akşam bir toplantı yaptılar. Ahmet Bey bunlardan habersiz. Olayların hiçbirisinden haberi yok.

“Soruşturmada izlediğimiz yol YÖK’ten takdir aldı”

FETÖ soruşturmasında bizim üniversitemizin izlediği yol, olayı takip etmesi, olayı çok dikkatli ve titiz bir şekilde yürütmesi YÖK tarafından da takdirle karşılanmıştır. YÖK’t e çalışan arkadaşlarımız bunu bize bizzat söylediler. Biz bununla da guru duyduk. Birçok üniversitede bu anlamda sıkıntı yaşanmasına rağmen bunların hiçbirisi burada yaşanmadı. Bu süreç tamamlanmış değil. Şu anda da çok dikkatli ve titiz bir çalışma yürütüyoruz. Ben bu açıklamaların hiçbirini dikkate değer görmüyorum. Bunlar, bizim duruşumuzu kesinlikle etkilemez. Biz iftiralarla veya dedikodularla iş yapmıyoruz. Onlar bunun farkında değiller. Ben iftiralar veya dedikodularla hareket etsem, üniversitenin yarısını açığa almam lazım.

 “Masa başından haber yapıyorlar”

Başka gazetelerde de Ziraat Fakültesi ile ilgili haberler çıkıyor. Bunlar hiç aslı astarı olmayan haberler. Ziraat Fakültesi’nin uygulama arazisi var. Uygulama arazisinde hiçbir işlem yapılmadığı, arazinin boş kaldığı söyleniyor.  Hiçbir alakası yok. Ben kısa bir süre önce uygulama arazisini uygulama koordinatörüyle beraber gezdim. Bunlar oraya gidip de araziyi bile gezmeyen insanlar. Bakma zahmetinde bile bulunmuyorlar. Şu anda orada birçok Ziraat Fakültesi hocasının projesi yürüyor. Ziraat Fakültesi’ndeki bütün hocaların o arazi üzerinde projeleri var. O gazeteci arkadaşlarımıza da gelin araziye beraber gidelim, nerede ne dikili olduğunu ben göstereyim size dedim. Kış aylarında zaten arazide bir şey çıkmaz. Yaz aylarında hep beraber gidip arazide nelerin dikili olduğunu görelim. Bunlar tamamen yıpratmaya yönelik haberler. Bu kişiler masa başında haber yapmaya alışmışlar. Olayı araştırmadan, incelemeden, bilmeden oturup yazıyorlar sadece. Ahmet Bey de sendikası için bir çalışma yapmıyor burada ama oturup yazıyor.”

2

“Benim hiç kimseden korkum yok”

Ahmet Bey ve herhangi başka biriyle şahsi bir sıkıntım yok. Ahmet Bey yine randevu istesin, ben kendisine yine randevu veririm. Fakat Ahmet Bey, biz rektör hoca ile görüştük ama bunlara devam edildi algısını oluşturmamalı. Ben buradayım, bir yere kaçtığım yok. Ne Ahmet Bey ne de bir başkası, benim kimseden bir korkum yok. Ben buradayım ve işlerime bakıyorum. Doğru bildiğim işleri layıkıyla, ahlaklı bir şekilde yürütmeye çalışıyorum. O yüzden başkalarının da ne dediği çok umurumda değil. Ama bunlara bir cevap verme gerektiği zaman da her şeyi açık yüreklilikle açıklayabilirim.



E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

5 Yorum

  1. 11 Mart 2017, 16:56

    Bu Selöz her işe karışıyor. Hep haberlerde bu. Sendikayı almış arkasına ona lolo buna lolo

    Cevapla
  2. 11 Mart 2017, 20:44

    Rektör bey açığa alma işlemlerinin emniyetten gelen rapora göre yapıldığını söylemektedir lakin rektör beyin yakın çalışma arkadaşı mahkemede bu işlemlerin gayri resmi bilgilerle yapıldığını ifade etmiştir ve bu ifade mahkeme tutanaklarına girmiştir sizce burada bir tutarsızlık söz konusu degilmidir?

    Cevapla
  3. 11 Mart 2017, 20:46

    masa basından degıl selöz bey arazıye cıkıp gezıp gorup bılgı aldıktan sonra unıversıte aleyhınde haber acıklama yaparsan sevınırız rektor hocamız lafı oturtmus helal olsun

    Cevapla
  4. ahmet kendiside fetö cü mü yoksa. onların evlerinde, yurtlarında kalmışmıdır. bir araştırılsa…

    Cevapla
  5. 13 Mart 2017, 14:26

    Sayın Rektörüm lafı tam yerine oturtmuşsunuz.. Bunların seviyesine inip açıklama yapmanız bile sizin yüksek karaterinizi ortaya koyuyor. Üniversite sizden hizmetlerinizin devamını bekliyor. Meyve veren ağaç taşlanır. Yaptığınız icraatlar şimdiden takdir topluyor. Diğerlerinin ne vizyonu ne de hayalleri ne de memlekete hizmet diye dertleri var onlar günlük siyaset yapıyorlar ve sendikacılar ne kadar adımı tarafımıza çekeriz derdinler.

    Cevapla