SEMPOZYUM 2. GÜN DE HIZ KESMEDİ

featured

Bilecik’te gerçekleştirilen Uluslararası Marka Değerleri ile Bilecik Sempozyumunun 2.gününde de birbirinden değerli ve alanında uzman isimler ağırlanmaya devam edildi.
Şeyh Edebali Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen sempozyumda Osmanlının Doğuşu ve Kayı Boyu konusu ele almak için, Araştırmacı Yazar Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, Araştırmacı Yazar Prof. Dr. Yavuz Bahadıroğlu, Eski Milli Saraylar ve Müzecilik Kurulu Başkan Tanıtım Başkanı Prof. Dr. Bülent Arı ve Çuhadaroğlu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Halil Nejat Çuhadaroğlu katılırken sempozyumun moderatörlüğünü de Şair- Yazar ve TV Programcısı Serdar Tuncer üstlendi.

“TARİHTE MAZİSİ BİZİM KADAR ŞANLI BİR MİLLET DAHA YOK”
Osmanlının şanlı tarihinden bahsederek sempozyumun açılış konuşmasını ve takdimini yapan Moderatör Serdar Tuncer; “Bu gün ecdadımızı konuşacağız. Tarihte mazisi bizim kadar şanlı bir millet daha yok. Bununla iftihar edebiliriz. Ancak o şanlı mazisiyle bizim kadar kavgalı bir millet daha yok. Bu iki ucu bir arada barındırıyoruz. Son zamanlarda Osmanlıya, İslamiyet’e artan bir ilgi, bilgi, çoğalan tv programları, artan dizilerle ecdadımızı merak eder hale geldik. Kim olduklarını tam bilmesek de kim olmadıklarını biliyoruz. Bu gün burada ecdadımızın kim olduklarını iyi bilen insanlar var birazdan onlar sizlerle olacak. Biz kim lduğumuzu hatırlamıyoruz, ama dünyanın dört bir yanında bizim kim olduğumuzu unutmayan birçok mazlum, mağdur insan var. Geçmişte koca imparatorluğu kuran ecdadımızı bugünün insanına nasıl anlatacağız? Bugün kim olduğumuzu hatırlama derdine düşeceğiz.” Dedi.

“HİÇ YOKTAN BİR DEVLET KURDUK”
Kayı Boyunun Söğüt’te geliş serüvenini ve Osmanlı Ruhunu anlatan Araştırmacı Yazar Prof. Dr. Yavuz Bahadıroğlu açıklamalarında; “Aslında karanlık bir dönemi konuşuyoruz. Mutlak bir şey yok. Birkaç unsurdan hareket ederek tahminde bulunuyoruz. Bulunan belgelerde Timur’un Bursa’yı işgalin de yakılmış, yıkılmış. Ahlat’ta kaldığı dönemlere demleme döneme diyorum. Kafalarında bir şeyler var; kayıp yurdu arıyorlar. Neden devlet kurmak için Bizans sınırını istediler bunu çözmek lazım. Kayılar kaçmıyor. Bir devlet arıyorlar. Kayıların içerisinde birçok aşiret var. Hiç birine imparatorluk nasip olmuyor. Bunlar göç ederken müritler, hocalar, aşiretler hep beraber göç ediyorlar.
Gaziyani Rum, Asiyani Rum, Baciyani Rum gibi cemiyetlerle göç ediyorlar. Kadınlar çok ön plana çıkıyor neredeyse bir kadın devleti. Bu konu nedense hep göz ardı edilmiştir. Nedeni ne bilmiyorum belki tarihi erkekler yazdığı için olabilir. Çocuklara eğitim verilen bir çocuk grupları da oluşturulmuş. Burada terbiye eğitimleri verildi. Osmanlı terbiyesi denen bir ruh var. Hiç yoktan bir devlet kurduk, çok kıssa sürede İstanbul’u fethi ettik, Ayasofya’da Cuma Namazı kıldı, en kötü durumumuzda Çanakkale’yi geçilmez yaptık, en beklenmedik anda kafamıza bombalar yağdı 15 Temmuzu atlattık bunların altında nasıl bir terbiye ruhu var? Bir de bunları araştırmak lazım.
Henüz daha beylik bile kuramadan iki hedefleri var biri dinidir biri de kızıl elmadır.  Onlar bu düşüncelerle Söğüt’te kadar geldiler.
Bir şey daha söyleyeyim Bizlerin sırtını yerine getirmek isteyenlerin sırtı yere gelir.
Muhteşem rezalet olan dizilerden de tarih öğrenilmez. Bunlar anca algı oluşturur. Onların gerçekle alakası yoktur. İfadelerini kullandı.

KOYUN ÇOBANI NASIL OLUYOR DA BİR DEVLET KURUYOR?
Osmanlının devletleşme sürecini, Ertuğrul Gazinin Anadolu’u serüvenini başlangıcını anlatan Müzecilik Kurulu Başkan Tanıtım Başkanı Prof. Dr. Bülent Arı; “Bununla ilgili çok bilinmeyenler var. Fuat Köprülü başta olmak üzere üstatlar yıllardır araştırıyor. Çok fazla bilgi var bunların bir kısmı birbiriyle örtüşmüyor. Batıdan gelen kaynaklara göre bir aşiret beyi, koyun çobanı nasıl oluyor da bir devlet kuruyor? Kayı stratejisi olan bir boydu. Selçuk Sultanı Alaattin Keykubat’la Ertuğrul gençliğinde karşılaşıyor. 4. Haçlı seferinde Venedikliler Kudüs’e yola çıkmışken yolda İstanbul’u yağmaladılar. O yağmadan pek çok eseri yağmaladılar. Doğu roma yağmalandı. Bizans İmparatoru bu olaydan sonra İznik’e yerleşti. Bu durum karşısında da Selçuk daha fazla Bizans’sın üstüne gitmeye başladı. Bu vesileyle de mücadele ederken yoları kesişti. O dönemler Söğüt’te yerleşen Ertuğrul Gazi cihat ve fetih yapıyor o zaman da ihtiyaç olan buydu.” İfadelerini kullandı.
Kayı Boyunun ilk çıkış yerine ve Söğüt’te gelişini anlatan Araştırmacı Yazar Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil; “Kayı Boyunun nereden geldiğini ilk nereden geldi bilmiyoruz. Selçukluların Oğuz Boylarıyla savaşlarından olan bir hareketlilik var. O zamanlar geldiğini tahmin ediyoruz. Selçuklularla beraber geldi.  Selçuklu, Kayı Boyunu Anadolu’nun her yerine dağıttı tahmin ediliyor. Bir de Ertuğul Gaziyle, Moğol baskısıyla nedeniyle gelenler var. Bu ikinci bir Kayı dalgasıdır. Birinci çok dağınıktı. İkinci dalga ise Ertuğrul’la beraber devlet kuran kayılardır. Kayılar çok geniş bir boydur. Kayılar, Ahlat’tan ayrıldıklarında Selçuklu – Moğol mücadelesini görüyorlar. Ertuğrul önderliğinde ilerleyen Kayılar, Selçuklu saffına geçerek Moğolları yeniyorlar. Bu İlk başarılarıdır. Oralardan Söğüt ve Domaniç’e kadar gelirler. Selçuklu buraları Kayılara cihat alanı olarak göstermiştir. O zamanlar buralar Bizanslara ait tekfurlar var.” ifadelerini kullandı.

“BİZ AMERİKALI MIYIZ? İKİ RAMBO FİLMİYLE BİTSİN TARİHİ”
Tarihi dizilerinin gerçek tarihe etkisini ve insanlar üzerinde bıraktığı etkiler konusuna değinen Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil; “Tarihi diziler, gerçek tarihe merak uyandırıyor. Muhteşem Süleyman dizisi için demiştim ki; tek bir doğu karesi yok demiştim. Diriliş dizisi Ertuğrul Gazinin şahsiyetiyle oynamıyor. Bu yüzden hoş.  Ama bu Ertuğtul mu? sorusuna bu Ertuğrul diyemiyoruz da. Bir yıl çekilsin bırakılsın ama seyirci öyle istemiyor. Kayı Boyu sığıntı değildir. Dodurga Boyuna sığıntı yapma. Dizide bunu yaptılar.3 yıl çekmeyin de 1 yıl çekin. 3.000 yıllık tarihimiz var çek çek bitmez. Biz Amerikalı mıyız? İki Rambo filmiyle bitsin tarihi.” Dedi.
Osmanlını Kayı olmadığı tartışması konusunda açıklama yapan Şimşir; Zamanında bir tarihçi araştırma yaptı. Dedi ki Osmanlı Kayı Boyundan değildir. Osmanlı Yalova’da kurulmuştur. Bunları söylendiği anda başka yerden başka tarihçiler çıktı ve dedi ki; Osmanlı Rumdur, Pontusstur. Böyle böyle altını doldurmaya başladırlar. 15 Temmuzda o felaket yaşansaydı o zaman görecektir bu tarihçilerin niyetlerini. Osmanlı Kayı’dır bu topraklarda kurulmuştur.
Sempozyumun 2. Gününe Belediye Başkanı Selim Yağcı, Rektör İbrahim Taş, İl Milli Eğitim Müdürü Fazilet Durmuş, kurum müdürleri, İl Genel Meclis Üyeleri ve çok sayıda öğrenci katıldı.
Ayrıca katılımın yüksek olması ve oturacak yer dahi kalmaması karşısında konuşmacılar hayranlıklarını gizleyemediler.
Sempozyumun ardından, akşam Medeniyetler Konseriyle katılımcılara müthiş bir müzik ziyafeti verildi.



E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir