TERÖRÜ LANETLİYORUZ

 

Aksu, yayınladığı yazılı basın açıklamasında şu hususlara değindi:
           “Son aylarda terörün artarak can almaya devam ettiğini özellikle Ağustos ayında tehlikeli boyutlara ulaştığını büyük bir kaygıyla, üzüntüyle izliyoruz. Yakın zamanlarda yapılan Foça'da askeri servis aracına bombalı saldırıyı, Gaziantep'te karakola yakın bir yerde çekici ile getirilen bomba yüklü aracın patlatılmasını, Şemdinli ilçemizde askerlerimizin zırhlı araçlarla geçişi sırasında yapılan bombalı saldırıyı yapanları, yaptıranları, yapılmasına kolaylık sağlayanları nefretle kınıyoruz. Bu saldırılarda şehit olan askerlerimize, sivil yurttaşlarımıza rahmet, yaralı yurttaşlarımıza acil şifa diliyoruz. Ayrıca Uludere ilçemizde içinde askerlerimizin ve korucularımızın olduğu minibüsün devrilmesi sonucunda şehit olan askerlerimize ve korucularımıza da rahmet, ulusumuza da başsağlığı diliyoruz.
         Türkiye bugün büyük tehlike ve saldırı altındadır. Başta ABD olmak üzere diğer NATO ülkeleri, geçmişte yaptıkları Haçlı Seferlerini bugün haince yöntemler kullanarak, çeşitli bölücü-gerici-ırkçı örgütleri kullanarak adına Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) dedikleri projeyi uygulayarak Haçlı zihniyetini devam ettirmektedirler. Onlar Haçlı anlayışı içinde görevlerini yapıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları olarak bizler ülkemize karşı görevlerimizi gerektiği kadar yapıyor muyuz?. Hayır. Kurumlar görevlerini yapıyorlar mı? Hayır. Resmi ve özel kurumlar Haçlı Zihniyeti karşısında doğru tutum ve duruş gösteriyorlar mı? Hayır.
        Mustafa Kemal ve arkadaşları Kurtuluş ve Kuruluş sürecinde doğru tutum ve duruş göstermeselerdi Türk milleti, Türkiye Cumhuriyeti Devleti olmazdı. Türk milleti pek çok hakka ve özgürlüklere sahip olmazdı. Mustafa Kemal ve arkadaşları isyan çıkartıp terör yapanlarla müzakere yapmadı. Devrimci bir tutum takındı. O zamanki isyanların ve terörün arkasında İngiltere gibi küresel güçler vardı; bugün de terörün arkasında ABD-İngiltere gibi küresel güçler vardır.
        Ülkemizi ve komşu ülkelerimizi bölmeye ve istikrarsızlığa uğratmaya dönük Haçlı plan ve projeleri birer birer uygulanırken, Haçlı zihniyetinin işine yarayacak uygulamalara girişmek  akılla ve mantıkla bağdaşmaz. Irak'ın haksız bir şekilde işgal edilmesi sonucunda Kuzey Irak'ta Terör Örgütüne barınabileceği ortam yaratılması, Suriye'ye  içerden kiralık katiller tarafından yapılan saldırılar sonucunda bu komşu ülkenin de bölünmeye ve kaosa doğru sürüklenmesi, Terör Örgütü ile Oslo'da yapılan müzakere ve Habur'da başlayan açılım uygulamaları, Terörle mücadele eden komutanların tutuklanmaları, tutulu olan subayların suçlulukları kanıtlamamasına karşın YAŞ Kararları ile emekli edilmeleri sonucunda Terör örgütünün güçlenmesine pervasızlaşmasına uygun iklim ve ortam yaratılmıştır.
        Geçmişte varsa bile bugün olmayan Kürt sorunu üzerinden çoluk-çocuk, yaşlı-genç, kadın-erkek demeden yurttaşlarımızın canına kıymak, hiçbir değerle bağdaşmaz.
       Şimdi içinde yaşadığımız acı tablo karşısında başta iktidar sahipleri ve muhalefet sahipleri olmak üzere, tüm resmi ve sivil kuruluşlar, tüm yurttaşlar şapkalarını önüne koyup düşünme, sorgulama yapma, çözüm üretme ve uygulama zamanı gelmiştir.
      Bizim Önerimiz Atatürk Dönemindeki TBMM'nin ve Ulusal Hükümetlerin yaptıklarının 2012 şartlarına uyarlayarak yapılmasıdır. Atatürkçü Düşünce sınanmış, uygulanmış, olumlu sonuçları alınmış bir düşüncedir. Bugünün Hükümetleri kendi değerlerimizle barışık değilse, kendi değerlerimizden yaralanma yolunu tercih etmiyorsa, bu büyük bir eksiklik ve hatadır. Unutulmamalıdır ki Atatürkçü politikalardan ve uygulamalardan kaçınmanın ceremesini ve cezasını Türk ulusu çekmektedir. Tüm Milletvekilleri ettikleri yemine bağlı kalmalıdırlar.
 
 Bizim önerdiklerimiz şunlardır:
1) Irak Anayasası'na göre sınırlar korumak Irak Merkezi Hükümeti'nin sorumluluğundadır. Irak Ordusu bu görevini Barzani askerlerinin engelleri yüzünden yapamamaktadır. Türkiye Irak Merkezi Hükümeti'ne Türkiye-Irak sınır güvenliğini birlikte sağlamayı teklif etmeli ve aynı zamanda Kuzey Irak'ta bulunan Terör Kamplarının dağıtılması konusunda anlaşma teklifi götürmelidir.
2)Kuzey Irak Kürt yönetimi ile doğrudan ilişki kurmak; onları ayrı devlet olarak tanımak anlamına gelir. Bu durum Haçlı güçlerin ekmeğine yağ sürmek anlamına gelir. Devletlerarası ilişkiler merkezi hükümetlerle kurulur. Bu uluslararası hukuka uymayan yanlışlık düzeltilmelidir.
3) Çıkarılacak anlaşılır dille yazılmış kanunlarla tutuklu yargılananların tutuksuz yargılanmaları sağlanmalı; terör yandaşlarının bu konudaki sevinçleri boşa çıkarılmalıdır.
4) Terör Örgütü ile görüşmeler derhal bırakılmalıdır.
5) Bütün yurttaşlarımıza eşit-sıcak yaklaşımlar gösterilmeli, sorunlarının çözülmesine dönük iyi niyetli çalışmaların yapıldığı uygulamalarla kanıtlanmalıdır.
6) Yurttaşlık bilincinin geliştirilmesi için büyük eğitim kampanyaları ve çalışmaları yapılmalıdır.
7) Suriye'de terör estiren ABD ve Arabistan beslemesi kiralık katillerin ülkemize serbestçe girip çıkmalarının önüne geçilsin. Türkiye'deki mülteci kampının terör üssü olmasına derhal son verilsin.
8) Suriye, Irak, Lübnan, İran, Azerbaycan ve diğer Türk Cumhuriyetleri, Rusya, Çin, Hindistan, Pakistan ile daha yakın ilişkiler geliştirilsin.
9) ABD ve terör örgütünü memnun edecek anayasa çalışmalarına derhal son verilsin.
10) Avrupa ülkelerindeki terör örgütüne ait banka hesaplarının kapatılması için girişimler başlatılsın.
11) Kürecik ve İncirlik üsleri kapatılsın.
12) Yoksullaştırılmış ailelerin yaşantılarının iyileştirilmelerine dönük ulusal-halkçı politikalar uygulansın.
13) NATO üyeliği sorgulansın.”


E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir