TRSM’den hastalarına a’dan z’ye ilgi

Ağır ruhsal bozukluğu olan hastalara, toplum temelli ruh sağlığı modeli çerçevesinde psikososyal destek hizmetleri veren merkez, tedavi sürecinin yanında hastaların takibini de bırakmıyor. Merkezde hastaların ruhsal durumlarının yanında fiziki, sosyal ve ekonomik durumlarının da iyileştirilmesi için çaba gösteriliyor.

Bilecik Devlet Hastanesi Başhekimi Hakan Yıldız ve hastane psikiyatristi Hülya Turgut TRSM’nin işleyişi ve faaliyetleri hakkında açıklamalarda bulundu.

“Tüm personelimiz misafirlerimizi topluma geri kazandırmak için çalışıyor”

Merkezin yaklaşık 3,5 seneden beri hizmet verdiğini belirten Yıldız, “ Merkezin Özellikle ayrı bir lokasyonda olması ama hastaneye de uzak olmaması, hastane bahçesi içerisinde insanların kendisini daha özel hissediyor. Kişilerin hastaneye gidiyormuş gibi de hissetmemesi için burası biçilmiş bir kaftan.” İfadelerinde bulundu. Gelen kişilere hasta yerine misafir tanımını kullanmayı tercih ettiğini belirten Yıldız, merkezdeki tüm personelin gelen misafirlerin topluma kazandırılabilmesi için çalıştıklarını ifade etti.

“İş ve eğitim anlamında diğer kurumlarla da iletişim halindeyiz”

Misafirlerin tedavi sürecinde başka kurumlardan da destek aldıklarını belirten Yıldız, “ Misafirlerimiz için biz her zaman tek başımıza yeterli olamayabiliyoruz, bunun için de başka kurumlardan destek alıyoruz. Biz bu konuda

Halk Eğitim den destek aldık, bu eğitim bizim için çok önemliydi. Çünkü bu insanlara bir iş, bir beceri, bir şeyleri yapabildiğini gösterme gibi bir misyon da üstlenmiştik. Bu manada tabi profesyonel destek alınması çok önemli. Gerek Milli Eğitimden gerek Halk Eğitimden gerekse Gençlik Spor Müdürlüğümüzden bu destekleri sağlamamıza imkan verildi. Gençlik Spor’dan aldığımız destekle beden eğitimi noktasında kişilerin gelişmesine yardımcı olmaya çalışıyoruz. Kişiler genelde yatalak olmayabiliyor ama çok da hareketli insanlar değiller. Oturdukları yerlerde uzun süre oturabiliyorlar. Fiziksel aktivitelerdeki bu kısıtlamalar insanların eklemlerinde ciddi sıkıntılara yol açabiliyor. Onların en azından burada eklem açıklıklarının yeniden sağlanması için esnetme aletleriyle yapıyorlar. Tabi bunların bizler tarafından değil de profesyonel kişiler tarafından yapılması önemli. Bu manada diğer kurumlardan da ciddi destekler aldık. Bu desteklerin de sayesinde bir şeyler yapmaya gayret ediyoruz.” dedi.

“Tedavisi uzun ve zor hastalarımız oluyor”

Psikiyatrist Hülya Turgut, da yaptığı açıklamada TRSM’lerin öncelikli amacının kişinin medaikal tedavisinin sağlanmasının ve topluma geri kazandırılmasının olduğunu ifade etti.

Turgut, “ Biz buraya gelen kişileri öncelikle bir bütün olarak ele alıyoruz. Yani bizim buradaki amacımız tabi ki kişinin öncelikli olarak medikal tedavisinin sağlanması bu çok öncelikli oluyor. Zaten buraya kronik psikiyatrik rahatsızlığı olan insanları alıyoruz. Yani her türlü psikiyatrik hastalığı olanları kabul etmiyoruz. Bunların içerisinde de şizofrenik bipolar bozukluk ve şizofretik özellikler aldığımız gruplar. Bunlar uzun süreli, tedavisi zor olan ve sık sık atak geçiren hastalar oldukları için hastanın tedavi görmesi hastanın kendisi başta olmak üzere çevresi ve ailesi için de son derece büyük önemlilik arz ediyor.

“Amacımız hastaları rehabilite ederek topluma geri kazandırmak”

Amacımız tabi ki onları rehabilite etmek, tekrar topluma kazandırmak. Bu anlamda bize başvurdukları andan itibaren onların medikal tedavilerini düzenliyoruz. Daha sonrasında onların sosyal çevrelerini araştırıyoruz. Kişilerin nerede yaşadıklarını, kimlerle yaşadıklarını, geçimlerini nasıl sağladıklarını araştırarak iyileştirmek için çalışıyoruz. Çünkü bu tür hastalığı olan kişilerde kendi başına bakım bozuluyor, ailenin yükü arttığı için iş yapabilme kapasiteleri düşüyor yani sosyo ekonomik düzey gittikçe kötüye gidiyor. Böyle oldukça da tedavi süreçleri bozuluyor. O daha da bu yaşantıları bozuyor ve kısır döngüye giriyorlar açıkçası. O yüzden bunlarla ilgili bir sosyal çalışma yapıyoruz ciddi anlamda.

Tedavi görmek için gelen hastaların hayatlarını devam ettirebilecek maddi durumları yoksa, geçimlerini sağlayamayacak durumdalar ise ve kendilerinin evde bakım yapılacağına inanıyorsak kendilerine özürlü raporu çıkartıyoruz. Tabi ki bu tanıyı alıyor ve bunu hak ediyorsa o noktadan sonra. Bu şekilde maaş bağlanabiliyor kendilerine.

“Kişilerin iş bulmasına da yardımcı oluyoruz”

Kişilerin evde bakacak kimseleri yoksa fiziksel şiddete maruz kalıyorlarsa, birkaç kişinin aynı evde benzer psikiyatrik problemi varsa o durumda da yine rapor çıkartıp gerekli kurumlarla görüşmeleri yapıp bu kişilerin belli kurumlara yerleştirilmesini sağlıyoruz. Orada hayatlarını devam etmelerini sağlıyoruz. Onun dışında çalışabilecek durumda olanlara iş bulma konusunda yardımcı olmaya çalışıyoruz ve iş yaptıkları süreç içerisinde iş yerleriyle sürekli temasta olup onların bu devamlılığı sağlamalarına yardımcı olmaya çalışıyoruz genel anlamda.

“Bilecik’teki karşılaştığım en büyük sorun sosyal aktivite eksikliği”

Bilecik’te en sık rastladığım konu da sosyal aktivite eksikliğinden kaynaklanan ruhsal bozukluklar. Öğrencinin okulu biter, anne-baba işi bırakır, tatil dönemine girer bunalımlar başlar. Buradaki temel sorun bir sosyal aktivite yapılmaması. Kişi de bir enerji var, bu enerjiyi bir yere aktarmıyor, verimli bir işe aktarmıyor. Bu bahçe işleriyle uğraşma olur, spor, resim, müzik, arkadaş ortamı olabilir bunları yapmıyoruz. Ya da ortam veya zaman bulamıyoruz. Bilecik’te küçük bir yer. Sosyal imkanları da çok kısıtlı. O yüzden kişi dışarıya aktaramadığı enerjiyi kendine yöneltiyor. Bu sefer de sürekli düşünmeye başlıyor ve kısır döngüye giriyor tabi. O yüzden çoğu hastaya ilaç yazmam, aktivite bulma ödevi veririm. Beyni de, bedeni de çalıştırmak lazım. Tabi biz toplum olarak hep iş odaklı yaşadığımız için iş dışında ne yapacağımızı pek bilemiyoruz. Fakat mutlaka bir aktivite, bir sosyal faaliyet öneririm bu anlamda.