TÜKETİME DEĞİL SEVGİYE ODAKLANIN

14 Şubat Sevgililer Günü'nün yaklaşmasıyla başta çiçek olmak üzere tüm hediyelik ürünlerde fahiş fiyat artışları yaşandığını belirtti.

Özellikle çiçeklerdeki fiyatların ikiye, üçe katlandığına işaret eden Ateş, "14 Şubat Sevgililer Günü'nde tüketim adeta 'çılgınlık' haline geldi. Tüketicilerimizi, bu özel günlerde fiyatlardaki fahiş artışlara dikkat etmeleri ve tüketim tuzağına düşmemeleri konusunda uyarıyoruz. Sevgi, hediyeyle ölçülebilecek bir duygu değildir. Bir bayan olarak özellikle kadınlardan bu konuda duyarlı olmalarını, sevdiklerini bu tarz özel günlerde tüketime teşvik edici yaklaşımlardan kaçınmalarını öneriyorum" dedi.

"Eşlerinize, sevgililerinize sarılın, gözlerine bakın ve içten bir şekilde onları sevdiğinizi söyleyin" diyen Ateş, sevginin hiçbir bedel ödemeden verilebilecek sonsuz bir hediye olduğunu söyledi.

"Hediyem küçük' düşüncesine kapılıp kendinizi üzmeyin"

Özellikle dar gelirli gençlerin aldıkları hediyenin küçük olacağı düşüncesiyle sevgilisiyle arasının bozulabileceğini düşünüp üzüntü yaşayabildiğini aktaran Ateş, çiftlerin bu konuda birbirlerine daha hassas davranmaları gerektiğini kaydetti.

“Bu tarz günler "sevgi" üzerine değil, "rant" üzerine kuruludur”

Kredi kartı harcamaları ve tüketimin de bu tür günlerde zirve yaptığını vurgulayan Ateş, şöyle konuştu:

"Özel günlerden hemen önce neredeyse tüm ürünlerde fiyat artışları yapılıp daha sonra, 'Sevgililer Günü Özel İndirimi' yalanıyla tüketiciler kandırılarak alışverişe sevk edilmektedir. Tüketiciler, 'vade farksız taksit', 'indirim' gibi yalanlara aldanıp hediye adı altında ürünlere, değerlerinden çok daha yüksek bedel ödeyerek, borç taksiti külfetine katlanmaktadırlar. Halbuki bu günlerde tüketiciler iki kez kandırılmaktadır. Hem ederinden çok daha yüksek fiyatlar ödemekte, hem de bu borçlara girerken indirim yapıldığına inandırılmaktadırlar."

Sevginin değerinin maddi unsurlarla ölçülemeyeceğine dikkat çeken Ateş, kişilerin gereksiz maddi külfetler altına sokulup mağdur edilmemesi gerektiğini söyledi.

 "Kutsal gün sendromuna kapılmayın"

"Kutsal gün sendromu" olarak adlandırılan bu günlerde kapitalizmin insanları tüketime yönelttiğini söyledi.

Özel günlerin bir güne sıkıştırılmasından rahatsızlık duyduklarını ifade eden Canan Yönal Ateş, "Bir şeyi ifade etmekte zorunluluk haline getirilmesi, bir nevi mahalle baskısı oluşturulması ve bunun ekonomiyle bu kadar içli dışlı yapılmasının o kavramlara zarar verdiğini düşünüyoruz. Bir liralık malın 10 liraya kadar satılabildiği bir tezgah olduğu konusu dikkate alınırsa bu anlamda tamamıyla karşısındayız. Tüketiciyi illa bugüne sıkışıp kalmamaları konusunda uyarıyoruz" diye konuştu.

Tüketicilerden "ne var ki bugünler bir vesile" şeklinde tepki aldıklarını vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:

"Ben de onlara şöyle söylüyorum. Evet, vesile ama herkesin aynı günde gerçekleştirdiği bu şeyi yapmaktansa farklı bir günde bunu yapabilmek, karşı tarafı çok daha mutlu edecektir. Çünkü yaptığınız artık 'maksat birileri görsün' oluyor. Hiçbir sevgili, 14 Şubat'ta kendisine gelmiş güllerden, bir başka zaman gelmişe nazaran daha çok mutlu olmuyor. Tam tersi çok sıradan olmaya başlıyor. Artık, o duygu kısmı gitti, bu iş bir gösteriş pozisyonuna geldi. O yüzden insanların bundan yavaş yavaş el ayak çekeceğini ümit ediyorum ama reklam, kural ve zincirler insanı bu konularda körüklüyor. En kötü ihtimal, illa da bir şey almak istiyorsanız, karşı taraf sizi zorluyorsa 'hediyenizi ocak ve aralık ayından alın, saklayın. Üç liraya alacağınız şeyi, 10 liraya almak zorunda kalmayın' diyoruz."



E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir