Uzman Dr. Abdurrahman Aslan uyardı “Güneş ışınları cildimizi yaşlandırıyor”

Uzm. Dr.  Abdurrahman Aslan, yaz aylarında etkisi artan güneş ışınlarının etkilerine karşı bir takım güneşten koruyucu kremlerin ve fiziksel korunma yollarının önemli olduğunun altını çizdi.

Özellikle yaz aylarında cilt kanserlerine dikkat

Aslan,güneşe çok fazla maruz kalan kişilerde güneş yanıkları, güneş alerjileri gibi anlık rahatsızlıkların yanında uzun süre güneş ışınlarına maruz kalan özellikle açık tenli kişilerde cilt yaşlanmasının daha hızlı, cilt kanseri riskinin daha fazla olacağını belirtti. Aslan, ayrıca güneş ışınlarının etkili olduğu saatlerde güneşe maruz kalınmamasını, güneşten koruyucu kremlerin 3-4 saatte bir sürülmesini istedi.

“Güneş ışınları cildimizi yaşlandırıyor”

Aşırı güneşe maruz kalınmasının diğer bir sonucunun da yaşlanma olduğuna dikkat çeken Aslan, “Biz 3 nedenden dolayı yaşlanıyoruz. Bunlardan birisi güneş ışınlarına bağlı foto aging, ışığa bağlı yaşlanma dediğimiz neden. O güneş koruyucuyla durdurulabiliyor. Bir diğeri, de yaşlılığa bağlı hücre yıpranması sonucu oluşan radikallere bağlı yaşlanma. Bu radikallerin oluşmasının tetikleyicilerinden birisi de güneş ışığı.”ifadelerinde bulundu.

“Yaz aylarında kuruluk ve haşereler çoğalıyor”

Aslan şu bilgilendirmelerde bulundu:

“Yaz gelince doğal olarak güneş artıyor ve hava kuruyor. Aynı zamanda nem oranı da artıyor. Dolayısıyla güneş yanıklarına, güneş lekelerine neden oluyor. Sıcak ortamlarda haşereler çoğalıyor. Özellikle sinekler, sivrisinekler, örümcekler ve böcekler gibi canlılar çoğalmaya başlıyor. Dolayısıyla cilt alerjileri ve böcek ısırıklıkları ve buna bağlı çeşitli alerjik egzamalar artıyor. Yaz aylarında cildimize yaptığımız uygulamalarla kış aylarında yaptığımız uygulamalar birbirinden farklılıklar gösteriyor.

“Hastalarımız özellikle açık havuzlarda yanıyor”

Güneş yanıkları yazın en fazla oluşan sorunlarından. Özellikle açık havuzlara gidip de cildinde yanık izleri oluşan hastalarım oluyor. Bazen güneşin altında fazla kalıyorlar ve sonrasında da ikinci derece güneş yanıklarıyla gelebiliyorlar. Genel anlamda Bilecik’teki hastalara öncelikle şu bilinci kazandırmamız gerekiyor; Bilecik su kültürü çok fazla olan bir şehir değil ve insanlar güneşin tek başına bir zarar vermeyeceğini düşünüyorlar. Fakat güneşin pek çok etkisi var.  D vitamini sentezi, kemiklerimizin güçlenmesi için gerekli hormonların sentezlenmesi gibi iyi özellikleri olduğu gibi aynı zamanda yanıklar gibi çeşitli yan etkileri de var.

Çocuk yaştaki yanıklara dikkat

Çocukluk çağındaki yanıkların, özellikle 15 yaş altında şiddetli güneş yanıklarına maruz kalmış çocuklar ileriki yaşlardan sonra cilt kanserlerine yatkınlığını artırıyor. Eğer çocukken bir kere bile yansanız daha ileriki yaşlarda deri kanseriyle ilgili bir hastalığınız olmasına neden olabiliyor. Dolayısıyla sıkı bir şekilde güneşten korunmamız gerekiyor.

“Güneş kremini 1 kez sürmek yetmez”

Özellikle açık havaya gideceksek, bağa, havuza, tarlaya gideceksek mutlaka güneş koruyucu kremlerimizi kullanmamız gerekiyor. Açık havaya gittiğimizde güneş kremini bir kere sürmemiz yine yeteli olmayacaktır. Açık havada, güneşin altında, tam da dik saatlerde çıkmamaya çalışmalıyız. Özellikle dik saatlerde şezlong altında, güneşin görmediği alanlarda bulunmamız gerekiyor. Buna rağmen güneş kremlerimizi 2 saatte bir yenilememiz gerekiyor. Bazı güneş kremleri günde 1 kez sürülse yeterli deniyor ama aslında güneş kremlerinin de bir ömrü var. Örneğin eğer havuz altındaysak, kıyafetimiz olmadan açık havada duruyorsak  2 saatte bir mutlaka güneş kremimizi yenilememiz gerekiyor.

“Güneş kremlerini cildimize uygun seçmeliyiz”

Beyaz bir ti-sihirt’in güneş koruma faktörü SPF 5’tir. Bizim güneş kremlerimizin ise ortalama SPF 30’DUR. Hatta bizim önerdiğimiz güneş kremlerinin SPF’si 50’dir. Bunları tercih ederken de cildimize uygun olanları kullanmamız gerekiyor. Cildi kuru olan bir hasta yağlı ciltler için üretilmiş bir güneş kremini kullandığı zaman aksine kaşınma ve kızarıklık yaşayabiliyor. Yağlı cildi olan bir hastamız yağlı bir güneş kremi kullandığı zaman bu da vücutta sivilcelere ve siyah noktalara neden olabiliyor. Cildin aşırı yağlanması mantar enfeksiyonlarını kolaylaştırabiliyor. Dolayısıyla cilde uygun bir güneş koruyucusu kullanmamamız gerekiyor. Ayrıca güneş kremimizi eczacımıza, doktorumuza danışarak kullanmamız gerekiyor.

Cilt yanıklarına evde çözüm

Peki cildimizde yanıklar oluştu, o zaman ne yapacağız? Evde uygulayabileceğimiz bir takım çözümler var bu konuyla ilgili. Soğuk duş almalıyız. Bu sırada vücudumuza duş jeli değmemeli. Duşun sade suyla alınması gerekir. Hemen sonrasında bepanten gibi B vitamini içeren nemlendirici ve yatıştırıcı kremler sürülebilir. Eğer baş edilemezse doktorunuza veya eczacınıza danışmanız gerekir, daha üst basamak tedaviler için.

“Güneş lekesi tedavisini yaz aylarında önermiyorum”

Güneş lekeleri özellikle bayanlarda, gebelik sonrası ya da yaz aylarından sonra birçoğu yüzde güneş lekeleri veya çillenme lekelerinden yakınmalar oluyor. Burada birinci basamakta her sabah ve öğlen güneş kremini öneriyorum. Evin içerisinde dahi güneş kremlerimizi kullanmamız gerekir. Çünkü  UVA  dediğimiz bir ışık var. Bu UVA dediğimiz ışık camdan dahi geçiyor. Bu UVA ışığı da cilt lekelerinin artmasına neden olan faktörlerden bir tanesi. Yaz aylarında güneşten korunmak için güneş koruyucular, yaz bittikten sonra da cildiye uzmanlarına geliyorlar ve leke tedavilerine başlıyorlar. Yazın leke tedavisi yapılmasını be önermiyorum, özellikle sonbahar aylarında, Eylül ayından sonra öneriyoruz.

“Açık havada uzun kıyafetler tercih edilmeli”

Diğer bir konu ise cilt alerjileri. Vatandaşlarımız yaz aylarında daha çok açık havada bulunuyor. Burada haşereler, küçük polenler, tozcuklar, sinekler, keneler dolaşabiliyor. Dolayısıyla eğer açık havada örneğin bağa, bahçeye gideceksek uzun eşyaları tercih etmeliyiz. Eğer uzun süre güneş altında çalışacaksak haşerelerden korunmak için pantolonumuzu çorabımızın içine sokmalıyız. Buna rağmen herhangi bir kızarıklıkları olduğu zaman yine bu bölgeye soğuk uygulamak gerekir. Bir pet şişe içerisinde konulan soğuk suyu o kızarıklıkların üzerine bir 15 dakika, günde 4-5 sefer uygulama şeklinde yapabilirler. Hastalarımızda bu kaşıntı ve kızarıklıklar devamlılık gösterirse yine bir eczacıya ve bir doktora başvurmaları uygun olacaktır.

 Evlerin içerisinde de yine böceklere bağlı kızarıklık ve kaşınmalar olabiliyor. Küçük yaşlardaki çocuklarda görülüyor bunlar daha çok. Kollarında veya bacaklarında küçük kızarıklıklar olabiliyor. Böyle bir durumda evlerini 3 gün boyunca arka arkaya, herhangi bir böceksavar araçla ilaçlamalarını öneriyorum.

Yazın cilt bakımı nasıl yapılır?

Cilt bakımlarımızı cilt tipimize göre yapmalıyız. Genelde bizim genç hastalarımızın cilt yapıları biraz daha yağlı veya karma ciltler oluyor. Bu hastalara ben özellikle akşam 18.00’dan sonra şekerli, unlu yiyecekler ve yağlı yiyeceklerden mümkün olduğunca uzak durmalarını tavsiye ediyorum. Bu şekilde hormonel dengemiz düzene girer ve yağlanma azalır. Cildin yağını azaltıcı çeşitli sabunları eczanelerden temin edebilirler. Yine sabahları ciltlerine uygun bir güneş kremiyle dışarı çıksınlar.

Güneşin bu kadar yan etkileri olmasına rağmen yaralı etkilerini de göz ardı etmemesi gerekir. D vitamini sen tezi için güneşin büyük bir yararı vardır. Onun için de saat 10-11.00 gibi güneşin tam tepede olduğu saatler değil, akşamüzeri kolların güneş görmesi, yeterli D vitamini salgılanmasını sağlar. Dolayısıyla saatlerce güneşin altında durunca daha fazla D vitaminimiz olması anlamına gelmez. Belli bir aşamadan sonrası artık zarar vermeye başlıyor.

Klimalara dikkat

Yaz aylarında kuru ciltler daha da kuruyor. Dolayısıyla kuru ciltli vatandaşlara nem maskesi öneriyorum. Nem maskelerini eczanelerden temin edebilirler. Ya da basit bir şekilde evlerinde de yapabilirler bu nem maskelerini.

1 yemek kaşığı ev yapımı yoğurt,  1 tatlı kaşığı bal, birkaç damla da limon suyunu karıştırarak gece, haftada bir sefer 10-15 dakika yüzümüzde bekletiyoruz. Özellikle kuru ciltler için bu nem maskesi olarak kullanılabilir. Bunlara rağmen yeterli hale gelmezse profesyonel ürünler için eczanelere ya da doktorlarına başvurabilirler.

Saat 10.30 dan 15.30-16.00’a kadar olan saatlerde çok fazla dışarıda kalmamaya özen göstermeliyiz. Kapalı alanlarda da bu kez klima etkisi cildimizi etkileyebiliyor. Hava kurutucu vantilatörler bu kez kuruluğa bağlı egzamalar, sedef hastalığının alevlenmesi, kuruluğa bağlı alerjik dökülmeler artış gösterebiliyor. Dolayısıyla klimalı ortamda çalışan vatandaşlarımızın vücutlarını biraz daha sık nemlendirmeleri gerekir. Örneğin klimalı ortamdan çıktıktan sonra vücudunu havalandırmalıdır.

“En az ve etkili korunma uygulanmalı”

Güneşten korunma adına vatandaşlarımızı en az ve en etkili güneş koruyucularını öneriyorum. Bunların haricinde diğer krem ve losyonları karıştırmaları vücutta tepkimelere neden olabilir.  Bir çok ürün içerisinde kimyasallar, boyalar, koruyucular var. Neticede bunları karıştırarak fazladan kullandığımız zaman vücutta alerjiler, egzamalar, döküntüler meydana geliyor. Minimal nemlendirme ve güneşten korunma yeterli olacaktır. Özellikle yaz aylarında çok sıcak suyla duş alınmamalı ve duş jelleri çok sık kullanılmamalı. 3 veya 4 duşta bir duş jelleri kullanılırsa bu da kuruluğu azaltır. Çünkü duş jellerinin de kuruluğu artırıcı etkileri var. Çok sıcak suyun da kuruluğu artırıcı etkinliği var. Özellikle kuru ciltli hastalar bebek yağıyla da ciltlerini nemlendirebilirler.

“İlaç reklamlarını uygun bulmuyorum”

Sağlıkla ilgili olan ilaçların reklamının yapılmasını çok doğru bulmuyorum. Bakanlığımızca da keza ilaçların reklamlarının yapılması uygun değil. Çok fazla farklı reklamları ilaç prosedürü altında göstermeden, Tarım Bakanlığı onayıyla ya da başka bir ek destek göstererek pazarlanabiliyor. Bazılarının faydası olabiliyor ama bazılarına da aksine zararı oluyor. Hastalara burada önerim, doktorlarına veya eczacılarına danışmadan mümkün olduğunca çok ilaç kullanmayalım. Her ilaç bitkisel dahi olsa karaciğere, böbreğe, cildimize ve diğer organlarımıza zararı olma potansiyeli taşıyan ilaçlar. En basitinden ilaçlara bağlı alerjiler ve karaciğer fonksiyonlarına, enzimlerine zarar verebilen ilaçlar var. Basit bir yeşil çay, ya da basit bir sinameki çayı dahi eğer uzun süre kullanılırsa karaciğere veya kalbe zarar verebiliyor. Dolayısıyla mutlaka eczacılarına veya doktorlarına danışmadan ilaç kullanmamsınlar. Ne keselerine zarar gelsin, ne de vücutlarına zarar gelsin.

“cildimize en iyi şekilde bakmalıyız”

Şu anda hastanede cildiye alanına bakan tek hekim benim. Mutlaka yoğunluk oluyor ve bunu azaltamıyoruz ama mümkün olduğunca çok hastayla ilgilenmeye çalışıyoruz. Bir cildiye uzmanımız daha işe başlayacak. Onunla birlikte yoğunluk biraz daha rahatlayacaktır ama ben şu ana kadar geriye hiç hasta çevirmedim. Gelen her hastaya bakmaya gayret ediyorum. Herkesin ciltle ilgili bir şikayeti var. Cilt, vücudun en büyük organı. Cilt, 10-15 kilogram toplam vücut ağırlığının yüzde 15’i. Karaciğerimiz vücudun ikinci en büyük organıdır. 2 kilogram civarındadır.Dolayısıyla dışarıyla en çok temas eden en büyük organımız, dışarıdaki toksinlerden, mikroplardan bizi koruyan organımız deri. Dolayısıyla en çok ona bakmamız gerekiyor.  BETÜL SÖNMEZER

 

 

 



E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir