Vali Şefik Aygöl: ”Allah herkese Bilecik’e hizmet etmeyi nasip etmez”

featured

Bilecik Valisi Şefik Aygöl, ”Allah herkese Bilecik’e hizmet etmeyi nasip etmez.” dedi.

Şeyh Edebali Kültür ve Kongre Merkezi’nde yapılan Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu (TGK) 27. Başkanlar Kurulu toplantısında konuşan Aygöl, Bilecik’in nüfusunun küçük olmasına rağmen sanayi, tarım ve tarih anlamındaki büyüklüğüne dikkati çekti.

”Ben özellikle yönetim kurulu toplantısının şehrimizde yapılmasını, tercih edilmesinden dolayı yönetim kurulu başkanımıza ve onları burada misafir eden, davet eden Temsilcimiz Mehmet Ergün’e şükranlarımı arz ettiğimi ifade etmek istiyorum.” ifadeleriyle sözlerine başlayan Vali Aygöl, şöyle devam etti:

”Kıymetli Genel Müdürümüz de sözün başında bize bir ifade kullandı. Dedi ki ben ilk kez böyle bir toplantıya katılıyorum. Daha önce burada yönetim kurullarının yaptık. Çok teşekkür ederim. Onların tercihlerinden dolayı bunun da farkında olduğumuzu ifade etmek istiyorum.

Gerçekten Musa Vali konuşurken çok duygusal anlar yaşadık. O günlere gittik. Biz o günlerde Ankara’da görevliydik. Tabi bu darbenin planlandığı ve bir şekilde uygulamaya geçildiği merkez Ankara. Bakanlığa giremedik o anları yaşadık. Çok zor günleri yaşandı. Ama şunu hepimiz gördük ki bu millet artık şiddeti kabul etmiyor. Artık milletin iradesi üzerinde bir iradeyi kabul etmediğini hepimiz memnuniyetle görme fırsatı bulduk.

O gün ben de tweet’imi şöyle atmıştım. Artık milletin üzerinde hiçbir iradenin tam kabul etmediği darbesini millet yapmıştır diye böyle bir paylaşım yapmıştık. O dönemdeki duygularımızla. Allah’a çok şükür ki bugün bu topraklarda rahat bir şekilde yaşıyorsak, rahat bir şekilde huzurlu bir şekilde yaşıyorsak işte o iradenin bugün tecellisi olarak karşımıza çıkıyor.

Çok farklı bir şehirdeyiz. Bilecik vilayetindeyiz. Ben de altı aydır burada görev yapıyorum. Göreve başladığımız ilk sıralarda yönetim kurulu toplantısı olmuştu burada. O gün duygularımı sormuşlardı. Bilecik nasıl bir yer? Tabii biz Ankara Büyükşehir’den gelince Bilecikli hemşehrilerimiz de bana soruyorlar. Yani ili sevdiniz mi? Alıştınız mı diye. Ben şöyle bir ifade kullanıyorum. Burada bunu kullanmak istiyorum. Diyorum ki Allah herkese Bilecik’e hizmet etmeyi nasip etmez diyorum. Bu gözle bakarsanız bileceği sahiplenmemek, sevmemek, çalışmamak gibi bir şansınız olmaz zaten. Şimdi biz niye Allah herkese nasip etmez?

Şehrimizin ülkemizin tüm güzellikleri bu memleketlerin kahramanlıklarıyla elde edilmiş. Sayın Genel Başkanımız dört yüz obadan çadırdan ifade etti. Biz bunu yerelde daha çok kırk oba diye ifade ederiz. Dört yüz oba olarak biz şu anda bir gençlik kampı yapıyoruz. Bu gençlik kampımızı kampımızda dört kırk oba üzerinde yapıyoruz. Gerçekten dünyaya adaleti hükmetmiş yirmi dört milyon metrekare alana adaleti götürmüş bir ecdadın yaşadığı topraklarda bir şekilde büyüdüğü, devlet olduğu. oluyor. Topraklarda yaşıyoruz. Onun için kurtuluşun Kuruluşun şehri diyoruz. Şeyh Edebali hazretleri burada meftun durumda. Yani şeyh Edebali Hazretleri makamı yok burada. Kendisi burada meftun durumda. Bugün inşallah ziyaretlerinizde onu göreceksin ki o manevi atmosferi de hissedeceksiniz.

İkincisi yine bu devletin kuruculuğunu yapmış ve sonra dünyaya adaleti dağıtmış, çocuklarıyla, torunlarıyla Ertuğrul Gazi Hazretleri burada meftun durumda. Dursun farkı hazretleri burada meftun durumda. Abdullah Nihal Gazi burada meftun durumda. Yani biz onların manevi iklimde yaşadığımız bir toprakta yaşıyoruz.

Türkiye’nin en anlamlı valilik binalarından birini çalışıyoruz. Malumunuz Metris Tepesi intikam tepesi, şehitlik. İnönü o dönemde Bilecik sınırlarında savaşların olduğu bölge burası. Onun için kurtuluş şehri, bu şehir aynı anda. Bu kadar manevi topraklarda yaşıyoruz. Ben gelen misafirlerimize şöyle bir ifade kullanıyorum. Kıymetli hemşehrilerimiz, hoş geldiniz diyorum. Yani Elazığ’dan gelmiş niye kıymetli hemşehrimiz? Bu ecdadın çocuklarıyız.  Onun için aslında bir nebze hepimizin doğduğu ve büyüdüğü şehirde yaşıyoruz. Ben bundan dolayı özellikle kuruluşun ve kurtuluşun şehri olan Bilecik’e sizleri ağırlamaktan büyük bir onur duyduğumu ifade etmek istiyorum.

SANAYİ ŞEHRİ DEYİNCE ŞAŞIRDIK

Bilecik çok ilginç bir şehir. Bizim çevremizde yirmi üç milyonluk bir nüfus var. Metropollerden oluşan ama ortasında bir vaha gibi kalan küçük ama çok mümbit toprakları olan bir şehirde yaşıyoruz. Bir sanayi şehri Ankara’dan geldik, sanayi şehir deyince şaşırdık. Geçen Ticaret Bakanlığı ihracat rakamları açıklanınca Bilecik’in yirmi dokuzuncu sırada olduğunu gördük. Üç milyar dolarlık bir üretim yapılıyor. Dokuzuncu OSB’sini kurmuş. Yirmi üç milyon metrekare OSB alanını oluşturmuş, ticari alanlarıyla üç milyar dolarlık bir üretim.

Nüfusa baktığımızda iki yüz yirmi binlerde bir nüfusu olan ülkenin nüfus sıralamasına yetmiş beşinci sırada ama ihracat rakamlarında yirmi sekiz, yirmi dokuzuncu sırada. Porselen’in yüzde elli beşini bu şehir üretiyor.

DOĞAL BİR CAZİBE MERKEZİ

Ayrıyeten çok ilginç bir şey söyleyeceğim. Bir tarım şehri olduğunu ifade edince burası ciddi bir şekilde bir tarım şehri. Neredeyse yedi ilçesi yedi ayrı iklimi taşıyor. Yani Allah hani derler ya özenle yaratmış bir yapısı var. Bugün limanlara, büyükşehirlere, efendime söyleyeyim bütün ulaşım noktaları hızlı trenin, kara trenin tam merkezinde yer alan en fazla uzaklığı kırk beş dakika. Bir saat süren bir anlamda doğal bir cazibe merkezi.

Onun için bugün bu toplantının burada olmasının ayrı bir anlam ifade ettiğini söylemek istiyorum. Ben bütün hemşehrilerimize böyle güzel ve ilginç bir şehirde olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Gerçekten bundan sonra da çok önemli görüşmeler ve çalışmalar olacak.”