• İmsak 00:00
  • Güneş 00:00
  • Öğle 00:00
  • İkindi 00:00
  • Akşam 00:00
  • Yatsı 00:00
  • İFTARA KALAN SÜRE 00:00:00
İMSAKİYE 2024 - Bilecik

Hayat Kutsaldır, İntihar Cinayettir

    İslam’a göre insan, kendisine verilen ruh sayesinde meleklerden daha üstün mertebeye ulaşma istidadında, yeryüzünde Allah adına güç kullanmak üzere yetkilendirilmiş en şerefli varlık ve Allah tarafından en güzel şekilde yaratılmış bir kul olması nedeniyle de saygı duyulması gereken bir emanet ve değerdir. Haysiyet sahibidir, hürmete layık bir varlıktır.
    Bu özelliklere ve değere sahip olan insanın hayatı mukaddestir, masumdur. Kur’an-ı Kerim’e göre haksız yere bir cana kıyan, bütün insanları öldürmüş gibi ağır bir suç işlerken, bir insanın hayatını kurtarma da bütün insanlara hayat verme gibi yüce ve değerli bir davranıştır. Bir başka ayette ise Kur’an, bu temel insan hakkının ihlalini; Allah'ın gazabını ve lanetini çeken, yapanı ebedi olarak içerisinden çıkılamayacak cehenneme sürükleyen en büyük günahlardan birisi olarak anlatmaktadır. Sevgili Peygamberimiz s. de Veda Hutbesinde “Bu gün, bu ay ve bu belde nasıl kutsal ise, canlarınız, mallarınız ve ırzlarınız da öylesine kutsaldır, her türlü tecavüzden korunmuştur” ifadeleri ile kasten adam öldürme suçunun kesin bir şekilde yasaklandığını ortaya koymaktadır.
    Hz. Peygamberin insan hakları bildirgesi niteliğindeki Veda Hutbesinde, ayakaltına alma ifadeleri ile kaldırdığı kan davaları adalet duygusunun zedelendiği ortamlarda bazen örf ve töre baskısı ile toplumu etkisi altına almaktadır. Durdurulmadığı sürece bütün tarafları imha ederek ortadan kaldıran bu İslam öncesi şirk ve cahiliye adetinin önünde sürüklenen kimseler; kasten cana kıyma ve cinayet suçunu işlemekle kalmayıp, ahiret alemlerini de heba etmektedirler.
    Diğer yandan; İslam düşüncesinde insana tanınan yaşama hakkının kullanımı, kişilerin kendi inisiyatiflerine de bırakılmış değildir.  Zira hangi durumda olursa olsun, ne kadar keder ve ümitsizlik içerisinde bulunursa bulunsun, kişinin kendi canına kıyması yani intihar kesin bir dille yasaklanmış büyük günahlardandır. Hz.Peygamber s. de; “Uçurumdan atlayarak, zehir içerek, ip  ve benzeri şeylerle kendisini boğarak veya öldürücü bir aletle kendi yaşamına son vererek intihar eden kimselerin cehenneme gireceğini” haber vermiş ayrıca; “Kim, ne ile intihar ederse, kıyamet günü onunla azab olunur.” buyurarak, intiharı büyük günahlar arasında saymış, inancı ve ameli ne olursa olsun, bu kimselerin sırf intihar etmiş olması sebebiyle ahirette büyük bir cezaya çarptırılacağını bildirmiştir.
    Yaşama hakkı, Allah tarafından insana bahşedilmiş en temel hak olup, kimsenin Allah'ın verdiği canı almaya hakkı yoktur. Allah'a kulluk için yaratılarak, imtihan için yeryüzüne gönderilen insanın dünyaya gelmesi kendi elinde olmadığı gibi, dünyadan ayrılması da yetkisinde değildir; dünyaya gelmesi de, ölümü de ilâhî iradenin elindedir. İnsan, kendisine verilen bu kutsal can emanetini ve ömrünü sonuna kadar muhafaza etmek ve onu en iyi şekilde değerlendirmekle mükelleftir.
    İntihar, müminde Allah’a karşı bulunması gereken inanç ve güvenin yitirilmesi olarak değerlendirilmekte, imanı ağır bir şekilde kusurlu hale getirmektedir. Diğer taraftan kişinin böyle bir tercihte bulunması; kulun yaratıcısına dönüşü olan, aynı zamanda vakti geldiğinde geciktirilemeyecek, vakti gelmeden de bir an olsun önceye alınamayacak olan ölümü ve kavuşmayı, günah ve isyan ile birleştirmekten öte bir şey de değildir. İntihar, ümitsizliğin, çaresizliğin, acının ve ızdırabın dramatik bir sonucudur.
    “Andolsun ki, sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele” ayetindeki mesajla da İslam dini daima müntesiplerinden acı ve kedere karşı sabırlı olmayı ister. Zira her şey Allah’ın izni ve emriyle ortaya çıkmaktadır. Karşılaşılan sıkıntılar karşısında kişi Allah’a sığınmalı, O’na yönelmeli ve sevabını O’ndan dilemelidir.
    Unutmayalım ki; vücudumuz kendi malımız değil, bilakis Allah’ın bize emanetidir. Kendi canına kıymak ise bu emanete hıyanettir. Hayatımızın her safhasında bir nefes sıhhatin her şeyden daha kıymetli bir nimet olduğu gerçeği hiçbir zaman göz ardı edilmemelidir.


Reklam
Mustafa Cilali


E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir