Şehitlik Makamı, Birilerini Teskin Etmek İçin Verilecek Bir Rüşvet Değildir

 

Şehitlerin isimlerinin ve resimlerinin yer aldığı sunum sırasında bir şehit annesinin oğlunun resmini gördüğü sırada “O benim oğlum” diyip ağlamaya başlaması salondakileri derinden etkiledi.

            Anma programı saygı duruşu ve İstiklal Marşı’yla başladı. Sonrasında Orhangazi Camii İmam Hatibi Orhan Kaptan tarafından şehitlerimiz için Kur’an-ı Kerim tilavet edildi ve dua yapıldı.

            Sonrasında Bilecik Ülkü Ocakları İl Başkanı İbrahim Bayraklı programın açılış konuşmasını yaptı. Bayraklı, “Şehit ve gazilerimiz dinimizin, devletimizin teminatı ve temel taşlarıdır. Onlar toprağı vatan, insanı millet yapan değerlerdir.” dedi. Bayraklı konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

‘Ölürsem şehit, kalırsam gazi’ inancı bütün savaşlarda Müslüman Türk milletinin dayanak noktasını oluşturmuştur

“Vatan savunmasında şehit ve gazi olmak kadar güzel bir kavram olamaz. Şehit nurlanmış, gazi onurlanmış askerdir. Şehit ve gazilerimiz dinimizin, devletimizin teminatı ve temel taşlarıdır. Onlar toprağı vatan, insanı millet yapan değerlerdir. Şehitlerimiz ve gazilerimiz kutlu bir mücadelenin gayretli yolcusu olmuş, vatanı için ve dahası bizler için canlarıyla, kanlarıyla mücadele etmişlerdir. Bizler yataklarımızda rahat uyurken onlar yeri gelmiş nice geceler uykusuz, nice günler aç ve susuz kalmışlardır. İnancımız o dur ki canlarını ortaya koyarak sayısız fedakarlıklar gösteren bu vatan evlatlarının amelleri ve kahramanlıkları da Allah katında karşılıksız kalmayacaktır. ‘Ölürsem şehit, kalırsam gazi’ inancı bütün savaşlarda Müslüman Türk milletinin dayanak noktasını oluşturmuştur. Bu inanç İslam dininin vermiş olduğu manevi duygular ile geçmişten gelen Türk kültürünün özümsenerek birleştirilmesi neticesinde ortaya çıkmıştır. Biz ülkücüler bu hislere geçmişte olduğu gibi bugün de sahip olmaktan gurur ve şeref duyuyoruz. Yüce ecdadımızın vatanını düşmana terk etmediği gibi tek nefer dahi kalsak vatanımızı çiğnetmeyeceğiz sözünü veriyoruz.

‘Şehitlik ve gazilik kavramlarının içleri boşaltılmaya çalışılıyor’

İslam dininin Türk’ü yenilmez kılan değerleri gazilik ve şehitliktir. Şehitlik en yüce mertebe olarak ifade edilir. Osmanlı’dan cumhuriyet dönemine kadar geçen süreçlerde şehitlik ve gazilik olguları toplumsal hafızaya yerleştirilmiş savaş öncesi ya da vatani görevler verildiği anlarda ya şehit ol ya da gazi sözü adeta bayraklaştırılmıştır. Şimdilerde ise şehitlik ve gazilik kavramları tartışılıyor ve içleri boşaltılmaya çalışılıyor. Görev şehidi, terör şehidi gibi iklimlerle kafalar bilinçli bir şekilde karıştırılıyor. Üstüne üstlük kaçakçılara devlet eliyle şehitlik unvanı verilirken bu yetmezmiş gibi birde ailelerine tazminat ödeniyor. Hrant Dink gibi gayrimüslimlere hangi hakla şehit denilmektedir. Bizim inancımıza göre şehit ölmeyen, Rabbimizin kapısında diri olan, Peygamber Efendimizle birlikte şahitlik yapacak olan ayrıcalıklı ve mukaddes bir kimsedir. Birinin şehit olabilmesi için Müslüman olması ise mutlak anlamda gereklidir. Bunlara aldırmadan şehitlik tanımını genişleterek dünyevileştirmek şehitlerimizin ruhlarına ve şehit olma yolunda gazi unvanını kazananlara yapılan büyük bir saygısızlıktır. Bu gibi örnekleri çoğaltabileceğimiz durumlar şehit yakınları ve gazilerimiz başta olmak üzere Türk milletinin yüreğine derin yaralar açmıştır.

‘Şehitlik makamı birilerini teskin etmek için verilecek bir rüşvet değildir’

Şehit yakınlarının el üstünde tutulacağı yerde şehit tanımıyla oynanması büyük bir basitliktir. Şehitlik makamı birilerini teskin etmek için verilecek bir rüşvet değildir. Aksine kanını, canını vatan, millet ve Allah yolunda verenlerin ilahi dergahının adıdır. Şehit ailelerimize bazı ziyaretler gerçekleştirdik. Bu ziyaretlerimiz esasında bizlere gerek bu konuda gerekse bazı konularda yetkililerin sahip çıkmayışlarından dert yandılar. Şimdi biz bunları dile getirdiğimiz için bazı kesimler tarafından şehitleri istismar etmekle suçlanacağız. Varsın desinler biz Peygamber Efendimizin ‘Vatan sevgisi imandandır.’ ve ‘Ahde vefa imandandır.’ hadis şeriflerini düstur alan Türk İslam Ülkücüleriyiz. Biz bu vatan için hiç düşünmeden canlarını feda eden kahramanları yad etmeyi ve arkalarında bıraktıkları aziz hatıralarına sahip çıkmayı kendimize görev addettiğimiz için bu gece buradayız. Şehit ailelerimiz ve gazilerimiz emin olsunlar bundan önce olduğu gibi bundan sonra da onların her zaman her şartta yanlarında olmaya devam edeceğiz. Unutulmamalıdır ki ‘Vatan, uğruna şehitlerin kan akıttığı toprak parçasıdır. Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır’ diyen şairimiz bunu ne güzel ifade etmiştir. Bu gün sahip olduğumuz bu cennet vatan kahraman ecdadımızın her karışını kanlarıyla sulayarak bizlere emanet ettikleri topraklardır.” Bilecik Şehit Aileleri ve Gaziler Derneği Başkanı Hayati Durak da günün anlam ve önemini belirten konuşmayı yaptı. Durak, Bilecik’in il merkezi ve ilçeler dahil olmak üzere şimdiye kadar 48 şehidi bulunduğunu ifade etti. Durak konuşmasında şunları söyledi:

“Başta dini, vatanı, milleti ve bayrağı uğruna yabancı bir ülkenin askerleriyle savaşan ve savaşta ölen kişilere kanunlarımıza göre şehit denilmektedir. Savaşta yaralı ya da sağ salim memleketine dönenlere de gazi denilmektedir. İnançlarımıza göre şehit nurlanmış, gazi de onurlanmış şahsiyetlerdir. Günümüzde şehitlere hakikaten ayrımcılık yapılmaktadır yani görev şehididir, güneydoğu şehididir gibi isimler takılmaktadır. Bahsettiğim değerler uğruna ölen herkese şehit denilebilir ve şehit denilmektedir. Gazi ise savaştan sağ salim yurduna dönenlere denir. Eskiden ayağı kopan, kolu kopan, gözü kör olan yaralanan kişilere gazi denildiği öğretilirdi, bu öyle değildir. Savaşa katılıp da sağ dönenlere gazi, savaşta ölenlere şehit denir.

Bilecik’te 48 şehidimiz var

Bilecik’te anmak istenilen 48 tane şehidimiz bulunmaktadır. Bu 48 şehit sadece Bilecik merkezde değil ilçelerde hepsi dahil 48 kişidir bugün itibariyle.  Gazilerimiz ise eğer Çanakkale’den bahsedecek olursak o dönemden kalma kayıtlarımızda 812 tane Çanakkale gazimiz var. Güneydoğu’da terörle mücadele ederken şehit düşen yavrularımızın sayısı da 28 tanedir. Çoğu asker olmakla beraber polislerimizde vardır, öğretmenlerimiz de vardır. Kıbrıs’ın yerini bilmeyen öğrencilerimiz var. Kıbrıs, Akdeniz’de Mersin’in ya da Antalya’nın karşılarına düşen bir adadır. Bu adanın yarısından fazlasını Yunanistan kökenli Rumlar, %40’ını Türkler, % 5 kadarını da İngilizler kullanmakta. 1974 yılı Temmuz’unda Kıbrıs’a gidip oradaki Türkleri korumaya çalışan ve hatta koruyup onları hürriyetine kavuşturan Bilecikli sayısı da 155’dir.”

Konuşmaların ardından Şırnak’ta şehit olan piyade onbaşı Hakan Elmas’ın abisine yazdığı mektup okundu. bir slayt gösterisi yapıldı. Slaytta yer alan görüntüler salondakilerin duygulu anlar yaşamasına sebep oldu. Bir şehit annesinin slayt esnasında oğlunun resmini görerek “O benim oğlum” diyerek ağlamaya başlamasıyla salondakiler gözyaşlarına hakim olamadı. Gecede gazi eşi olan Güldenur Aktürk kendi yazdığı şiiri okudu, Aktürk katılımcılardan büyük alkış aldı. Gerçekleşen oratoryo sonrasında programa katılan şehit ailelerine ve gazilere Bilecik Ülkü Ocakları İl Başkanı İbrahim Bayraklı tarafından “Teşekkür Belgesi” verildi. Aileler ve gaziler de programı düzenleyenlere onları unutmayıp böyle bir etkinlik gerçekleştirdikleri için teşekkür ettiler. Gecenin sonunda katılımcılara pilav ve ayran ikramı yapıldı. ZEYNEP KILBAHRİ



E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir