ZANZİBAR ADASI GEZİSİ

 

Bir gurup dostla 27 Ekim 2012 saat 18.30 sularında Dar us salam’dan Helikopterlerle Zanzibar hava alanına indik. Hava alanı çıkışında Feza Türk Okullarında görev yapan Halil İbrahim Bey mütebessüm simasıyla bizleri karşıladı.

              Gecenin sessizliğinde; yol dil bilmediğimiz yabancı bir ülkede tanımadığımız ancak bir telefon irtibatıyla bizleri beklentisiz yalnız Türkiye’den oralara eğitim sevdalısı insanların halini hatırını sormak, dertlerini paylaşmak, ziyaret için orada bulunmanın hatırına; güler yüzlü eğitim sevdalısını görmek hem bizi sevindiriyor, hem de bizi duygulandırıyor. İyi ki varsınız gönül erleri.

              Kaplumbağa adası, kum adası ve tropikal meyveleri ile süslenmiş adayı uzun süre umman krallığı yönetmiş. Sonrasında Almanya ve İngiltere tarafından sömürgeliğe maruz kalmış. 1964 yılında bağımsızlığını kazanmış. %100 Müslüman olan halk şimdi kendi idaresine kendi hâkim durumda. Fakat genel olarak yapılar doğu Alman mimarı esinti mevcut. Evler son katına kadar demir korkuluklarla kapatılmış emniyet ve güvenin olmadığı suistimal edilmiş cevher konumunda.

              Bizleri bir transport’la yaklaşık 20dak. Karanlığı aydınlatan sıcak ilgi ve alakalarıyla daha önce rezerve ettikleri otele götürdüler. 28 Ekim gezimizin 1.günü baharat bahçesine gittik. Aklınıza gelen baharat türleri yeşil halleriyle dallarında asılı gördük. Tropikal meyveler çeşit çeşit olgunlaşmış âdete tablacılık yaparak bizlere kendilerini ikram ettiler. Ananasından Hindistan Cevizine Dalından koparılan muzuna daha birçok meyve tasarlayan yaratana şükür vesilesi oldu.

              Baharat bahçesinde; kozmetik ürünler yeşil konumda bizlere tanıtıldı. (cilt boyası, el sabunları..gördüklerimizden) Bütün bunlar varlığa dolayısıyla yaratana bizleri hayran bıraktı.

              Baharat bahçesinden sonra kayıkla kaplumbağa adasına hareket ettik. Yaklaşık yarım saatlik Hint Okyanusu yolculuğundan sonra adaya vardık. Çeşit çeşit, boy boy yaşları üzerlerine yazılı kaplumbağalar tefekkür alanı idiler adeta. İnsanoğlu uzun yaşadığını zannediyor ama kaplumbağalarda dahi 156 yaşında olan vardı.  

              Dünyanın 123 ülkesine ve Ülkemizin doğusundaki 10 iline insanlar arasındaki mesafeleri kurban etmek üzere fedakâr, cefakar, samimi Türk insanları; ailelerini ve sevdiklerini geride bırakarak barış türküleriyle insanlara insanlık değerlerini taşımak üzere yola çıkanları Zanzibar’da da görüyorduk. Gelen bütün misafirleri Türk okulunda fedakâr ve yürekten ilgi ve alaka gösteren öğretmenler rehberlik yapıp adayı gezdiriyorlar. Bu fedakârlığı ve yakınlığı öz kardeşinden zor görürsün Bu kardeşlik bağını tesis eden ruha can kurban.

              Kurbanın Hakka yakınlaşma vesilesi olduğu gibi halkada yakın olmaya çok güzel bir yol oldu.

              Gezimizin 2.gününde Tek Türk okulunu ziyarete gittik. Anaokul, ortaokul ve Liseyi tek ve kiralık bir binada veren adanmış ruhların örneği kendinden olan yiğit insanları gördük. Ziyaretimizde sınıfları gezdik. Üç siyah inci (13,14 yaşlarında üç kolej öğrencisi) bizlerin göz pınarlarını ıslatarak yüreklerinin sesi olan şarkılarını söylediler. Biri; bana kara diyen dilberi, diğeri rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun sonsuzluğun sahibi şiirini okudu. Mest olduk. Gönlümüz kabardı gözlerimiz yaşardı. Bahçıvanlardan ve sebep olanlardan Allah razı olsun.

              Bu çocuklar 2012 Türkçe olimpiyatlarına katılmış ve derece almışlar. 1998’de ilk mezunlarını vermişler ve ülkede ilk beşte yerlerini almışlar. Türk okulları ülkede destan yazıyor.

              Okuldan öğlen ayrılıp kum adasına yarım saatte kayıkla vardık. Adeta su tarlası, Hint okyanusunun ortasında kumdan bir ada, başka hiçbir şey yok. Akşam olunca okyanusun git gelinden kum adası suyun altında kalıyor. 2.5 saat kaldığımız adada bir taraftan kayıkta pişen balıklar ve hazırlanan meyveler bir taraftan mas mavi okyanus suyunda yüzme bir taraftan mavi gök kubbe altında çadırda serinlemek. Unutulmaz hatıralarla akşam olunca adadan Kenya-Nairobi’ye hareket ettik.

              Efendimizin ifadelerinde Müslüman’ın vasıflarından biride seyyah olması buyruluyor. Hakkı verilen seyahat; madden ve manen insan ruhunu dinlendirmenin yanında yeni kazanımlarla insanın ufkunu açıyor. Mevla bizi Boş ve anlamsız gezilerden uzak eylesin amin.

                Aydın OSMANOĞLU



E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir